Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/292 E. 2023/419 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/292 Esas
KARAR NO : 2023/419
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; müvekkili ile dava dışı üçüncü kişi … Şirketi arasında uzun zamandır süre gelen kefalet ilişkisi bulunduğu, şirketin tek sahipli pay ve yöneticisi müvekkilinin eşi olan dava dışı … olduğu, …’in davalı bankadan temin ettiği kredilere ilişkin ayrıca şahsi kefalet yükümlülüğü altına girdiği, borçlusu şirket kefili … olan … tarihli … TL. anapara, … TL. azami kefalet tutarlı … seri numaralı genel kredi sözleşmesine müvekkili tarafın eş muvafakati verildiği … TL. azami kefalet limiti dahilinde ve aynı tarihte kefil olduğu, burada … TL’lik bir anaparanın kullandırılmadığı, Kefalet ilişkisi akabinde mülkiyeti müvekkil adına kayıtlı taşınmazlar üzerine davalı lehine 1.dereceden … TL. ve … TL. bedelli ipotek işlemlerinin tesis edildiği, kefalet sorumluluğunun … TL. olmasına rağmen her iki tapu üzerine işlenen toplam ipotek bedelinin … TL. olduğu, ayrıca davalı lehine … tarihinde 1.dereceden tesis edilen … TL. ipotek tesis işlemine dayanak kredi kefalet sözleşmesinin ne olduğuna dair müvekkiline verilen hiçbir bilgi bulunmadığı, Yine borçlusu şirket ve kefili … olan … tarihli … TL. anapara … TL. azami kefalet tutarlı … seri numaralı genel kredi sözleşmesine müvekkilinin … TL. tutarında kefil olduğu, söz konusu kefalet ilişkisinin kurulmasında ve banka tarafından kefalete ilişkin gerçekleştirilen tahsilatlarda sakatlıklar ve hukuka aykırılıkların mevcut olduğu, … seri numaralı sözleşmenin henüz doğum yapmış olan müvekkiline banka personeli tarafından evinin kapısında haricen imza ettirildiği, imzalanan sayfanın sözleşmenin orijinal sayfası olmadığı, eş muvafakat onay tarihlerinin farklı olduğu, eşlerin ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği, bu rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmesinin şart olduğu, müvekkili ve eşi … arasındaki evlilik birliğinin uzun zamandır yeniden tesis edilemeyecek seviyede olduğu, ihtarname içeriğinde de …’in müvekkille aynı konutta ikamet etmediği ve iki farklı adresinin bulunduğunun görüleceği, müvekkile imzalattırılan Sözleşme öncesi bilgi formu ve genel kredi sözleşmesi başlıklı sözleşmelerin kefil imzası başlıklı sayfaları hariç diğer sayfaların hiçbirinde imzasının bulunmadığı, sözleşmelerin incelenmesi için banka tarafından müvekkiline hiçbir şekilde süre ve fırsat verilmediği, genel işlem koşulları kapsamında herhangi bir inceleme yapmasına olanak sağlanmadığı, TBK 582 hükmünün kefilin kefalet sözleşmesinin kurulmasından evvel doğmuş olan asıl borçlunun borçlarından mesul olmasını düzenlemediği, kefalet ve kredi sözleşmesi genel işlem şartları şeklinde düzenlenmiş olup, müvekkiline yeterli izahatın yapılmaması durumunda geçerlilik kazanmayacağı, TBK 593/3 hükmünün ise ilk olarak kefilin alacaklının haklarına halef olarak asıl borçluya karşı rücu hakkını kullanabilmesi için gereken tüm ispat araçlarının alacaklıdan talep edilmesini sağlamak üzere bilgi verme yükümlülüğü getirdiği, müvekkilini kandırma yoluna giden davalının … seri numaralı sözleşme kefil imza sayfasına müvekkilinin imza atmasını sağlayarak toplam kefalet limitinin azami … TL. olmasını hukuka aykırı yollarla sağladığı, Davalı tarafından dava dışı şirkete gönderilen … tarihli yazıda, kredi sözleşmeleri kapsamında kredi kapatma bakiyesi olarak … TL’nin bankaya yatırılması halinde rehinli taşınmazın ipoteğinin fek işleminin yapılacağının belirtilmesi üzerine taşınmaz … tarihinde … TL. bedelle satılarak tüm satım bedelinin davacıya bankaya müvekkili tarafından ödendiği, bu durumda, …-… tarihleri arasında kullanılan kredi borçları hakkında müvekkilinin yaptığı ödeme neticesinde kredi borçlarının banka tarafından tam olarak tahsil edildiği ve … tarihli kefalet ilişki: erdiğinin açıkça anlaşıldığı, müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunmadığı borçlardan sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, kaldı ki kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu arttıran değişikliklerin geçerli olmayacağı, Davalının müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı yollarla tahsil ettiği bedellerin iadesinin gerektiği, gönderilen … tarihli ihtarnamede kredi kartı ve kredilerden kaynaklanan toplam … TL. ve Çek kanunu uyarınca … adet çek bedeli … TL’nin ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tebligat kanuna uygun şekilde tebliğ edilmediği, kredilerinden … ve … hesap numaralı kredi borçlarının KGF güvencesinde olduğu, KGF’ye başvuru yapılmadan diğer kefillerden alacak talebinde bulunulmamasının gerektiği, KGF kredi borçlarında müvekkilinin kefaletinin bulunmadığı, çek yaprağı sorumluluğunun çek kanunu uyarınca çek hesabı borçlusu ile banka arasında düzenlenmiş özel hukuki ilişkiye dayandığı, çek hesabından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı, depo talebinin arz edilen Hukuk Genel Kurulu kararına aykırı olduğu, bu itibarla çeklere ilişkin tahsil edilen … TL’nin müvekkiline iade edilmesinin gerektiği, TBK 587 uyarınca alacaklı bankanın müteselsil kefil … hakkında kefalet borcundan ibra edilmesi yahut borcun sonlandırılması veya kefilin hükümsüzlüğü gibi durumların Mahkemece dikkate alınmasının gerektiği, TBK 592 hükmünce davalı bankanın uhdesinde bulunan alacaklı bankaya sağlanan diğer teminatların ve sair güvencelerin müvekkili kefile teslim edilmesi veya devredilmesinin gerektiği, Davalı banka tarafından … tarihli olduğu iddia edilen kredi sözleşmesi tutarı … TL, kredi tutarının ise … TI. olduğu, bu tarihte tüm borçların doğduğu ve sözleşme tutarının sadece beh kredisini kapsadığı, müvekkilinin üç adet taşınmazını teminat göstererek teminat göstererek … TL. kefalet limiti ile kefil olduğu, banka tarafından gönderilen fek yazıları incelendiğinde üç taşınmazın ipotek fekleri için müvekkilinin toplam … TL. ödemeye mecbur bırakıldığı, davalı banka tarafından üst kefalet limitini aşan … TL. ödeme alındığı. Müvekkilin imzaladığı beh yapılandırma ödeme planının … TL. olduğu ve üzere sadece bech kredisini kapsadığı, kredi zleşmesinin …sayasında imzası bulunan şirket yetkilisinin şahsi teminatını kapsayan bir daire ve asıl borçlu şirket adına kayıtlı | adet araçta … TL: … kredisinin teminatı kapsamında olduğundan … tarihinde müvekkili tarafından davalı bankaya ödenen … TL. fek bedelinden bu beh için … TL. ödeme alındığı, kredinin kalan bakiyesi olan gecikme faizi için de diğer müteselsil kefilin taşınmazlarının hesaplandığı, kalan … TL. ile KGF destek krediler, şirket kredi kartı borçları ve müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı diğer borçların ödendiği, sonuç olarak fek yazısı ile müvekkilinin ödemeye mecbur bırakıldığı borcu aşan … TL’nin iadesinin gerektiği belirtilerek Sayın Mahkemeden müvekkili aleyhine tanzim sorumluluğu doğuran genel kredi sözleşmeleri ve kefalet sözleşmelerinin hükümsüzlüğüne, hukuka aykırı şekilde tahsil edilen kısmi davaya esas olmak üzere şimdilik … TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı banka vekilinin … tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ipotek fek bedeli ödemesinin … tarihinde yapıldığı, iki yılı aşkın süre geçmesi nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığı, davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığı, … şirketi ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca …’in maliki olduğu taşınmazların … TL. ve … TL. Üzerinden banka lehine teminat olarak verildiği, … tarihinde … tarafından yapılan başvuru neticesinde … TL. tahsilat yapılarak taşınmazlar üzerindeki ipoteklerinin fek edildiği, Davacının müteselsil kefil olması haricinde ipotek veren sıfatına haiz olduğu, yapılan ödemelerin ipoteklerin fekki için teminat veren ödemesi olduğu, bu sebeple öncelikle incelenmesi gereken hususun kefalet hali değil ipotek veren sorumluluğu olduğu, ipotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun ipotek limitiyle sınırlı bulunduğu, davacı üçüncü kişi olarak hem asıl borç için ipotek verdiği, hem de asıl borca müteselsil kefil olduğu, genel kredi sözleşmelerinin …maddesinde doğmuş-doğacak tüm riskleri, nakdi ve/veya gayri nakdi kredi sözleşmelerinden kambiyo senetlerinden tüm sözleşme ve taahhütnamelerden doğmuş ve doğacak banka alacaklarına sözleşmede belirtilen şartlarla kefil olduğu, ipotek sözleşmesinin …maddesinde de … şirketinin borçlu ya da kefil sıfatıyla imzaladığı nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinden doğmuş ve doğacak alacaklarının tahsilini teminen banka lehine ipotek tesis edilmesinin söz konusu olduğu, … tarihli yazının sadece belirli taşınmaz üzerindeki ipotek limiti ve o taşınmazın o günkü ipotek fek değeri dikkate alınarak hazırlandığı, … tarihinde davacı tarafından yapılan … TL tahsilat sonrasında da dava dışı şirketin borçları sona ermemiş olup firma aleyhine … Müdürlüğünün … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı ve … tarihinde haricen yapılan … TL. ödemeyle dosyanın faiz indirimiyle infaz edildiği, Davacının kredi sözleşmelerinde bankaya bildirdiği adrese ihtarnamenin gönderildiği ve tebliğ edildiği, ihtara istinaden bankaya başvurarak ipotek fek talebinde bulunduğu, ihtarname iade olsaydı bile, sözleşme maddesi uyarınca adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde adrese yapılacak tebligatın tebliğ sayılacağı, önce KGF’ye başvuru şartının bulunmadığı, sözleşme uyarınca bankanın borçlunun temerrüdü halinde dilediği teminata başvurma, alınan ödemeleri dileği krediye mahsup etme hakkının bulunduğu, KGF’den kredinin tazmin edilmesi için kredinin kat edilerek icra takip açılışının yapılmasının gerektiği, davaya konu ödeme akabinde KGF riski davaya konu borcun ticari bir borç olduğu, davacının eşinin yetkilisi olduğu dava dışı firma ile bankaları arasındaki ticari borca dayanan sözleşmelere davacının hem teminat verdiği hem de müteselsil kefil olduğu, davacının dönemde psikolojinin ne olduğunun davanın konusu olmadığı, bankanın araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı, hatalı işlem yapıldığı düşünülüyorsa bu iddianın muhatabının davacı yanın eşi ve eşinin sahip olduğu, firma olduğu, bu yönden husumet itirazında bulundukları belirtilerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, banka kredi kefalet sözleşmesinde eş muvafakati alınırken usulsüzlükler yapılması olgusuna dayalı borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
Bankacı bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; “Davacı …’in, davalı banka ile dava dışı şirket arasında bağıtlanan süresiz çerçeve kredi sözleşmelerine dayalı olarak açılan ve kullandırılan her türlü krediden doğan banka alacağına kefalet sözleşmesinde kefil olduğu azami tutara kadar müteselsil kefil olduğu, kullandırılabilecek kredi işlemlerinde kefillere bilgi verileceği ayrıca imzalarının alınacağı yönünde hiçbir bankayı bağlayıcı mevzuat bulunmadığı, kefillerin kefalet limiti ve kendi temerrütleri sonuçlarından sorumlu olacakları, kefaletin mevcut borçları da kapsayacağı, Diğer taraftan davacının maliki olduğu iki parça mesken niteliğindeki taşınmazı dava dışı şirketin asıl borçlu ve/veya kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmeleri, taahhütnameler ve kambiyo evrakından doğan banka alacağına teminat olarak rehin verdiği, davacı tarafınca, ihtarnameye dayalı herhangi bir icra takibi olmaksızın … tarihinde ipoteklerin fekki karşılığında ipotek borçlusu sıfatıyla, bankaya ödediği … TL’nin yukarıda açıklandığı üzere ihtar konusu üç ayrı taksitli kredinin anapara ve işleyen faiz ve gider vergisi, ticari kredi kartı ve sigorta poliçe borcuna mahsup edildiği, sözü edilen mahsup işlemi sonrasında dava dışı şirketin kredi borçlarının kapanmadığı, … numaralı kredinin … tarihi itibariyle … TL. olan anapara bakiyesinin temerrüt faizine tabi olarak devam ettiği, … tarihinde … TL. tahsil edilmesiyle … numaralı kredinin kapandığı, dava dilekçesinde sözü edilen … TL. ödemenin … tarihinde … adıyla dava dışı şirketin … numaralı hesabına yatırıldığı, söz konusu paradan ihtarnamede talep edilenler dışında …, …, … kredilerin anapara ve faizleri yanı sıra … numaralı krediden faiz alacakların tahsilatının yapıldığı, ayrıca tazmin edilerek nakde dönüşen çek yaprakları için … numaralı olarak … tarihinde oluşturulan kredi hesabının kapatıldığı, Davacı tarafından yapılan ipoteğin fekki karşılığında yapılan ödemeler nedeniyle davacı tarafça iddia edildiği üzere usulsüz bir işlem ve davalı banka tarafınca davacıya iade edilecek bir tutarın söz konusu olmadığı, davacının dava dışı asıl borcu şirketin bankaya olan kredi borçlarının müteselsil kefil ve ipotek borçlusu sıfatlarını birlikte taşıdığı ve ödemeyi ipotek borçlusu sıfatına haiz olarak yerine getir” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişisi kök raporuda, bankacı bilirkişi ek raporunda sonuç olarak ” Dosyaya sunulan … tarihli kök raporumuzda, taraflar arasındaki akdi ilişki tüm safahatıyla ayrıntılı ve gerekçeleriyle açıklanarak;“Davacı …’in, davalı banka ile dava dışı şirket arasında bağıtlanan süresiz çerçeve kredi sözleşmelerine dayalı olarak açılan ve kullandırılan her türlü krediden doğan banka alacağına kefalet sözleşmesinde kefil olduğu azami tutara kadar müteselsil kefil olduğu, kullandırılabilecek kredi işlemlerinde kefillere bilgi verileceği ayrıca imzalarının alınacağı yönünde hiçbir. bankayı bağlayıcı mevzuat bulunmadığı, kefillerin kefalet limiti ve kendi temerrütleri sonuçlarından sorumlu olacakları, kefaletin mevcut borçları da kapsayacağı, Diğer taraftan davacının maliki olduğu iki parça mesken niteliğindeki taşınmazı dava dışı şirketin asıl borçlu ve/veya kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmeleri, taahhütnameler ve kambiyo evrakından doğan banka alacağına teminat olarak rehin verdiği, Davacı tarafınca, ihtarnameye dayalı herhangi bir icra takibi olmaksızın … tarihinde ipoteklerin fekki karşılığında ipotek borçlusu sıfatıyla, bankaya ödediği … TL’nin yukarıda açıklandığı üzere ihtar konusu üç ayrı taksitli kredinin anapara ve işleyen faiz ve gider vergisi, ticari kredi kartı ve sigorta poliçe borcuna mahsup edildiği, sözü edilen mahsup işlemi sonrasında dava dışı şirketin kredi borçlarının kapanmadığı, … numaralı kredinin … tarihi itibariyle … TL. olan anapara bakiyesinin temerrüt faizine tabi olarak devam ettiği, … tarihinde … TL. tahsil edilmesiyle … numaralı kredinin kapandığı, dava dilekçesinde sözü edilen … TL. ödemenin … tarihinde … adıyla dava dışı şirketin … numaralı hesabına yatırıldığı, söz konusu paradan ihtarnamede talep edilenler dışında …, …, … kredilerin anapara ve faizleri yanı sıra … numaralı krediden faiz alacakların tahsilatının yapıldığı, ayrıca tazmin edilerek nakde dönüşen çek yaprakları için … numaralı olarak … tarihinde oluşturulan kredi hesabının kapatıldığı, Davacı tarafından yapılan ipoteğin fekki karşılığında yapılan ödemeler nedeniyle davacı tarafça iddia edildiği üzere usulsüz bir işlem ve davalı banka tarafınca davacıya iade edilecek bir tutarın söz konusu olmadığı, davacının dava dışı asıl borcu şirketin bankaya olan kredi borçlarının üteselsil kefil ve ipotek borçlusu sıfatlarını birlikte taşıdığı ve ödemeyi ipotek borçlusu sıfatına haiz olarak yerine getirdiği,”Özet ve sonucuna varılması ve raporumuz içeriğinde; kredi garanti Fonu tarafından kefalet verilen kredi işlemleriyle ilgili olarak Davacı tarafça kredi garanti fonu garantisi kapsamındaki krediler için kredi garanti fonuna başvuru yapılmasının şart olduğu zararın Fondan karşılanması gerektiği hususundaki iddiasının yerinde olmadığı, kredi garanti fonu krediye müteselsil kefil sıfatıyla ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olduğu, kredi garanti fonu tarafından yürütülen hazine desteğine ilişkin yapılan kamu düzenlemelerine göre temer /durumunda kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği, takip neticesinde yapılacak tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, KGF tarafından yapılacak bir tazmin ödemesinde yapılan ödemenin banka ile KGF arasında borç alacak ilişkisine konu olabileceği, somut olayda ise davacının ipotek yükümlüsü sıfatıyla taşınmazının ipoteğinin fekki karşılığında kendi iradesiyle dava dışı şirketin borcuna karşılık ödeme yaptığı, davalı bankanın KGF tarafından garanti edilen krediler için tazmin talebinde bulunmasını gerektirir bir alacak kalmadığı, açık ifade ve tespitlerimize karşılık davacı vekilinin raporumuza itirazlarının dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve hususların yinelenmesinden ibaret olduğu, kök raporumuzda davacının dava dışı şirkete şahsi ve ayni teminatı kapsamında davalı banka tarafınca dava dışı şirkete açılan ve kullandırılan kredilerin ve kredilerden doğan banka alacak durumuna ilişkin somut tespitler raporumuzda gerekçeli olarak yer almakta olup, ilave edilecek başkaca bir husus bulunmamaktadır.” sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Davalı banka ile dava dışı … Şirketi arasında … tarihli …-TL limitli Genel kredi Sözleşmesi imzalandığı, ek sözleşmeler ile kredi limitinin …-TL’ye çıkarıldığı, yine taraflar arasında … tarihli …-TL limitli çerçeve kredi Sözleşmesi ile … tarihli …-TL limitli çerçeve kredi Sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmelerinin şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen … tarafından kendi adına asaleten müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davacı …’in de …, … tarihli kredi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve belirtilen azami tutara kadar eşinin müteselsil kefil olmasına muvafakat ettiğini kabul ve beyan ettiği, davacının mlğiki olduğu iki adet taşınmazın … ve … tarihli ipotek sözleşmeleri ile davalı banka lehine ipotek olarak gösterildiği, ipoteklerin banka lehine kredi borçlusu şirketin asaleten ve kefaleten tüm borçlarını kapsayan azami had ipoteği olduğu görülmektedir.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki davacı kefaletinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Taşınmaz rehninin bir çeşidi olan ipotek ise, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 881 ilâ 897. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 851. maddesine göre miktarı belli olmayan ya da henüz doğmamış bir alacağın ipotekle teminat altına alınması hâlinde, alacağın miktarı henüz bilinmediğinden ipotekte belirlilik ilkesi gereğince ipotekli taşınmazın azami miktarı için teminat teşkil edeceğini alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taraflarca kararlaştırılması ve bu miktarın rehin yükü olarak tapu kütüğüne tescil edilmesi gerekir. Üst sınır ipoteğinde taraflarca kararlaştırılan ve tapu kütüğüne tescil edilen yük miktarı ipotekli alacaklının tüm alacak kalemleri için bir üst sınır teşkil eder. Bu miktar sırf ana para alacağı değildir. Taşınmaz satış bedeli tüm alacak kalemlerini karşılasa dahi, üst sınırı aşan bu alacakların satış bedelinden karşılanması mümkün olmaz. Bu alacak kalemleri ipotek teminatı dışında kalan alacak olarak ancak genel haciz yolu ya da iflâs yolu ile takip edilebilir .
Türk Medeni Kanunu’nun 851. maddesindeki düzenlemeden de anlaşıldığı üzere ipotek, güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarının belirli olup olmamasına göre iki şekilde kurulabilir. Buna göre, ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise anapara ipoteği, belirli değilse üst sınır ipoteği kurulur.
Üst sınır (limit) ipoteğinde üst sınır çerçevesinde tescil edilen ipotek, tescil edildiği tarihte mevcut ve miktarı belli olan bir alacağa dayanmamaktadır. Bu nedenle bu ipotek maddi bünyeden yoksun, biçimsel bir ipotek niteliği taşımaktadır. İleride alacak doğup miktarı belli olduğunda başlangıçta şekli bir karakter taşıyan üst sınır ipoteğini, gerçekleşen alacak tutarı ile sınırlı tutarak maddi içeriğe kavuşacaktır.
Davacının maliki olduğu iki adet talınmazı dava dışı şirketin asıl borçlu ve kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmeleri, taahhütnameler ve kambiyo evrakından doğan banka alacağına teminat olarak rehin verdiği, Davacı tarafından, ihtarnameye dayalı herhangi bir icra takibi olmaksızın … tarihinde … TL’nin bankaya ödendiği, yapılan ödemenin mahsup işlemi sonrasında dava dışı şirketin kredi borçlarının kapanmadığı, alınan bilirkişi rapor ve ek rapor ile davacı tarafından yapılan ipoteğin fekki karşılığında yapılan ödemeler nedeniyle usulsüz bir işlem ve davalı banka tarafınca davacıya iade edilecek bir tutarın bulunmadığının anlaşıldığı, davacının dava dışı asıl borcu şirketin bankaya olan kredi borçlarının müteselsil kefil ve ipotek borçlusu sıfatlarını birlikte taşıdığı ve ödemeyi ipotek borçlusu olarak yerine getirdiği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken …-TL harçtan peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile, bakiye …-TL’ nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5–Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2023

Katip … Hakim …
E imzalı E imzalı