Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/12
KARAR NO : 2023/18
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin satışın gerçekleştiği tarihte … Aş unvanıyla meyve ve sebze ticari yaptığını, bu nedenle aralarında ticari ilişki bulunduğunu, daha sonra müvekkili şirketin ünvanının … Aş olduğunu, davalı şirketin sunmuş oldukları faturalara dayalı ürünleri satın aldığını, buna ilişkin … tarih … TL bedelli, … tarih … TL bedelli faturalar düzenlendiğini, satışa konu malların davalıya teslim edildiğini, davalının yapılan tüm görüşmelere rağmen borcun tamamını ödemediğini, bunun üzerine İzmir … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarme gönderdiklerini, davalının ihtarnameden sonra borca mahsuben … tarihinde … TL ve … tarihinde … TL olmak üzere toplam … TL ödeme yaptığını, ancak borcun tamamını ödemediğini, bu yapılan ödemelerin düşülmesi halinde bakiye … TL asıl alacak, işlemiş faizi ile birlikte icra takibine konu ettiklerini, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine dosyanın Antalya Genel İcra Dairesinin … Esasına kayıt edildiğini, dava konusu alacağın faturaya dayalı cari hesap alacağı olduğunu ve likit olduğunu, davalının itirazlarının kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamını ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili … tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında yapılan … tarihli … TL ve … tarih … TL bedelli faturalar çerçevesinde alınan malların ödenmediği iddiasında bulunulduğunu, söz konusu davanın icra takibine konu olan fatura alacağından doğduğunu, davacı tarafından teslim edilen malların bozuk ve hastalıklı çıktığını, TBK’ madde 219’a göre satılanın ayıplı olmasından satıcının sorumlu olacağının açık şekilde düzenlendiğini, davacı tarafından satılan malların büyük bir kısmının ayıplı çıktığından dolayı haklı olarak müvekkilinin ayıplı çıkan malların ücretini ödemek istemediğini, müvekkilinin bu hakkının TBK m.230’da da açıkça koruma altına alındığını, TBK. 230/2’ye göre müvekkilinin satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunası halinde ihbar için herhangi bir süreden bahsedilemeyeceği için müvekkilinin makul sürede malın tesliminden sonra satılanın ayıplı olduğunu davacıya bildirdiğini, davacının ayıplı ifa yaparak malı gereği gibi teslim etmeyen ve bu sebeple müvekkiline borç isnat edilmesinin davacı yanın kötü niyetli hareket ettiğinin göstergesi olduğunu ve müvekkilinin isnat edilen borca itirazının haklı olduğunu belirterek, davanın reddi ile, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … Ltd. Şti aleyhine … TL fatura alacağı ve … TL işlemiş faiz olmak üzere toplam … TL alacak için başlatılan icra takibi olduğu, borçlu vekilince icra takibine … tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal 1 yıllık sürede açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmesine rağmen, davalı tarafın belirlenen gün ve saatte ticari defterlerini sunmaması üzerine herhangi bir inceleme yapılamamış, davacı tarafın defterlerinin incelenebilmesi için İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Bilirkişi … … tarihli raporunda sonuç olarak; “…davacı şirketin 2020-2021 yıllarına ait mali veriler üzerinde yapılan inceleme sırasında E- yevmiye defteri ve E-defteri- kebir defterlerinin berat açılışlarını yapamadığından ticari defterler üzerinden inceleme yapılamadığı, davacının 2020 -2021 yılları Ticari defterleri üzerinden inceleme yapılamadığından dava konusu edilen 2 adet satış faturasının yasal defterlere zamanında ve gerçeğe uygun şekilde işlenip işlenmediğinin tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve dava konusu edilen … TL tutarlı 2 adet satış faturasının açık fatura olarak düzenlendiği, Mart/2020 dönemine ait olarak davacının davalı adına düzenlediği 2 adet belge sayısı ile KDV hariç … TL tutarında satış faturasının davacı tarafından, Balçova Vergi dairesi Müdürlüğü’ne … tarihinde beyan edildiği, davacı tarafından ibraz edilen 2020-2021 yılları cari hesap özeti dökümlerine istinaden davacının davalı adına düzenlediği 2 adet satış faturası ve davalı tarafından davacı hesabına gönderilen 2 adet havale işlemi tutarları karşılaştığında; satış faturalarının toplamının … TL olduğu, havale işlemi toplamlarının … TL olduğu, fatura toplamından havale ödemeleri toplamı çıkarıldıktan sonra aradaki farkın … TL olduğu, ancak ibraz edilen defter beratları açılmadığından bu işlemlerin davacıya ait 2020-2021 yılları ticari defter ve belgeler üzerinden teyidin yapılamadığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce … tarihli duruşmada tarafların itiraz ve beyanlarını karşılar mahiyette ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … bila tarihli ek raporunda özetle; “…davacının 2020 -2021 yıllarında E deftere tabi olduğu tespit edilmiş olup, yevmiye ve defter-i kebir defterlerinin e-defter uygulamasında noter açılış ve kapanış tasdiki uygulaması olmadığı, 2020 yılı Envanter defterinin tarafımıza ibraz edilmediği, 2021 yılı Envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun kayıt usullerine ilişkin vecibeleri yerine getirmiş olduğu; söz konusu kayıtların 6100 sayılı HMK m22 2/2’ye göre delil niteliğine haiz olup olamayacağının takdiri sayın mahkemenize ait olduğu, davacının 2020-2021-2022 yılları ticari defterleri incelendiğinde, davacının 2020 yılına ait kapanış fişinin defter berat sisteminde yer almamasından dolayı davalı ile ilgili bir bakiyenin tespit edilemediği, 2021/Ocak ayı defter beratı tarafımıza ikinci kez ibraz edilen mali verilerde de açılmadığından, 2021 yılı açılış fişinde davalıya ait bir bakiye olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, 2021/Aralık ayına ait … tarih … yevmiye nolu fiş ile kayıt altına alınan yevmiye maddesinde davalının borç bakiyesinin … TL olarak kayıt altına alındığı, ancak söz konusu fişin ilgili yıla ait kapanış fişi olmadığı, 2022/Ocak ayı defter beratları incelendiğin, davacının 2022 yılına ait Açılış fişinin sistemde kayıtlı olduğu ancak 2021 yılından devreden bakiye tutarı olan … TL’nin 2022 yılı açılış fişinde yer almadığı, davacının … tarihinde icra takibi başlattığı yılın dönem sonunda davalıdan … TL alacaklı gözüktüğü ancak dava tarihi olan … tarihine denk gelen 2022 yılı açılış fişinde davalıdan alacaklı olduğunu gösteren bir bakiye açılış fişinde yer almadığı, davacının muhasebe kayıtlarının tek düzen planına uygun olarak düzenlendiği tespit edilmekle davacının davalıya düzenlediği faturaların toplam tutarı olan … TL’den davalının davacıya yapmış olduğu ödeme tutarları toplamı olan … TL düşüldüğünde aradaki fark olan … TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu,” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık; davacının faturadan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, ayıp savunmasının yerinde olup olmadığı ve alacağın miktarına ilişkindir.
Fatura tek başına bir sözleşme olmayıp akdin ifasını gösteren bir belge niteliğindedir. Faturaya dayalı bir borcun varlığı öncelikle temel borç ilişkisinin varlığına bağlıdır. Faturayı tanzim eden ve tanzim alan arasında böyle bir borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki sonuç doğurması da söz konusu olmayacaktır.
MK 6. Maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olup işbu davada ispat yükü alacaklı olduğunu ispat eden davacıya aittir. Akdi ilişki kanıtlanmadığı sürece alacaklının borçlu adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı görünmesi alacaklının alacağını ispat edebilmesi için yeterli olmayacaktır
6100 sayılı HMK 222. maddesine göre, “1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” düzenlemesi mevcut olup, her iki tarafın ticari defterleri incelenmesine karar verilmiş ancak davalı tarafça defter ve belgeler ibraz edilmemiştir. Davacı tarafın defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının davalı şirketi 120 alıcılar hesabında takip ettiği, davalı tarafından … ve … tarihlerinde havale yoluyla toplam …-TL’lik ödemenin yapıldığı, 2021 yılı Aralık ayı yevmiye defterinde davalının borç bakiyesinin …-TL olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının defterlerinin bir düzen içerisinde tutulmadığı, 2020 yılı kapanış fişinde bakiyenin tespit edilemediği, 2021 yılı beratları açılamadığından açılış fişinde davalıya ait bakiyenin tespit edilmediği, 2021 yılı devreden bakiye tutarının 2022 yılı açılış fişine işlenmediği belirtilmiş ise de; takip tarihinin … olduğu, davacının cari hesap dökümünün incelenmesine alacak ve borç durumunun tespit edildiği, davacı tarafça BS formunun Balçova vergi dairesine bildirildiği, nitekim davalının cevap dilekçesinde de ayıp savunması nedeniyle malın bedelinin ödemesinin yapılmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Böylelikle taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve davacının …-TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nun 219. maddesi; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmünü içermektedir.
6102 Sayılı TTK’nun 21/1-c bendi uyarınca; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 Sayılı TBK’nun 223/2 fıkrası; gizli ayıplarda ihbara ilişkin düzenlemeyi içermektedir. Buna göre gizli ayıp mahiyetinde ayıpların ortaya çıkması halinde alıcı derhal ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğü altındadır. Aksi halde satılanı ayıplı olarak kabul etmiş sayılır.
Yukarıda açıklana yasal mevzuat gereği yapılan incelmede; Davalı taraf ayıp savunmasında bulunmuş ise de buna ilişkin delil ibraz etmemiş, yaptıkları kısmi ödemelerle de ticari ilişkinin varlığını kabul etmiştir. Davalı tarafa … tarihli celse ara kararı ile bu hususta delil ibrazı için kesin süre verilmiş ancak ihtara rağmen delil ibraz edilmemiştir. Bu aşamadan sonra ispat yükü davalı tarafta olup davalı savunmalarını ispatlayamadığından ayıp savunmasına itibar edilmeyerek, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf takip talebinde işlemiş faiz yönünden talepte bulunmuş olup, İzmir … Noterliği’nin … tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi davalıya … tarihinde tebliğ edilmiş olup, ihtar ile 1 haftalık süre verildiğinden davalı taraf takip öncesinde … tarihi itibariyle temerrüde düşmüştür. Temerrüd tarihi ile … takip tarihi arasında mahkememizce re’sen yapılan avans faiz hesaplamasında işlemiş faizin …-TL olduğu anlaşılmış, bu hesaplama üzerinden hüküm kurmak gerekmiştir.
Takibe ve davaya konu alacak, faturadan kaynaklı alacak likit nitelikte olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatının koşulları mevcut olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile … TL asıl alacak, …-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam …-TL üzerinden takibin aynen DEVAMINA, işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki …-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken … TL harçtan peşin … TL harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA
4-Davacı tarafından yapılan; başvurma harcı, bilirkişi ücreti, tebligat ücreti ve posta masraflarından oluşan toplam … TL yargılama giderinin kabul oranına göre … TL’sinin ve yatırmış olduğu toplam … TL peşin harcın davalı şirketten alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul oranınca hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red oranınca hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere tarafların göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara İADESİNE,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2023
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza