Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/36 E. 2022/45 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/36
KARAR NO : 2022/45
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ: 17/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı … marka araç kendi mülkiyetinde ve kullanımında iken 06/06/2020 tarihinde …Sigorta AŞ’nin …kodlu acentesi ile …poliçe numaralı KMAZMMS poliçesi ile araca zorunlu sigortasını yaptırmıştır, müvekkilinin … plakalı aracı 22/07/2020 tarihine kadar kullandığını, 22/07/2020 tarihinde Antalya 22. Noterliğinin 22/07/2020 tarihli … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile icra dosyasında yine borçlu taraf olan …’na sattığını, müvekkilin aracı sattığı 22/07/2020 tarihinde direkt olarak “….” poliçe numaralı ZMMS poliçesini iptal ettirdiğini ve sigorta poliçesi için ödediği bedelin kalan kısmını iade aldığını, müvekkil aracı sattıktan ve sigorta poliçesini iptal ettirdikten sonra aracın yeni maliki …’nun 27/07/2020 tarihinde araç ile trafik kazasına karıştığını, davalı şirketin bu kaza sebebiyle ödediği bedelleri …. ve davacıya rücu etmek amacıyla Antalya Genel İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, icra takip dayanağı belge olan 27/07/2020 tarihli kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere kaza tarihinde araç sahibi ve kazayı yapan sürücü … olduğunu, kaza tarihinde aracın davacının mülkiyetinde olmadığı gibi, davacının üzerinde her hangi bir hakkı veya sorumluluğunun olmadığını, bu kaza nedeniyle ödenen bedelin müvekkiline rücu edilmek istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin davacı yönünden iptalini talep ettiklerini beyan ederek; menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Dava dilekçesi ekinde … plakalı araca ait poliçe örneği de mevcuttur. Poliçe örneğine bakıldığında özetle; poliçenin davacı adına olduğu, araç kullanım şeklinin “yolcu nakli” olduğu, araç cinsinin “AA …n Otomobil” olduğu, kullanım tarzının, “Özel otomobil” olduğu anlaşılmaktadır.
Aracın, sadece “otomobil” olarak kayıtlı olduğu, ticari bir belirlemenin olmadığı anlaşılmaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2016/18802 E, 2019/7437 K; 2016/11709 E, 2019/4510 K)
Davacı, Antalya 22. Noterliğinin 22/07/2020 tarihli …yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile icra dosyasında yine borçlu taraf olan ….’na sattığını, müvekkilin aracı sattığı 22/07/2020 tarihinde direkt olarak “…” poliçe numaralı ZMMS poliçesini iptal ettirdiğini ve sigorta poliçesi için ödediği bedelin kalan kısmını iade aldığını, müvekkil aracı sattıktan ve sigorta poliçesini iptal ettirdikten sonra aracın yeni maliki …’nun 27/07/2020 tarihinde araç ile trafik kazasına karıştığını, davalı şirketin bu kaza sebebiyle ödediği bedelleri … ve davacıya rücu etmek amacıyla Antalya Genel İcra müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile takip başlattığını beyan etmektedir.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Anılan Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise, tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının, davacı ile yaptığı sigorta sözleşmesine dayanarak icra takibi yaptığı anlaşılmaktadır. (ZMMS Genel şartlarda sigortalının değişmesi bölümünde belli bir süre devam öngörülmüştür) Bu dayanağın haklı olup olmadığı ise yargılama konusudur ve bunu yargılamak görevli mahkemeye aittir.
Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir. (Emsal olarak; Yargıtay 17. HD., 2016/15724 esas, 2019/7574 karar; 2016/17099 esas, 2019/7474 karar; 2016/14707 esas, 2019/6398 karar; 2016/10714 esas, 2019/4738 karar; 2016/11138 esas, 2019/4612 karar; 206/7786 esas, 2019/2466 karar sayılı ilamlar)
Son olarak belirtmek gerekir ki; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/5065 esas, 2015/6407 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; HMK’nın 115/1 maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarih, 4-2247 Esas, 1667 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, taraf teşkili yapılmadan, tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddedilmesinde HMK’nın 30. maddesine göre de bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.05.2015 tarih ve 2014/7272 E., 2015/3936 K. sayılı ilamında da, HMK’nın 30. ve 115/1. madde hükmü uyarınca, davanın her aşamasında, somut olayda henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında HMK’nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkememizce tensiple görevsizlik yönünde usulden ret kararı verilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır