Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/786 E. 2023/259 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/786
KARAR NO : 2023/259
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davalının müvekkiline 23.635,00 TL bakiye borcu olduğunu, müvekkilinin davalı tarafı mevcut borcun ödenmesi hususunda bir kaç kez sözlü ve yazılı uyarıda bulunmasına rağmen davalının borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Antalya Genel icra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olup itirazının kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilince davalı tarafa … tarihinde … nolu Fatura ile 7.258,00 TL, … tarihli … nolu Fatura ile 4.012,00 TL, … tarihinde … nolu Fatura ile 12.365,00 TL tutarında faturaların düzenlendiğini, süresi içerisinde faturalara itiraz edilmediğini, davalının itirazının haksız olduğundan bahisle davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır. Her ne kadar davalı icra dosyasına vekil aracılığı ile itiraz etmiş ise de mahkememizce asile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Çünkü; Ayrıntısı 2021/1 E., 2022/3 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da anlatıldığı üzere; Vekilin umumî vekâletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmış olmaz. Bu itibarla bir davada vekilin temsil yetkisinin olup olmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır (Benzer yönde; Yargıtay 15. HD., 02.11.2004 T., 2004/2041-5550 sayılı kararı; Yargıtay 9. HD., 18.09.2013 T., 2011/25392 E., 2013/23002 K.; Yargıtay 22. HD, 23.06.2020 T, 2017/29927 E., 2020/7453 K.; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. HD., 2019/794 E., 2019/888 K; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 29/12/2017 T, 2017/1262 E., 2017/1552 K.)
C.CEVAP:
4.Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D.YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
7.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
8.Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
9.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; dayanak icra dosyası uyap üzerinden iş bu dosya arasına alınmıştır.
10.Mahkememizce aşamalarda tarafların ticari defterlerinin incelenmesine dair ara karar kurulmuştur.
11.Davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Antalya Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü … vergi kimlik numarasındakayıtlı kurumlar vergisi mükellefi davalı … LTD.ŞTİ. firmasının 2020 yılı ticari defter kayıtlarını … Seri No lu Elektronik Defter Tutma Genel Tebliğ uyarınca elektronik ortamda (e-Defter) tuttuğu, bu hususla ilgili Mali Mühür, E İmza, Berat ve Elektronik Sisteme sahip olduğu, davacı tarafın tarafıma ibraz etmiş olduğu 2020 yılı ticari defterlerinin TTK’na göre usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı, davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarında davalıya ait carisini … nolu hesap kodundan takip ettiği,
davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan … takip tarihi itibariyle 5.297,00 TL Alacaklı gözüktüğü, davacı tarafça Davalıdan dava ve takip talebinde 23.635,00 TL Asıl Alacak talep edildiği, davacının dosya kapsamına kazandırılan 2020 yılı Bs Formlarına göre Davacı tarafça Davalı tarafa 2 belge karşılığı 19.623,00 TL mal tesliminde bulunduğuna ilişkin kayıt olduğu görüldüğü hususları belirtilmiştir.
12.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
13.Davacı vekili, … tarihli rapora beyan itiraz dilekçesi sunmuştur. İçeriğe bakıldığında, bilirkişi raporunda 5.297,00 TL alacaklarının olduğunun tespit edildiğini belirttiği, bu belirlemeye ilişkin ise açıkça bir itirazın olmadığı anlaşılmaktadır. Bu alacakları raporda tespit edildiği halde davalının tüm alacağa itiraz etmesi nedeniyle haksız olduğunun ve alacak likit olduğundan, inkar tazminatı şartlarının mevcut olduğunu belirttiği görülmektedir.
14.Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmış ve ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı görülmüş, bu husus… tarihli raporda da belirtilmiştir.
15.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
16.Bu hususlar doğrultusunda, … tarihli bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
17.HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
18.Tüm dosya kapsamı, … tarihli bilirkişi raporunda davacının alacağının 5.297,00 TL olduğunun belirtilmesi, buna karşı açık bir itirazın davacı tarafça yapılmaması, usuli kazanılmış hakkın miktar bakımından doğması nedeniyle, asıl alacağa ilişkin davacının sonraki itirazlarının yerinde olmaması, anılan raporun hükme ve denetime elverişli bulunması, davalının ticari defterlerini sunmaması nedeniyle, usulüne uygun tutulan davacı ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak değerlendirilebilmesi hususları karşısında, Davanın kısmen kabulü ile, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 5.297,00 asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
19.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
20.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır: a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı, b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı, c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı, d)Talep olmalı, e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
21.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki unsurların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile, takibin 5.297,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20 tutarındaki 1.059,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 285,45 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 76,38 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (davada toplam alınması gereken harç= 361,83 ₺ (TL’dir)
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 344,75 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.301,20 ₺ (TL)’nin, kural olarak bu masrafın haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekmesine rağmen davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı da göz önüne alınarak, 6325 sayılı kanun m. 18/A,11 hükmü de dikkate alınıp, masrafın tamamı davalı üzerinde bırakılması gerektiğinden; 1.301,20 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden, kural olarak bu masrafın haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekmesine rağmen davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı da göz önüne alınarak, 6325 sayılı kanun m. 18/A,11 hükmü de dikkate alınıp, masrafın tamamı davalı üzerinde bırakılması gerektiğinden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsile ettirdiğinden; 5.297,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar miktar itibariyle davacı yönünden KESİN, davalı için kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır