Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/211 E. 2023/333 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/211 Esas
KARAR NO : 2023/333
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 15/03/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka … Sanayi Şubesi ile davalı … … … Ticaret Ltd. Şti. arasında diğer davalı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefaletiyle Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, borçlu lehine sözleşme kapsamında … ve … sayılı ticari krediler açılarak kullandırıldığını, sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine kredilerin … tarihi itibariyle kat edilerek … …. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme olmayınca Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyada takip dosyası ve banka kayıtları celbedilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı banka tarafından borçlular … ve … … … Ticaret Ltd Şti aleyhine …-TL asıl alacak, 7.562,08-TL işlemiş faiz, 378,00-TL gider vergisi, 619,60-TL masraf, 32.040,00-TL gayrinakdi depo talebi olmak üzere ….-TL toplam alacak için girişilmiş ilamsız icra takibi olduğu, borçluların … tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, yasal 1 yıllık sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak;” Davalıların … takip tarihi itibariyle … temerrüt tarihi dikkate alınarak sorumluluklarının hesaplanması ve sonuç:
I-) … numaralı taksitli ticari kredi:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak …
…-… 9 günlük %21,96 akdi faiz 1.217,57
…-… 13 günlük %28,59 temerrüt faizi 2.289,69
Gider vergisi 175,36
Masraf 619,90
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak …

II-) … numaralı taksitli ticari kredi:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak 34.893,76
Diğer alacak (faizsiz) 921,56
…-… 9 günlük %21,996 akdi faiz 191,88
…-… 13 günlük %28,59 temerrüt faizi 360,25
Gider vergisi 27,61
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak 36.395,06
Gayri nakit çek depo bedeli 28.925,00

Özetlersek;
… TL asıl alacak (diğer alacak ilave edilerek),
4.059,39 TL işlemiş faiz,
202,97 TL gider vergisi ve
619,90 TL masraf toplamı … TL nakit ve 28.925,00 TL gayri nakit olmak üzere … TL toplam alacak bulunmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak %9,00 oranında yasal faiz ve faiz üzerinden %5,00 gider vergisine tabi bulunmaktadır.” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarihli ek raporunda sonuç olarak;”Davalıların … takip tarihi itibariyle … temerrüt tarihi dikkate alınarak sorumluluklarının hesaplanması ve sonuç:
I-) … numaralı taksitli ticari kredi:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak …
…-… 9 günlük %21,96 akdi faiz 1.217,57
…-… 13 günlük %28,59 temerrüt faizi 2.289,69
Gider vergisi 175,36
Masraf 619,90
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak …

II-) … numaralı taksitli ticari kredi:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak 34.893,76
Diğer alacak (faizsiz) 921,56
…-… 9 günlük %21,996 akdi faiz 191,88
…-… 13 günlük %28,59 temerrüt faizi 360,25
Gider vergisi 27,61
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak 36.395,06
Gayri nakit çek depo bedeli 28.925,00

Özetlersek;
… TL asıl alacak (diğer alacak ilave edilerek),
4.059,39 TL işlemiş faiz,
202,97 TL gider vergisi ve
619,90 TL masraf toplamı … TL nakit ve 28.925,00 TL gayri nakit olmak üzere … TL toplam alacak bulunmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %28,59 oranında yasal faiz ve faiz üzerinden %5,00 gider vergisine tabi bulunmaktadır.
Davacı vekilinin temerrüt faiz oranı ile asıl alacak tespitimize ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi:
Bankaca asıl borçlu şirkete kullandırılan ve takibe konu edilen iki adet taksitli ticari kredilere yıllık %21,96 ve %21,996 oranlarında akdi faiz uygulandığı, hem dosyada mevcut kredi kullandırım talimatlarında hem de kredilere ilişkin geri ödeme planlarında açıkça görülmektedir. Tarafımızca yapılan temerrüt faiz oranı tespiti, gerek taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt faizine ilişkin maddesi gerekse güncel Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin emsal kararları dikkate alınarak yapılmıştır. Yine, Yargıtay’ın eskiden beri süre gelen yerleşmiş pek çok kararında, bankaların kredilere temerrüt tarihine kadar akdi faiz, temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulaması gerektiği yönündedir. Takibe konu kredilere bankaca kat tarihinden önce gecikme/temerrüt faizi uyguladığı, bu şekilde işlettiği faizi ve gider vergisini anaparaya ekleyerek kat tarihi itibariyle asıl alacak belirlediği, sonrasında da yine takibe kadar temerrüt faizi işletmeye devam ettiği, görülmektedir. Dolayısıyla, daha hesap kat edilmeden yani aralarındaki sözleşme ilişkisi sona ermeden temerrüt faizi uygulandığı, bu sebeple de asıl alacak taleplerinin olması gerekenin üzerinde hesaplandığı görülmektedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli 2018/2511 esas 2019/3854 karar sayılı güncel emsal kararı ve benzeri kararlarında da, dava konusu krediler için bankanın temerrüt tarihindeki emsal kredilere fiilen uygulanan en yüksek faizin baz alınarak temerrüt faizinin belirlenmesi esas gösterilmektedir….Emsal Yargıtay kararında da; bankanın TCMB’ye bildirdiği ve fiilen uygulamadığı faiz oranlarının değil de, bankanın fiilen uyguladığı akdi faiz oranının bilirkişi tarafından tespit edilerek sözleşmeye göre temerrüt faizi uygulanması gerektiği, yönündedir.” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık; davalılardan … … … Ticaret Ltd Şti ile imzalanan … tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı asıl borçlu ve kefil olan davalının sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle davalıların sorumlu olduğu alacak miktarının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Davacı banka ile davalı … … … Ticaret Ltd Şti arasında … tarihli …-TL limitli Genel kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın …-TL limiti dahilinde müteselsil kefil olduğu, davalı asıl borçlu … … … Ticaret Ltd Şti’ne ve …’a … …. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek hesabın kat edildiği ve davalıların temerrüde düştükleri kabul edilmiştir.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı banka ile davalı … … … Ticaret Ltd Şti arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki davalı … kefaletinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Davacının gayri nakdi çek depo talebinin değerlendirilmesine;
5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10/04/2017 tarih 2016/7422 Esas – 2017/2933 Karar sayılı emsal içtihatında; “kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerin gayrı nakdi alacak için sorumlu olduklarına dair özel bir hükmün bulunup bulunmadığının üzerinde durularak sonuca göre karar verilmelidir.” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesinden çek depo talebine ilişkin 9.21. Maddesinde hüküm bulunduğu ayrıca kefalet sözleşmesinin 10.13. Maddesinde de çek karneleri yönünden sorumluluk belirlendiği görülmüştür.
Davacının davalı asıl borçlu şirket yönünden 12 adet çek yaprağı yönünden depo talebinin yerinde olduğu, kredi sözleşmesine ait kefalet sözleşmesinin 10.13 Maddesinde kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunduğundan davalı kefil …’ın da çek depo talebinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alındığında, davalıların kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olduğunun, anlaşılması ile davalılar aleyhine açılan davanın, mahkememizce esasa alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda belirtilen bedeller üzerinden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf uygulanan faiz oranlarına itiraz etmiş ise de; Davaya dayanak kredi sözleşmesinin temerrüt faizini düzenleyen 11/b. maddesinde borcun ödenmemesi halinde alacağın muaccel olduğu tarihten müşteriye ihtarda belirtilen süre sonuna kadar Merkez Bankasına bildirilen en yüksek cari faiz oranının, temerrüt tarihinden itibaren ise bildirilen en yüksek cari faiz oranını %30 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacağı kabul edilmiştir. Dosya kapsamında mevcut davacı banka tarafından akdi faiz oranı o dönem itibariyle %21,99 olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu oran ve %30 fazlası dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, dolayısıyla uygulanan faiz oranının sözleşme hükümlerine ve davacı bankanın cari kredi faiz oranlarına uygun olduğu anlaşılmakla, davalı itirazlarına itibar edilmemiştir. (Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. HD. , 2021/1299 Esas, 2021/1211 Karar)
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine yönelik değerlendirmede: Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklindeki emsal içtihad doğrultusunda kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun kabulüne karar verilen borçlu aleyhine hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 04/04/2018 gün, 2017/4575 Esas, 2018/1823 Karar sayılı emsal içtihadında; “…gayrinakdi kredinin deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği halde nakdi alacakla birlikte nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir…” şeklinde belirtildiğinden kabul edilen çek depo bedeli yönünden davacı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL; KISMEN REDDİ ile, Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında,
a)-Taksitli ticari kredilerden doğan banka alacağı yönünden; Borçlu davalıların itirazlarının …-TL asıl alacak, 4.059,39-TL işlemiş faizi, 202,97-TL faizin gider vergisi ve 619,90-TL masraf olmak üzere toplam …-TL üzerinden İPTALİNE, takibin bu miktarlar üzerinden DEVAMINA,
b) Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 9 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA,
2- Davacı bankanın 28.925,00- TL’lik çek depo talebinin KABULÜNE;
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 52.495,…- TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Gayri nakdi çek depo talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 4.230,90-TL harçtan mahsubuna,
6-Alınması gereken 17.929,83.-TL harçtan peşin alınan ve mahsup sonrası kalan 4.150,20.-TL’nin mahsubu ile bakiye 13.779,63-TL’nin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA
7-Davacının yapmış olduğu bilirkişi ücreti, posta ve müzekkere ücretinden ibaret 1.528,25.-TL’nin kısmen kabul- kısmen red oranında 1.321,28-TL ile ilk dava masrafı 4.323,10.-TL olmak üzere toplam 5.644,00.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 39.746,84.-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gayri nakdi çek kredisi depo bedeline ilişkin gayri nakdi alacak yönünden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.348,00.-TL’nin davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 211,26-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere tarafların göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ün yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı