Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/190 E. 2022/620 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/190 Esas
KARAR NO : 2022/620
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ: 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağı nedeniyle Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek durdurduğunu, davalı yanın her ne kadar müvekkiline borcu olmadığını iddia etmişse de müvekkilinin davalı şirkete cari hesap içeriğinde belirtilen fatura konusu malların satışını yaptığını, teslim ettiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, fatura konusu ödemeleri yapmadığını, itirazın iptalini, takip tarihinden işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini, davalı aleyhine takip miktarının %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın dosyaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,

“Tüm delillerin ve hak kazanma koşullarının, nihai takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, rapor içeriğinde yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında;
Davacı tarafın muavin kayıtlarına göre;
 Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak dava konusu faturalarının e fatura şeklinde düzenlendiği,
 Davacı şirketin sunulan muavin kayıtlarından anlaşılacağı üzere; takip tarihi ve dava tarihi itibari ile davacı firmadan 178.938,06.-TL alacaklı olduğu,
 2021 yılından sonra davalı firmanın defterlerinde her hangi bir hareket olmadığı, sadece 2020 yılı cari hesabının 178.938,06.-TL -TL.’lık kısmının devrinden ibaret olduğu,

…Ltd. Şti.nin Ba-Bs formlarında;
 Davaya konu faturaların kaydının yapıldığı tespit edilmiştir “şeklinde rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:

Dava; ticari satımdan doğan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.

Davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; borcun varlığı , miktarı ve ferileri noktasında toplanmaktadır.
Her iki tarafın tacir olduğu davada ticari defter incelenmesi yapılması mahkememizce uygun görülmüştür.
Ticari defterlerin hangi şartlarda sahibi lehine delil olacağı HMK’nun 222. Maddesinin üçüncü bendinde düzenlenmiştir. Üçüncü bentte 22.07.2020 Tarihli 7251 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile önemli bir değişiklik yapılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 maddesinin önceki hali “ İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz..” şeklinde iken; Hukuk Muhakemeleri Kanunun (Değişik 22.07.2020-7251-23) 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Görüldüğü gibi 22.07.2020 Tarih 7251 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile HMK 222. Maddesinin üçüncü bendinde “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” cümlesi eklenmiştir.
Bu durumda üçüncü bendin yeni hali ile her iki tarafın ticari defterlerinin delil olarak gösterildiği durumlarda mahkemece ticari defterlerin ibrazına karar verilmiş, ispat yükü kendisinde olan taraf ticari defterlerini ibraz etmiş ve ibraz edilen ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, uyuşmazlık konusu kayıtların defterlerinde yer aldığı ve defterlerinin birbirini teyit ettiğinin anlaşılması halinde karşı taraf kesin süre içinde ticari defterlerini ibraz etmemiş ise ispat yükü kendisinde olan tarafın ticari defterlerindeki kayıtlar lehine delil olarak kabul edilecektir. (Hüseyin Tuztaş, Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması,www….org )
Somut uyuşmazlığın çözümü amacıyla taraflara ticari defterlerini sunmak üzere kesin mehil verilmiş ,kesin mehil içerisinde davacı taraf defterlerini sunmuş ,davalı taraf ise defterlerini sunmamıştır.Davacının defter kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 178.938,06.-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; mahkememizce sahibi lehine delil teşkil eden davacı tarafın defterleri ve hüküm kurmaya ve denetime elverişli, oluşa ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu doğrultusunda davalının takip tarihi itibariyle 78.938,06.-TL alacak nedeniyle sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu sebeplerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;

1-Davanın KABULÜNE,

Buna göre davalının Antalya Genel İcra Dairesinin …Esas sayılı takip dosyasındaki İTİRAZININ İPTALİ İLE, takibin kaldığı yerden aynen DEVAMINA,

2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 35.787,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.392,25 TL den peşin alınan 1.348,07 TL nin mahsubu ile eksik alınan 4.044,18 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

5-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 2.461,30 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.061,95 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …’nin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2022
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır