Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/775 E. 2023/451 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/775
KARAR NO : 2023/451
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekilinin sevk ve idaresindeki … plakalı okul servisi ile … tarihinde … Mah. … Sokakta meydana gelen ve …’nun yaşamını yitirdiği trafik kazası nedeniyle müvekkilin kusurlu olduğundan bahisle müteveffanın mirasçıları tarafından Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. sayılı dosya ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, ilgili dosyanın istinaf incelemesi sonucunda Antalya BAM … Hukuk Dairesi … E. … K. Sayılı … tarihli ilam ile karara bağlandığını ve ilgili davada davacı olan … için 19.089,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkilden alınmasına karar verildiğini, ilgili kararın davacılar tarafından Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosya üzerinden icra takibine konu edildiğini ve müvekkilce ilgili miktarın ödendiğini, müvekkilin sevk ve idaresindeki kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde … poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile … Sigorta AŞ. Tarafından sigortalandığını, taraflarınca ödenen miktarın sigorta poliçesi kapsamında karşılanması için sigorta şirketine başvurulduğunu fakat olumlu bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine arabuluculuk görüşmelerine başlandığını ve anlaşılamadığını, neticeten müvekkil tarafından ödenen bedelin sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketince karşılanması gerekirken, sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığından söz konusu bedelin rücuen tazminini sağlamak amacıyla işbu davanın açılma zarureti doğduğunu beyan ederek; HMK m.107 kapsamında alacağın belirlenebilir olduğu anda dava değerini artırma hakları saklı tutmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL’nin davalı sigorta şirketine mail yoluyla başvuru tarihimizden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile ZMSS kapsamında davalı şirketten tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirkete … varisleri tarafından yapılan başvuru üzerine şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını ve tazminat hesabı için aktüer raporu hazırlandığını, dava konusu …’nun vefatı sebebiyle hazırlanan aktüer raporuna göre, …’ya 18.458.-TL destekten yoksun kalma tazminatı … tarihinde ibraname mukabilinde ödendiğini, …’nun zararının aktüer incelemesi ile tespit edildiğini ve ödendiğini, …’nun zararı karşılandığını, müvekkil aleyhine açılan haksız davanın reddi gerektiğini, davacılara ödenen tazminatın güncellemesinin yapılması gerektiğini, dava açılmadan önce müvekkiline ihbar yapılmadığını, davacının kusuru ve zararı ispat etmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz istenmesi gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak/tazminat talebinden ibarettir.
Davanın temeli haksız fiil olduğundan, TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Dosyada ispat külfeti davacıdadır.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. sayılı dosyası ve Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası, uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce deliller toplanmış ve aşamalarda ilk olarak dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararında; davaya konu kazanın meydana gelmesinde desteğin %25 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile yaşı itibarı ile annesinin desteğinde olmayan (25 yaşından büyük) … için 19.089,21 TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, ancak …’nun yaşı ve evli olduğu değerlendirildiğinde vefat eden annesi …’nun desteğinde olmadığı kabul edilerek, …’nun destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
Antalya BAM … Hukuk Dairesi’nin … E. … K. Sayılı istinaf ilamında;
davacı …’nun ağır maluliyeti bulunması ve hayatını idame ettirebilmesi için başkasının bakım ve gözetimine muhtaç olduğu kabul edilerek, davacı … için 19.089,21 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği görülmüştür.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararında; ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda davaya konu kazanın meydana gelmesinde destek …’nun %25 oranında kusurlu, davalı …’ün %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği ve bu rapora göre destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, Antalya BAM … H.D. istinaf ilamında da aynı raporlar esas alınarak hükmün kurulduğu görülmüştür.
… tarihli bilirkişi hesap raporunda özetle; Yargıtay 17. H.D. ve 4. H.D. içtihatları çerçevesinde; hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Metodu, %10 artırma ve iskonto hesabı kullanıldığı; hesaplamalara ilişkin detaylı tabloların raporun ekinde yer aldığı; yapılan hesaplamalar neticesinde destekten yoksun kalma tazminatı anaparası (19.089,21 TL) yönünden davacının zarar gören …’ya yersiz bir ödeme yapmadığının belirlendiği; davacının … için yaptığı ödemeyi davalıya rücu hakkı olup olmadığı ve temerrüt tarihinin belirlenmesi gibi hukuki meselelerde takdirin mahkemeye ait olduğu; yine davacının icra dosyası kapsamında ödediği ilam ve icra vekalet ücreti, yargılama giderleri, faiz ve feriler ile icra dosyası giderleri hakkında hesaplama yapmak uzmanlık alanı dışında kaldığından, bu hususlarda da takdirin mahkemeye bırakıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasında davalı sigorta şirketi taraf olmadığından ve oradaki kusur raporu iş bu dosya için kesin delil değil, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere güçlü delil olduğundan mahkememizce iş bu dosyada tekrar kusur raporu aldırılmıştır.
… tarihli kusur bilirkişisi raporunda özetle; … Plakalı Minibüs şoförü … ; 2918 Sayılı KTK. da Belirtilen; 47/ 1-d ,67/ 1-a, 84/ J, Maddeleri ile Yönetmelik 95. 101. Ve 137. Maddesini ihlal ettiği; yaya …’nun ise; aynı Kanunda belirtilen; 68. Maddesi ile Yönetmelik 138. Maddelerini ihlal ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
Mahkememizce alınan kusur raporundaki tespitler, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararında; ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda davaya konu kazanın meydana gelmesinde
destek …’nun %25 oranında kusurlu, davalı …’ün %75 oranında kusurlu
olduğunun tespit edildiğini belirten raporla uyumlu olduğundan, mahkememizce de davaya konu kazanın meydana gelmesinde destek …’nun %25 oranında kusurlu, davalı …’ün %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Hesap raporuna karşı itirazların değerlendirilmesi ve eksik hususlar hakkında da inceleme yapılması için dosya tekrar aktüerya bilirkişisine ve bunun yanında icra mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… tarihli raporda özetle; … tarihli kök raporun 5. sayfasındaki hesap sonucu özet tablosunun başlığında sehven “Zarar Gören …’nun … Tarihinde Davacıdan İsteyebileceği Zarar” yazılmış olup esasen ilgili başlığın “Zarar Gören …’nun … Tarihinde davacıdan İsteyebileceği Zarar” olarak yazılması gerektiği, dolayısıyla, bu yazım hatasını da işbu ek raporda düzeltildiği, tarafların kök rapora itirazları yukarıda detaylıca değerlendirilmiş olup, hak sahiplerine SGK ya da başka bir kurum tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talebi yönünden hukuki takdirin mahkemeye ait olduğu, tazminat hesabında değişiklik yapmayı gerektirir bir itiraza rastlanmadığı;
kök raporda da tespit edildiği üzere destekten yoksun kalma tazminatı anaparası (19.089,21 TL) yönünden davacının zarar gören …’ya yersiz bir ödeme yapmadığının belirlendiği;
rücu tutarına ilişkin yapılan hesaplamalar neticesinde; Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası kapsamında; davacı/sigortalı tarafından rücuya konu edilebilecek toplam tutarın 43.586,19 TL olduğu, bu tutarın 41.842,70 TL’sinin davacı/sigortalı tarafından ödenme tarihinin … olduğu, 1.743,49 TL tahsil/feragat harcının ödenme tarihinin ise … olduğu tespit edildiği; davalı sigorta şirketinin yaptığı ödeme sonrasında bakiye “Sakatlanma ve Ölüm” teminatı limitinin 231.542,00 TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aşamalarda, davacı vekili, değer artırım dilekçesi sunmuş ve bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi rapor içerikleri, yukarıdaki açıklamalar, sigorta şirketi ödemesinin güncellenerek hesaplama yapılması, miktar itibariyle ödemenin makbuz hükmünde kabul edilmesi göz önüne alınarak; davacının davasını ispatladığı, davalının davacıya zararı ödemesi gerektiği kanaatiyle, Davanın kabulü ile, 43.586,19 TL’nin, 41.842,70 TL’sine … tarihinden itibaren, 1.743,49 TL’sine …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 43.586,19 TL’nin, 41.842,70 TL’sine … tarihinden itibaren, 1.743,49 TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 728,00 TL tamamlama harcı toplamı 787,30 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 2.190,07 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 846,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.795,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
10-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır