Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/753 E. 2022/833 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/753 Esas
KARAR NO : 2022/833
DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka vekilinin … tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile dava dışı … Şti. arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine davalı …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, sözleşmeye istinaden kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine borçlulara ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme olmayınca banka alacağını teminen Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bahse konu takipte borçlu sıfatıyla kayıtlı olduğunu, ancak bu sıfatın oluşması için hukuka uygun bir borç ilişkisinin varlığı söz konusu olması gerektiğini, ancak borç henüz muaccel olmadan icra takibine başlandığı için ‘borçlu’ sıfatı da oluşmadığını, mahkemenin bahse konu davayı usulden reddetmesi gerektiğini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, borcun henüz muaccel olmadan icra takibine başlandığını ve müvekkilin borçlu sıfatının oluşmadığını, usule yönelik itirazları bulunduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kredi sözleşmesine dayalı icra takibinde İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı banka tarafından borçlular …Şti, … ve … aleyhine …-TL asıl alacak, …-TL asıl alacak, …-TL masraf, …-TL BSMV, …-TL temerrüt faiz olmak üzere toplam …-TL alacak için balşatılan ilamsız takipte, davalı borçlu …’nin itirazı üzerine takibin durdurulduğu, yasal 1 yıllık sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Bankacı Bilirkişi … … tarihli raporunda sonuç olarak; ” Davalının … takip tarihi itibariyle … temerrüt tarihi dikkate alınarak sorumluluğunun hesaplanması ve sonuç:
I-) … numaralı ticari kredi kartı:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak …
…-… 5 günlük %22,68 akdi faiz …
…-… 28 günlük %26,28 temerrüt faizi …
…-… 49 günlük %27,36 temerrüt faizi …
Gider vergisi …
Masraf …
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak …

II-) Nakde dönen çek yaprağı bedeli ve çek depo bedeli ile diğer alacak:
… Kat tarihi itibariyle asıl alacak …
…-… 63 günlük %29,48 temerrüt faizi …
Gider vergisi …
Diğer alacak …
… Takip tarihi itibariyle toplam alacak …
Gayri nakit depo bedeli …

Özetlersek takip tarihinde banka alacağı;
… TL asıl alacak,
… TL asıl alacak,
… TL işlemiş faiz,
… TL gider vergisi ve
… TL masraf olmak üzere toplam … TL nakit ve … TL gayri nakit alacak bulunmaktadır.
Talep sınırları dikkate alındığında banka alacağı;
… TL asıl alacak,
… TL asıl alacak,
… TL işlemiş faiz,
… TL gider vergisi ve
… TL masraf olmak üzere toplam … TL nakit ve … TL gayri nakit olmaktadır.
Asıl alacağın … TL’lik kısmı takip tarihinden itibaren %26,28 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5,00 gider vergisine;
… TL’lik kısmı ise takip tarihinden itibaren %29,48 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5,00 gider vergisine; tabi bulunmaktadır.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık; dava dışı …Şti ile imzalanan … tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı kefil olan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Davacı … ile dava dışı …Şti arasında … tarihli …-TL limitli Genel kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’nin sözleşme limiti dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, dava dışı asıl borçlu şirket ile … tarihli …-TL limitli Genel kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’nin sözleşme limiti dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, yine dava dışı asıl borçlu şirket ile … tarihli …-TL limitli Genel kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, dava dışı …’in sözleşme limiti dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davalı kefil …’ye Beyoğlu … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği ve davalının … tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı … ile dava dışı …Şti arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki davalı … kefaletinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Davacının gayri nakdi çek depo talebinin değerlendirilmesinde;
5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, … tarih, … E., … K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10/04/2017 tarih 2016/7422 Esas – 2017/2933 Karar sayılı emsal içtihatında; “kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerin gayrı nakdi alacak için sorumlu olduklarına dair özel bir hükmün bulunup bulunmadığının üzerinde durularak sonuca göre karar verilmelidir.” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı … ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesinden çek depo talebine ilişkin gayrinakdi kredi başlıklı 9.21. Maddesi ile kefalet sözleşmesinin 10.13. Maddesinde de çek karneleri yönünden sorumluluk belirlendiği görülmüştür.
Davacının dava dışı asıl borçlu şirket yönünden 15 adet çek yaprağı yönünden depo talebinin yerinde olduğu, kredi sözleşmesine ait kefalet sözleşmesinin 10.13 Maddesinde kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunduğundan davalı kefilin çek depo talebinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alındığında, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olduğunun anlaşılması ile davalı aleyhine açılan davanın, mahkememizce esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen bedeller üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine yönelik değerlendirmede: Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklindeki emsal içtihad doğrultusunda kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun kabulüne karar verilen borçlu aleyhine hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 04/04/2018 gün, 2017/4575 Esas, 2018/1823 Karar sayılı emsal içtihadında; “…gayrinakdi kredinin deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği halde nakdi alacakla birlikte nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir…” şeklinde belirtildiğinden kabul edilen çek depo bedeli yönünden davacı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davalının, Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün …esas numaralı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin, …-TL asıl alacak, …-TL asıl alacak, …-TL işlemiş faizi, …-TL gider vergisi, …-TL masraf olmak üzere toplam …-TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak tutarının …-TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren % 26,28 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi, …-TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren % 29,48 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA,
3- Davacı bankanın …- TL’lik çek depo talebinin KABULÜNE;
4-Davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan …-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Gayri nakdi çek depo talebi yönünden alınması gereken … TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan …-TL harçtan mahsubuna,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken …TL harçtan peşin alınan ve mahsup sonucu bakiye kalan …- TL’nin mahsubu ile, eksik alınan …-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafça yapılan davetiye, posta masrafı, bilirkişi giderinden ibaret toplam …TL yargılama gideri ile …-TL ilk dava masraf toplamı …- TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan …- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca gayri nakdi çek kredisi depo bedeline ilişkin gayri nakdi alacak yönünden … TL maktu vekalet ücretinin davalıdan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden …-TL’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı