Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/84 E. 2022/128 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/84
KARAR NO : 2022/128
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2021
KARAR TARİHİ: 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı-borçlu şirket arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkili tarafından, icra dosyasında bulunan takibin dayanağı belgelerden anlaşılacağı üzere 06/09/2018 tarihinde 10.000 TL ve 11/09/2018 tarihinde 10.000 TL avans ödemesi yapıldığını, ancak davalı-borçlu şirket tarafından sözleşmenin gereği olan inşaatla ilgili çalışmalar yapılmamış ve avanslar iade edilmediğini, bu husus müvekkilin zararına ve mağduriyetine sebep olduğunu, davalı-borçlu firma ile itirazın iptal davası açılmadan önce yapılan dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinde, firmanın temsilcisi olmayan bir kişi tarafından sözleşmenin yapıldığı, bu kişinin şirketle alakası olmadığı bu nedenle sözleşme kapsamında herhangi bir edimde bulunmayacaklarını ifade ettiklerini, ancak sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere müvekkil tarafından davalı-borçlu firmaya toplamda 20.000 TL lik ödemeler yapılmış ve davalı tarafından bu durum inkar edilmediğini, ancak yetkili olmayan kişi tarafından sözleşme yapıldığı gerekçesi ile edimi ifa etmedikleri gibi müvekkilin ödemiş olduğu bedelin iadesini de yapmadıklarını, davalı firmanın banka hesapları, defterleri, faturaları ve serbest meslek makbuzları incelendiğinde alınan paranın karşılığında müvekkil şirkete herhangi bir hizmet sağlamadıkları açık şekilde görüleceğini, buna rağmen yapılan avans ödemesi taraflarına iade edilmediğini, bunun üzerine taraflarınca Antalya genel icra dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu tarafından haksız olarak takibe karşı itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; taraflar arasında kurulmuş ve imzalanmış bir sözleşme olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen hiç bir hususu kabul etmediklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7. genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; dava dilekçesi ekinde banka dekontları mevcuttur.
8.Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar kurulmuştur.
9.24/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin ibraz edilen 2018 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin davacı şirkete mal veya hizmet teslim ettiği ile ilgili ve taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğuna dair herhangi bir kaydın olmadığı, davacı şirketin dava konusu ettiği ;
06.09.2018 tarihli — – 10.000,00.-TL.
11.09.2018 tarihli — – 10.000,00.-TL.
Toplam 20.000,00.-TL.. olmak üzere toplam 20.000,00.-TL. tutarındaki ödemeler ile ilgili olarak davalı şirketin ticari defterlerinde herhangi bir kaydın olmadığı, ancak davacı şirketin dava konusu ettiği alacağın dayanağı olan alacak ile ilgili olarak tevsik edici banka kayıtlarının mevcut olduğu, davacı tarafın dava konusu ettiği ödemelerin banka aracılığı ile davalı tarafa teslim edildiği ve bu ödemeler karşılığında davalı şirketin bir mal veya hizmet teslim etmemesi nedeniyle, dava konusu ettiği ödemelere istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 20.000,00.-TL. tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, bu alacağa ödeme tarihlerinden takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz tutarının 4.056,16.-TL. olduğu, davacı şirketin faiz alacağı yönünden talebi ile bağlı kalacağı hususları belirtilmiştir.
10.Davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla davacı vekiline verilen kesin sürede gider avansı yatırılmamıştır. Ticari defterler dayanılacak tek delil değildir ve sunulmamasının sonucu sonucu dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında yargılama yapıp hüküm vermektir.
11.Alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
12.Dava dilekçesi ekinde sunular banka dekontlarında, davacı tarafından davalıya para gönderildiği anlaşılmakla, buna ilişkin bir itiraz yoktur. Davalı, aralarında hukuki ilişkinin olmadığını beyan etmektedir. Ancak, paranın kendilerine gönderildiği de anlaşılmaktadır.
13.Yargıtay 3. HD’nin 2020/11310 E, 2021/10435 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Türk Borçlar Kanunu’nun 555. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK’nın 9/6/2004 tarihli ve 2004/4–362 Esas 2004/347 Karar sayılı kararı).
14.Somut olayda; bu yasal karine nedeniyle davacı, davalıya göndermiş olduğu dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Dava dilekçesi ekinde yer alan, 06/09/2018 işlem tarihli, 14:59:49 işlem saatli dekonta bakıldığında, havale içeriğinde “avans ödeme” yazdığı görülmektedir. Buradaki 10.000,00 TL’lik bedelin bir avans olarak gönderildiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu dekonta konu bedel yönünden, davacı davasında haklıdır. Dava dilekçesi ekinde yer alan, 11/09/2018 işlem tarihli, 15:41:13 işlem saatli dekonta bakıldığında, havale içeriğinde, her hangi bir açıklama yapılmadığı görülmektedir. Bu dekonta konu 10.000,00 TL’nin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği yasal karine gereğidir. Davacı bunun aksini gösterir bir delil sunmamıştır.
15.Davacı vekili, dava dilekçesinde yemin deliline açıkça dayanmamış, “sair yasal tüm deliller” ibaresini kullanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 03.03.2017 gün ve 2015/2 E. 2017/1 K. no’lu kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa ‘yemin teklifinde bulunma hakkı’nı hatırlatmayacağına oyçokluğu ile karar verilmiştir. Dava dilekçesinde, davacı taraf yemin deliline dayanmadığından, mahkememizce bu husus, yukarıda bahsedilen ispat edilemeyen alacak bölümü yönünden hatırlatılmamıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/1-281 E., 2010/323 K., 16.06.2010 tarih, Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, gerekçeleriyle açıklayıcı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.).
16.Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın kısmen kabulüne, kabul edilen bölüm yönünden takipte işletilen faizle beraber, kısmen kabule karar vermek gerekmiştir.
17.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
18.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
19.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki kanuni şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE, takibin 10.000,00 TL asıl alacak ve 1.950,00 TL işlemiş faiz üzerinden aynı şartlarda DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, hükmolunan alacağın %20’si olan 2.390,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 407,99 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 408,31 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 467,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 812,10 TL’nin haklılık durumu gereği; 406,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin, haklılık durumu gereği, 660,00 TL’sinin davacıdan, 660,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır