Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E. 2023/403 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/103 Esas
KARAR NO : 2023/403
DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİH : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın … Şubesi nezdinde, borçlu … Ltd.Şti.’ne, davalı kefaletindeki Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ve Ticari Kredi Kartı Sözleşmesi gereğince kredi açıldığını ve kullandırıldığını, kredinin normal seyrini kaybetmesi nedeniyle borçlunun hesabının … ta rihinde kat edildiğini ve ve bu hususun ihtarname ile borçlulara ihtar edildiğini, bu kata ve hesap özetine İİK 68/B-2 uyarınca | aylık sürede itiraz edilmediğinden davalı hakkındaki hesap özetinin kesinleştiğini, ihtara rağmen ödeme yapmayan borçlular aleyhine takibe geçildiğini, takibe konu borcun dayanağının icra dosyasında belirtilmiş olup, yasal dayanağının mevcut olduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, yukarıda bahsi geçen sözleşmelerde banka kayıtlarının kesin delil olacağının davalı tarafından kabul edildiğini, davalının faize yönelik itirazının yerinde olmadığını, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak sırf takibi durdurmak için kötü niyetli olarak şirket ortaklığından ayrıldığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, sonuç itibariyle; itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının 2620 icra inkar tazminatına mahkumiyetine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası yönünden İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu … … aleyhine 42.185,87.-TL alacağın tahsili için girişilmiş icra takibi olduğu, borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi … tarihi raporunda sonuç olarak; “-Davalının temerrüdünün takiple gerçekleştiği, -… temerrüt/takip tarihi itibariyle davalı yükümlüğünün; 40.367,80 TL asıl alacak,1.039,07 TL işlemiş (akdi) faiz, 51,95 TL faizin 965 gider vergisi, 544,98 TL masraf ve 141,67 TL kat öncesine ait temerrüt faizi toplamında 42.145,47 TL olarak hesaplanmış olması nedeniyle, davacı bankanın; 40.509,47 TL asıl alacak, 1.077,55 TL işlemiş faiz, 53,87 TL faizin 965 gider vergisi ve 544,98TL masraf toplamında 42.185,87 TL’lik talebinin yerinde olmadığı davacı bankanın takip sonrası işleyecek faiz yönünden “2627,36 ve 5464 Sayılı Kanun’un 26/3.maddesi hükmü gereği değişken ” şeklindeki temerrüt faiz oranı talebinin ise yerinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık kredi sözleşmesi nedeniyle murisin borçlu olup olmadığı, mirasçı davalının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. fıkrasında “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2008 tarih, 2008/332 Esas ve 2008/336 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605.maddesi “B.Ret; I.Ret beyanı; 1.Ret hakkı” başlığı ile düzenlenmiştir. Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada uygulama dışındadır. İkinci fıkrası “ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
Mirasın hükmen reddi davası neticesinde verilecek karar, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere inşai nitelikte olmayıp, tespit hükmü mahiyetindedir. Mahkemenin kararıyla,mirasçının ölüm tarihi itibariyle mirası kanun gereği reddettiği tespit edilmektedir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay irdelendiğinde; davalı mirasçının 3 aylık yasal süre içerisinde murisi … …’ın mirasını kayıtsız ve şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın reddi için dava açtığı ve Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … es,… Karar sayılı ilamı ile açtığı dava kabul edilerek davalının mirası reddettiğinin tespitine karar verildiği, söz konusu kararın … tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalının, mirası reddetmiş olmakla mirasçılık sıfatı ve dolayısıyla pasif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Husumet ehliyeti, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce resen gözetilir. Bir davada taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden davanın husumet yokluğundan reddi gerekir.
Somut olayda da; davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90.- TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 509,16- TL harçtan mahsubu ile bakiye 329,26-TL harcın kararın kesinleşmesinin ardından talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00.-Tl nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı