Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/796 E. 2022/610 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/796
KARAR NO : 2022/610
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu, …’ın sevk ve idaresindeki … Plakalı … tarihinde … üzerinde kendi şeridinde, normal hızında ve K.T.K’nın tüm trafik kurallarına uygun bir şekilde seyir halinde iken, maliki ve sürücüsü Turan Yağbasan olan … Plakalı aracın dikkatsiz bir şekilde yolcu kapısını açması neticesinde tam kusurlu olarak müvekkiliinin aracına çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, oluşan bu kaza sonucunda taraflarca kaza tespit tutanağı tutulduğunu, tutulan bu tutanakta karşı yan araç sürücüsünün olayın yukarıda anlatıldığı gibi gerçekleştiğini beyan ve imza ettiğini, kaza sonrası Tramer Komisyonunun oy birliğiyle karşı yana ait aracın tam kusurlu müvekkilin aracını kullanan sürücünün ise kusursuz olduğu sonucuna vardığını, kaza neticesinde müvekkilin aracının ana aksamları değiştiğini, ciddi anlamda kaporta işçiliği ve boya işçiliği yapılmış olup araçta 10.265,80 TL’lik maddi hasar meydana geldiğini, müvekkilin aracının 2015 Model ve kilometresi de kaza tarihinde kilometresi oldukça düşük olduğunu, az kullanılmış böyle bir aracın, kaza sonucu ana aksamları değiştiğini, ciddi anlamda kaporta işçiliği ve boya işçiliği yapılmış olduğu raporla sabit olduğunu, Tramer kayıtlarına da kaza kaydı geçmiş olduğundan, aracın satışı halinde, bu kayıtlar, alıcı tarafından rahatlıkla görülebileceğinden, müvekkil doğal olarak bu kazalı aracını, kazayı görmediğini gerçek değerinden daha düşük fiyatla satacağının tartışmasız olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ye 30.11.2021 tarihinde değer kaybı için başvuruda bulunulduğunu, başvurunun 03.12.2021 tarihinde sigorta şirketine tebliğ edildiğini fakat yasal süre içerisinde sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda davalının ödenmesi gereken değer kaybı bedelinin tahsili için iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu beyan ederek, değer kaybı bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada hukuki yarar yokluğu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin teminat ile sorumlu olduğunu, davacının sigorta şirketine kaza nedeniyle hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, davayı kabul etmediklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, değer kaybı tazminatı ödemesi talebinden ibarettir.
Aşamalarda, davacı vekili özetle, 05/07/2022 tarihinde verdiği dilekçede davalı tarafça ödeme yapıldığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
Davalı vekili, 15/06/2022 tarihli dilekçesinde de özetle; davacıya ödeme yapıldığını, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf beyanları, ödemenin gerçekleştiğinin anlaşılması neticesinde dava konusuz kalmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargılama giderlerine bakıldığında ise; Genel olarak söylemek gerekir ki; yargılama harçları ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan (aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir kamu düzenindendir, mahkemece re’sen (kendiliğinden) dikkate alınır. Davada haksız çıkan tarafa yükletilecek olan yargılama harç ve giderleri, hem davayı kazanan tarafın daha önce peşin olarak ödediği hem de devlete ödenmesi gereken harç ve giderleridir. Bunun yanında davayı kazanan taraf davayı bir avukat aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekalet ücreti de ödemek zorundadır. Yargılama harç ve giderlerinden sorumluluk, davanın sonunda söz konusu olup, esas ilişkin hükümle birlikte hükmolunur. Kural olarak bir davada asıl talebin konusuz hale gelmesi durumunda, bunun fer-i (yan) niteliğindeki diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilerek, bunlar hakkında da bir karar verilmesi gerekir. Davanın konusuz kalması halinde ise, mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine (bu arada vekalet ücretine de) mahkum etmesi gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir (Bkz. KURU, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, İst. 2001, c.3, s.3030 vd., ALDEMİR, Hüsnü, Hukuk Davalarında Yargılama Giderleri, 2. Baskı, s.150-151, Yarg. 14. HD. 03/03/2008, 1087-2645, 18. HD. 09/11/2006, 5557/8964, 13. HD. 02/06/2005, 3752-9494, 3. HD., 25/04/2006, 2465-4930).
Yargılama giderleri konusunda yapılan bu genel açıklamalar ışığında bakıldığında; taraf dilekçelerinde davacıya vekalet ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalı tarafça ödendiği anlaşılmaktadır. Bu husus mahkememizce dikkate alınmıştır. Ancak, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörülmüştür. İş bu davada da zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmuş olduğu ancak ödeme kalemlerinde bu miktarın yer almadığı, bu miktarın devlet alacağı olduğu anlaşılmakla, bu hususta da karar vermek gerekmektedir. Ödeme nedeniyle dava konusuz kaldığından, bu kalem de yargılama gideri ve devlet alacağı olduğundan, dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğunun kabulü ile, zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvuru harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, 80,70 ₺ (TL) peşin harcın, davacı tarafça yatırılan 87,10 ₺ (TL) harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflar lehine/aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Zorunlu arabuluculuk ücreti 1.320,00 ₺ (TL) ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır