Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/30 E. 2022/650 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/30 Esas
KARAR NO : 2022/650
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile dava dışı banka müşterisi … arasında imzalanan ve davalının da müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı Genel Kredi Sözleşmesi gereğince adı geçen müşteriye ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, ancak söz konusu kredinin ödemelerinde meydana gelen aksamalar nedeniyle borcun kat edilerek davalıya önce ihtarname gönderildiğini fakat ödemenin yapılmaması nedeniyle daha sonra icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından yapılan yerinde olmayan itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle de; haksız olarak yapılan bu itirazın iptali ile davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacakla ilgili olarak alacaklı banka tarafından kendisine ihtarname gönderilmediğini, dava dışı banka müşterisi …’nun 2017 yılında kullanmış olduğu 26.000,-TL tutarındaki kredi için kefil olduğunu, ancak bu krediye ait borcun ödenmiş olduğunu, kendisinin bilgisi ve imzası olmayan başka kredilerden doğan borçlar için sorumlu olamayacağını, üstelik kefalet limitinin 26.000,-TL olmasına karşın Kumluca İcra Dairesince gönderilen ödeme emrindeki rakamların bunun çok üzerinde olduğunu, bu nedenlerle borca itiraz etmiş olduğunu, belirtilen bu huşular dikkate alınarak itirazın iptali talebinin reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere davacı hakkında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Genel Kredi sözleşmesine dayalı kefil hakkında başlatılan Kumluca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı bankanın alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Kumluca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının … A.Ş. Borçlu … olduğu, toplam 16.396,96.-TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlunun takibe itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, İİK’nun 67/1 maddesi gereği yasal 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … 05/07/2022 tarihli raporunda sonuç olarak; hesaplamalar sonucunda toplamda 16.920,95 TL tutarında azami banka alacağından söz etmemiz mümkün ise de, davacı bankanın talep ettiği alacakların, yukarıda “D – Takip Süreci” bölümünde detaylandırılmış olan her bir alacak kaleminin tarafımızca “azami faiz oranları” çerçevesinde yapılmış hesaplamaların altında kaldığı görülmüştür.
Bu nedenle, davacı … A.Ş.’nin davalı …’dan Genel Kredi Sözleşmesi için düzenlenen Kefalet Sözleşmesinden kaynaklanan alacak miktarının 03.08.2021 olan takip tarihi itibariyle, takip talebinde yer alan;
32,82 TL Vergi
15.678,24 TL Asıl Alacak ( İstenen yıllık %21,06)
656.38 TL İşlemiş Faiz
+ 29,52 TL Masraf
16.396,96 TL Toplam Alacak şeklinde detaylandırılan alacak kalemleriyle sınırlı olduğu görüş ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; dava dışı … ile imzalanan 06.02.2017 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Davacı Banka ile dava dışı … arasında 06.02.2017 tarihli 26.000,00-TL limitli Genel kredi Sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı 05/04/2017 tarihli 26.000,00-TL limitli cari hesap sözleşmesi imzalandığı, davalının 26.000,00-TL limitle müteselsil kefil olduğu, banka tarafından 28/04/2021 tarihli ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği anlaşılmıştır. Banka aracılığı ile gönderilen ihtarnamenin davalı borçlunun sözleşmede belirtilen adrese tebliğ edildiği görülmüştür.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı banka ile dava dışı … arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki süresiz çerçeve niteliğindeki sözleşmeye davalının kefaletinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Bütün dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alındığında, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olduğunun anlaşılması ile mahkememizce esasa alınan bilirkişi raporunda belirtilen bedeller dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine yönelik değerlendirmede: Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklindeki emsal içtihad doğrultusunda kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun kabulüne karar verilen borçlular aleyhine hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davalının, Kumluca İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin, 15.678,24-TL asıl alacak, 656,38-TL işlemiş faiz, 29,52-TL masraf ve 32,82-TL vergi olmak üzere toplam 16.396,96-TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 21,06 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA
3-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 3.279,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.120,07.-TL harçtan peşin olarak alınan 198,40.-TL harcın mahsubu ile 921,67.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 290,60.-TL ilk dava masrafı, 869,60.-TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.160,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı