Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/299 E. 2022/677 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/299 Esas
KARAR NO : 2022/677
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, Müvekkili ile davalı … arasında 04.02.2010 tanzim ve 10.06.2010 ödeme tarihli 80.000 TL bedelli senet düzenlendiğini, Antalya 13. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlanılmış olup … tarihli ödeme emri düzenlendiğini, daha sonrasında ise talep üzerine dosyanın yenilenerek Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosya sırasına kaydedilmiş olup başlatılan icra takibinin ise halen derdest olduğunu, bahse konu icra dosyasında müvekkilinin davalıya borcunun olmadığına dair … tarihinde taraflarınca Arabulucuya başvurulmuş olup … tarihli Arabuluculuk son tutanağında da görüleceği üzere taraflarca anlaşmaya varılamadığını, takibe konu senedin arka yüzüne “teminat olarak verilmiştir” ibaresi eklenmiş olup bu ibarenin senedi teminat senedi yapmayacağı ve senedin kambiyo vasfını taşıyan bono olarak değerlendirileceğini, zira senedin teminat senedi olarak kabul edilebilmesi için senet üzerinde açıkça teminat olarak verildiğine ilişkin yeterli bilgiler bulunduğunu, işbu sebeple Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, aleyhi icra takibinin tedbiren durdurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, müvekkili ile … … LTD. ŞTİ’nin yetkilisi aynı zamanda davacının kardeşi olan … arasında Daire Satış Sözleşmesi ile … parsel yol kenarı … numaralı dairenin satışı konusunda anlaştıklarını, yapılan bu sözleşmeye göre, … parsel üzerinde bulunan yol kenarı … numaralı daire, müvekkile, 27 Şubat 2009 tarihinde 58.000 TL NAKDEN, 6.000 TL 20 Nisan 2009 tarihinde, 1.000 TL tapu verildiğinde, 6.000 TL 15 Haziran 2009 tarihinde ödenmek suretiyle 70.000 TL karşılığında satıldığını, bütün ödemeler sözleşmede kararlaştırılan tarihlerde, öngörülen şekilde yapıldığını, ayrıca tapu masrafları için ödenen meblağın yeterli olmadığından bahisle müvekkilden tekrar haricen 1.200,00 TL alındığını, müvekkilinin, sözleşmeden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen, karşı taraf halen gayrimenkulu teslim etmediğini, dolandırıldığını düşünen müvekkilinin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda davacı ve … … LTD. ŞTİ’nin yetkilisi … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, … Soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturmada davacının 05/02/2010 tarihinde kollukta alınan ifadesinde özetle müvekkile … Parselde bulunan inşaatını yapmış olduğu dairelerden 4 nolu daireyi 27/02/2099 tarihinde sözleşme ile sattığını, sözleşmede yazan 70.000 TL’nin müvekkil tarafından ödendiği ancak kendilerinin sözleşme konusu evi tamamlayıp veremediklerini, yine aynı bölgede … ada 1 parselde yapılan dairelerden bir tanesini vermek üzere müvekkili ile anlaştıklarını ve bu hususta 02/02/2010 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, ayrıca bu hususta 80.000 TL değerinde senet düzenlediğini beyan ettiğini, davacının abisi olan … … LTD. ŞTİ’nin yetkilisi …’inde bu soruşturma kapsamında aynı beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin işbu sözleşme ve senet dolayısıyla davacı … ile … hakkında şikayetinden vazgeçtiğini davacı ve abisi hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … tarihinde … Soruşturma No. … Karar Numarasıyla takipsizlik kararı verildiğini, talep edilen bedeli iade etmeyen davacı ve … … LTD. ŞTİ’nin yetkilisi …, haklarında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda … Soruşturma nolu yürütülen soruşturmanın kapanması amacıyla müvekkille … parsel yol kenarı … numaralı dairenin satışı hususunda aralarında 02/02/2010 tarihinde yeni bir sözleşme imzaladıklarını, İşbu 02/02/2010 tarihli sözleşmeyle … numaralı dairenin 10/06/2010 tarihinde teslim edileceği, kararlaştırılan tarihte … numaralı dairenin devredilmediği takdirde … tarafından keşide ve imza edilen 10/06/2010 vade tarihli 80.000 TL bedelli kambiyo vasfına sahip senet ile müvekkilin ödemiş olduğu ücretin iade edileceğini, ücretin iadesiyle düzenlenen kambiyo senedinin geri alınacağı hususunda anlaşma sağlandığını, sözleşmeyle kararlaştırılan tarihte davacı ve … … LTD. ŞTİ’nin yetkilisi …’in edimini ifa etmediğini, bu durum karşısında müvekkili davacı … tarafından düzenlenen ve imza edilen 10/06/2010 vade tarihli 80.000 TL bedelli kambiyo senediyle yasal süresi içerisinde kambiyo senetlerine müstenit takip başlattıldığını, davaya konu takibin Antalya Genel İcra Dairesi … Esas numarasıyla devam ettiğini, bu sebeplerle davacının davasının reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacı vekiline dava dilekçesinde dayanmış oldukları yemin deliline başvurup vurmayacakları hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş fakat davacı vekili tarafından yemin metninin mahkemeye sunmadığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının takibe konu bono nedeniyle davalıya karşı borçlu olup olmadığına ilişkindir.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo Taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (YHGK. 12/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı.)
Kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir. (YHGK. 12/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı)
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede;6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, takibe konu senedin takip tarihinde kambiyo vasfına haiz olduğu, davacı tarafından yazılı herhangi bir delil sunulmadığı, dava dilekçesinde dayandıkları yemin deliline de mahkememizce verilen kesin sürede başvurmadıkları anlaşıldığından davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.366,20 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 1.285,50 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır