Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/761 E. 2021/883 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/761 Esas
KARAR NO : 2021/883
DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Eser Sözleşmesi davasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin sahibi … , …’nın (…) sicilinde kayıtlı … şti.nin yetkilisi ve tasfiye memuru olduğunu, . Şirket ( … ) tarihi itibariyle Ticaret Sicilinden silindiğini, ancak , yüklenici olduğu bir inşaata yatırdığı sermayeden dolayı alması gerekli beş adet tapu envanterine girmediğinden Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas , … sayısıyla şirketin ihyasına karar verildiğini ve işbu Eser sözleşmesine dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası açıldığını, Şirketin, yapı (arsa) sahibi davalılardan …, … ve … ile Antalya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numarasında düzenlediği Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve … tarih ve … yevmiye nolu Tadilat Sözleşmesi uyarınca … parselde yüklenici olarak inşa ettiği 12 adet daire ve iki dükkandan ibaret beş katlı binada bir adet dükkan ve dört adet daire olmak üzere beş adet tapu alacağı bulunduğunu, İnşaat ( … yılında %92 ) gerçekleşme seviyesindeyken denetimini üstlenen … ŞTİ.nin faaliyeti … Bakanlığı tarafından bir yıllık süreyle durdurulmuş ve denetim şirketinin üstlendiği tüm inşaatlarla birlikte bu yapının da inşaat ruhsatı müvekkil şirketin inisiyatifi dışında iptal edildiğini,.kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi eki yapı dağıtım planında gösterilen ( … ve … ) nolu bağımsız bölümlerin sözleşme dışı üçüncü şahıs davalı … üzerindeki tapu kayıtlarının ve inşaatın getirildiği %92 gerçekleşme seviyesine göre yüklenici tarafından hak edilmiş yapı sahipleri üzerindeki ( … ve … ) nolu bağımsız bölüm tapu kayıtlarının iptaliyle , davacı yüklenici şirket adına tescil edilmesine karar verilmesini , yargılama giderleriyle vekalet ücretinin yapı sahibi davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava taraflar eser sözleşmesine konu tapu iptali ve tescil davasıdıır.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yine aynı kanunun 11. Maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır“ düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Yargıtay HGK’nın 18.11.2015 gün ve 2014/15-301 E. 2015/2659 K. sayılı emsal içtihadında da “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar…
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde belirtilmiştir.
Tüm açıklamalardan sonra dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davacı şirket ile davalılar arasında … tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine ve … tarihli tadilat sözleşmesine istinaden … parselde inşaa edilen … ve … nolu bağımsız bölüm ile … ve … nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Ancak; tescil konusu taşınmazın maliklerinin tacir sıfatlarının bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari işletme kaynaklı olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve tanımlar doğrultusunda olayda; dava TTK.nun 4/1-a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan (tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın) değildir. Davacının Limited şirket olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı sabit ise de, davalıların tacir olmadığı dolayısıyla davanın da hukuki niteliği itibariyle ticari dava olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mahkememiz görev alanına girmediği anlaşılmıştır.
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-ç maddesi gereğince Dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2.Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra dosyanın görevli ve yetkili Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2- Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (ihtar olundu)
3- HMK’nun 331/2 maddesi gereği, Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2021

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı