Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/207 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2022/207
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Konyaaltı/Antalya adresinde bulunan … isimli güzellik salonunun maliki ve işleticisi olduğunu, 2020 yılının Aralık ayında müvekkil şirket yetkililerinin bir organizasyon münasebeti ile İstanbul’da bulundukları sırada tanıştıkları davalının kendisini güzellik salonu ekipman ve cihazlarının satışı ile uğraşan iş kadını ve şirket sahibi olarak tanıtarak talep halinde müvekkil şirkete ihtiyaç duyulacak her türlü cihaz ve malzemeyi temin edebileceğini beyan etmesi üzerine taraflar arasında … isimli cihazın ve yan ürün olarak cihaz için gerekli kremlerin toplam 5.100,00 USD bedel ile satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, satış bedelinin 3.060,00 USD’lik kısmının 12.01.2021 tarihinde müvekkil şirkete ait …Bankası Kalekapısı Şubesi … İBAN nolu hesaptan şahsa ait …bank Etiler Şubesi … nolu banka hesabına nakden ödendiğini, tarafların anlaşması gereğince sipariş edilen cihaz ve yan ürünlerin en geç avans ödemesini takip eden 1 ay içerisinde davacı müvekkile ait işyerine teslimi gerekirken 12.01.2021 tarihinden bu yana yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen sipariş konusu cihaz ve ürünler müvekkil şirkete teslim edilmediğini, sipariş konusu cihazın ve ürünlerin temini konusunda davalı tarafa ek süre tanınması dahil müvekkil şirketin iyiniyetli yaklaşımı davalı tarafça istismar edildiğini, müvekkil şirket müşterilerine zamanında ve beklentiler doğrultusunda hizmet sunamamış, cihazın ve ürünlerin tesliminin daha fazla beklenmesinde müvekkil açısından ticari bir anlamı kalmadığını, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli tutumu karşısında davacı müvekkil şirket Antalya 3.Noterliği’nin 08.07.2021 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek sözleşmenin feshi ile 3.060,00 USD avansın iadesini talep ettiğini, davalı taraf söz konusu ihtarnameyi 09.07.2021 tarihinde tebliğ almasına rağmen ihtarnameye cevap vermediği gibi avans bedelini de iade etmediğini, bunun üzerinde davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu söz konusu takibe müvekkil şirkete borcu bulunmadığından bahisle haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz ettiğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, iddiaların gerçek olmadığını, yasal süresinde davanın açılmadığını, tarafların özgür iradeleri ile sözlü olarak dilekçede yazılı malın teslimi konusunda anlaştıklarını, davacı tarafın sözlü sözleşme gereği 3.060 Dolar ödeme yapmasından sonra müvekkil sözleşmede kararlaştırılan cihazın sıparışini vererek ve 2.738,00 dolar … adında ÇİN şirketine ödemeyi yaparak cihazın Türkiye’ye kendilerine teslimi için yurt dışından temin yoluna gittiğini, ancak teslimin yapılabilmesi için karşı tarafın geriye kalan 2.040 dolar ödemesini gümrükten çekme ve nakliye ücretini ödemesi gerekmekte olduğunu, masraf artarsa davacı tarafça karşılanmasının da kabul edildiğini, davacı taraf kendilerinden gümrükleme ücretleri talep edildiğinde ödeme yapmadığını, müvekkil sıpariş sırasında sadece cihaz için yaklaşık 2.738,00 dolar ödediğini, 3.060,00 Dolardan geriye kalan 322 dolar doğal olarak gümrükleme ve nakliye bedeline yeterli olmayacağı için, davacı tarafın sözleşmeye uyarak ilk görüşmede kararlaştırılan ve 5.100,00 Dolar’dan ödemesini yapması gereken 2.040,00 Doları da müvekkilime ödeme yapıp göndermesi gerekirken, davacı tarafın ilgisiz kaldığını, akabinde müvekkil ine sıkıntı yaşamamak için ve ticari hayatı zedelenmemesi düşüncesi ile yaklaşık 16.479 Tl gümrükleme masrafı için ödendiğini, küçük bir kısmının geri iade alabildiğini, karşı tarafın iyi niyetli olmadığını, ortada hem pandemi nedeniyle mücbir sebep hem de davacının kusuru olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır. Bu nedenle mahkememizin görevli olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1097 esas, 2019/458 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Somut olaya dönüldüğünde; davacının tacir olduğu, TTK m. 16 ve TTK m. 124 hükümleri gereği tartışmasızdır. Davada, mutlak bir ticari davadan söz edilemez. Davada, taraf gerçek kişidir. Davalının tacir olup olmadığı ve dolayısıyla ticari işletmeye sahip olup olmadığı, uyuşmazlığın icari işletmesi ile ilgili olup olmadığı hususunun netleştirilmesi gerekmektedir. Çünkü, özel mahkemelerin görevine giren uyuşmazlık net olmalıdır aksi takdirde görevli mahkeme genel mahkemelerdir.
Mahkememizce tacir araştırması yaptırılmıştır.
Fatih/İstanbul Vergi dairesinden gelen 06/01/2022 tarihli yazı cevabında özetle; davalının şahsi kaydının olmadığı, …Sağlık Güzellik Merkezi ve Turizm Org. Tic. Ltd Şti’nin ortağı ve yöneticisi olduğu belirtilmiştir. Yerleşik yargı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, şirket ortağı olmak tacir sıfatına sahip olmayı kendiliğinden gerektirmez. Dava davalı gerçek kişiye yöneltilmiştir ve ayrıca dava dilekçesine ek, davaya dayanak banka dekontunda da paranın davalı gerçek kişi adına gönderildiği anlaşılmaktadır. Davalının tacir olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgeye ve dolayısıyla ticari işletmeye ilişkin bir uyuşmazlık olduğuna dair bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Davalının şirket adına hareket ettiği veya şirketle hukuki ilişki içine girildiğine dair bir beyan da dava dilekçesinde mevcut değildir. Bu haliyle, uyuşmazlık genel görevli mahkemelerin görev alanına girmektedir.
Tüm açıklamalar ışığında mahkememiz görevsiz olduğundan ve kabule göre görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesi olduğundan, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır