Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2022/262 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/8 Esas
KARAR NO : 2022/262
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ: 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, 19/04/2018 günü, Antalya, Aksu, Karagöz Mahallesi, Ortaköy mevkiinde, dava dışı sürücü … yönetimindeki, D-685 kesim no.lu devlet karayolunu takiben, Isparta’dan Antalya istikametine seyretmekte olan, çekicisi …plaka numaralı, yarı römorku (tanker dorsesi) …plaka numaralı olan, davalı …İnşaat Ulaştırma Otomotiv Turizm Petrol Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı TIR kamyonu, rampa çıkışlı sağ taliyol Alpaslan Caddesi kavşağı mevkiinde, davacı …Türk Sigorta Şirketi’ne Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalı, …plaka numaralı çekicisinin sol ön köşesi ile, yolcu bindirmek üzere durup, sonra harekete geçerek önünde ilerlemekte olan, dava dışı sürücü …yönetimindeki, kendisi adına kayıtlı, …plaka numaralı minibüsün arkasına çarptığını, birlikte sürüklenen iki aracın, seyir yönlerine göre, sağdan yol dışına çıkıp, takla atarak devrilen minibüsün yolcularından … ve …’ın öldüğünü, 21 minibüs yolcusunun muhtelif şekillerde yaralandıklarını ve … plaka numaralı minibüsün hasara uğradığını, davacı sigorta şirketinin, …plaka numaralı aracın hasarı için ve destekten yoksun kalma, sürekli iş göremezlik sebebiyle ödemiş olduğu tazminatın rücuen tazmini için, Ankara Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ve davalının itirazı ile durdurulan icra takibinin devamını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … İnş. Vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacı tarafın mülkiyeti müvekkiline ait kazaya karışan araç nedeniyle ZMMS kapsamında ödediği tazminatların rücunu talep ettiğini, rucu talebine dayanak olarak ta kaza tutanağı uyarınca önlerinde giden araçları güvenli ve yeterli mesafeden izlememek kuralını araç sürücüsünün ihlal ettiğini ve kusurlu olduğunu iddia ettiğini ve kusurlu olduğunu iddia ettiğini ayrıca da araç sürücüsünün kaza mahallinden firar ettiğini ve kaza tespit tutanağına uyduğu yönünde not düşüldüğünü belirttiğini, bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, kaldı ki davaya dayanak gösterilen bu iddiaların rücu sebepleri içerisinde yer almadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi araç sürücüsünün firar etmediğini, tüm ifadelerinde yer aldığı üzere kaza sonrası araç sürücüsünün yaralılara yardım ettiğini, rucu sebepleri kanununda açıkça düzenlendiği şekilde alkollü araç kullanma ehliyetsiz araç kullanma şeklinde olup, sigorta genel şartları hükümleri uyarınca rücu şartları oluşmayan iddialara ilişkin davacı tarafın böyle bir dava açma hakkı olmadığını, kasıt ve ağır kusur durumu olmayan olaylara ilişkin rücu davacı açılamayacağını, davacı tarafın iş bu rücuen tazminat istemine ilişkin açmış olduğu itirazın iptali kanuna, hukuka ve kamu vicdanına aykırı olduğundan dolayı davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Ankara Genel İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası celp edilmiş, yine mahkememizin 2021/33 Esas sayılı iş bu dosya ile birleştirilmiş, dosya Ankara Adli Tıp Kurumuna tevdi edilmiş ve mahkememize sunulan 26/11/2021 tarihli Adli Tıp raporunda,
Sürücü …’in %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
Sürücü …’ın kusursuz olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra talimat yoluyla İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş İTÜ Trafik Kürsüsünden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişilerin mahkememize sunmuş oldukları 16/03/2022 tarihli raporda,
I- Minibüsün dava dışı sürücüsü …’ın, etkili herhangi bir kural ihlalinin ve hatalı davranışının mevcut olmadığı, kusursuz bulunduğu,
II- Çekicisi davacı şirket adına kayıtlı TIR kamyonunun dava dışı sürücüsü …’in hatalı sevk ve idaresinin ise, birinci (asli) derecede ve tam, %100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğu,
sonuç ve kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, zorunlu trafik sigortası sözleşmesine dayalı tazminat alacağının rücuen tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık zarar görenlere tazminat ödemesi yapan ZMMS sigortacısının bu tazminatı sigortalı aracın işleteni konumundaki davalı şirkete rücu edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bu tür davalarda sigortacı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller sayılmıştır. B.4.a maddesine tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise B.4.f. maddesinde ise; bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibizorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı sigorta şirketi sigorta genel şartları B.4.a ve B.4.f maddelerine dayanarak rücu isteminde bulunmaktadır.
Bu konuda Yargıtay kararlarından örnekler şöyledir:
“Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, ağır kusur kavramı, bir özel hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla birlikte kasta yakın bir kusurun varlığını ifade eder. Sigorta Genel Şartlarında “tam kusur”dan değil, “kasıt” ve “ağır kusur”dan söz edilmektedir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, sürücünün 2918 sayılı KTK’nun 57.maddesi hükmüne aykırı şekilde kavşaklarda geçiş önceliğine uymaksızın tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanması kusur oluştursa bile, dava konusu olayın oluş şekline göre “ağır kusur” değildir. Bu nedenle, sürücünün 8/8 kusurlu olması, sigorta şirketine rücu hakkı vermez.”(11.HD. 16.01.2006, E.2005184 – K.2006/121)
“Sigorta Genel Şartlarında “tam kusur”dan değil, “kasıt” ve “ağır kusur”dan söz edilmektedir. Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı, bir özel hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla birlikte kasta yakın bir kusurun varlığını ifade eder. Bu nedenle sürücünün kasta dayanmayan tam kusuruyla verdiği zarardan dolayı, sigortacının, üçüncü kişiye ödediği tazminat nedeniyle rücu hakkı yoktur. Somut olay incelendiğinde, bilirkişi raporunda, sürücünün kırmızı ışıkta kavşağa girmiş olması nedeniyle yüzde kusurlu olduğu sonucuna varılmış olup, yukarda anılar ilkeler doğrultusunda sürücünün eyleminin kasıtlı bir hareket veya ağır kusur olmadığı, bilirkişi raporunda da isabetli olarak belirlendiği üzere, sürücünün kavşakta gerekli dikkati göstermeyerek kusurlu olduğunun, ancak ağır kusurunun bulunmadığının da kabulü zorunludur.”(Y.11.HD. 30.10.2001, 5330-8413)
“Somut olayda, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda; davalının alkollü şekilde sevk ve idaresindeki aracıyla önünde seyreden motorsiklete çarptığı, daha sonra olay yerinden kaçtığı, meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda, Ceza Mahkemesinin kabul biçimi ile sürücünün açıklanan bu ihlali kasıt veya ağır kusur olarak nitelendirilemez.” (Y.17.HD. 04.11.2019,2017/3307 E.,2019/10090 K.)
“Dava, trafik kazası nedeni ile itirazın iptali istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi’nde sigortalıya rücu edilebilmesi K.T.K. ve…genel şartlarda düzenlenmiştir. Anılan yasa hükmüne göre, sigortalı, sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal ve harekette bulunursa sigortacıya karşı sorumlu olur. Somut olayda rücu hakkının dayanağı olarak zararı oluşturan olay tamamen sigortalının kusuru nedeniyle oluşmuştur. Davacı …sigortalının olay yerini terk etmesi nedeniyle, sigortalının yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüş ise de, dosya içeriğine göre davalının olay sonrasında kolluk güçlerine ifade verdiği ve kaza tutanağına uyan beyanı ile de kusurun tamamının kendisinde olduğunu belirtmiştir. Salt olay yerinde bulunmamak sigortacının kendi sigortalısına rücu hakkını vermez.” (Y. 17.H.D , 21.02.2019,2016/5264 E., 2019/1876 K. )
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ve emsal kararlar ışığında değerlendirildiğinde; somut olayda davalı şirketin işleteni olduğu aracın sürücüsü …’in , seyir sırasında ön ilerisini sürekli ve etkin biçimde kontrol altında tutması ve önünde gitmekte olan minibüsü güvenli bir mesafeden takip etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yola gereken dikkati vermediği ve minibüsü yakından takip ettiği için minibüsün arkasına çarptığı, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine ve araçlar arasında yeterli ve güvenli bir mesafe bırakma zorunluluğuna aykırı şekilde seyrettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/d maddesindeki “Araç sürücüleri, trafik kazalarında, arkadan çarpma halinde asli kusurlu sayılırlar.” hükmü de gereğince, olayda, birinci (asli) derecede kusurlu olduğu lakin araç sürücüsünün sigorta genel şartlarının B.4.a maddesinde belirtilen ağır kusurunun(kasta yakın kusur) bulunmadığı kanaatine mahkememizce varılmıştır. Bu sebeple bu maddeye dayalı rücu istemine itibar edilmemiştir. Kazanın can kaybına sebebiyet vermesi ve davalı şirketin işleteni olduğu aracın sürücüsü …’in kaza sonrasına yaralılara yardım amaçlı olarak kaza yerini terk ettiği dosya kapsamından anlaşıldığından B.4.f maddesine dayalı rücu istemine de itibar edilmemiştir. Açıklanan sebeplerle davacının rücu isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılarak asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Asıl ve Birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
Asıl Dava yönünden
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 840,24 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 759,54 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 38.633,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Asıl dava yönünden davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden,
6-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 840,24 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 759,54 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinden bırakılmasına,
9-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.844,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili … ile davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır