Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/743 E. 2022/699 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/743 Esas
KARAR NO : 2022/699

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ: 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş. ile davalı …’in müteselsil kefaletiyle dava dışı … A.Ş. ile davacı banka arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin imzalandığını, ayrıca; davacı banka ile dava dışı …A.Ş. arasında …Card Üyelik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden dava dışı firmaya POS cihazı verildiğini, ancak dava dışı firmanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kart hamillerinin zararlarının davacı banka tarafından karşılandığını, bu nedenle her iki davalıya önce ihtarname gönderildiğini, sonuç alınamaması nedeniyle de akabinde icra takibine geçildiğini, ancak davalılar tarafından yapılan yersiz ve haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına ve 69.653,64 TL Harca esas değer üzerinden açılan dava için davalılar hakkında %20 oranında tazminata hükmedilmesi talebinde bulunduğunu belirtmiştir.
CEVAP : …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle Davalı firmanın, dava dışı firmanın 55.000,-TL limitle Ticari Kredi Kartı Sözleşmesi kefili olmakla beraber, bu kefaletin POS cihazından çekilen tutarlar ve farklı hususlar konusunu kapsamadığını, dava konusu borcun ise dava dışı şirketin kapanmasından sonra bankadan yapılan iadelerle ilgili olduğunu, bu ihtilafın kredi kartı ve tüketici kredisi sözleşmelerinden kaynaklanan borçlar olduğunu, bu anlamda dava dilekçesi ile sözleşme arasında uyumsuzlukların bulunduğunu ve müvekkil şirketin dava dışı firma ile davacı banka arasındaki tarafı ve kefili olmadığını, bu nedenle de davanın reddini ve davacının %20 tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirtmişlerdir.
Davalılardan … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin …esas sayılı dosyası getirtilmiş incelenmesinde; Davacı banka tarafından davalılar ile …A.Ş. aleyhine 61.472,70-TL asıl alacak, 7.791,37-TL işlemiş faiz, 389,57-TL gider vergisi olmak üzere 69.653,64.-TL toplam alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe borçlular tarafından itiraz edildiği, takibin durdurulması üzerine, yasal 1 yıllık sürede eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi …10/05/2022 tarihli raporunda sonuç olarak;”a. Davacı bankaca dava dışı firmaya ve davalılara gönderilen 21.04.2021 tarihli ihtarnamenin anapara alacağını oluşturduğu iddia edilen 60.822,21 TL tutarındaki miktara ait bir ekran görüntüsü tablosu dışında; dava dışı … A.Ş tarafından yapılmış bir iade talebinin/taleplerinin, ne de kart hamillerine yapılan iadeleri gösteren slip ve dekont v.s. gibi belgelerin davacı bankaca bulunamaması, böylece alacağın somut delillerle desteklenmemiş olması,
Dava dışı …A.Ş. ile davacı … Bankası A.Ş.’nin … Şubesi arasında 12.08.2016 tarihinde 100.000,-TL limitli bir Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in bu sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, ancak; anılan sözleşmenin, anılan dava dışı firmanın davacı banka ile arasındaki kredi ilişkilerini düzenlediği, diğer taraftan; anılan dava dışı firma ile davacı banka arasında 06.10.2016 tarihinde 55.000,-TL limitli olarak bir Ticari Kredi Kartı (…Card) sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeye de her iki davalın müteselsil kefil olarak imzalarının alındığı, ancak; bu sözleşmenin de dava dışı firmanın ticari ihtiyacı olan mal ve hizmet bedellerinin kredi kartıyla karşılanmasına dönük olduğu, bu anlamda her iki sözleşmenin de dava dışı firma ile banka arasındaki kredi ve kredi kartı ilişkilerini düzenleyen sözleşmeler olması,
b. dava konusu olan 60.822,21 TL anapara alacağının ise, dava dışı firma ile kendi müşterileri arasındaki POS işlemlerinden kaynaklanmış olması, bu ilişkilerin de ancak taraflar arasında imzalanmış olan bir Üye İşyeri Anlaşması kapsamında değerlendirilebilmesi, ancak; dava dışı firma ile davacı banka arasında imzalanmış bir Üye İşyeri Anlaşmasının davacı bankaca ibraz edilememiş olması, dolayısıyla davalıların dava konusu olan bu işlemlerle olan ilgisinin kurulamaması,
c. bir önceki maddede yer alan sözleşmenin ibraz edilememesine ilaveten dava dışı … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında borç – alacak ilişkilerini düzenleyen bir sözleşmenin bulunmaması(devir sözleşmesi dahil), nedeniyle, davalılar ve davacı arasındaki borç ilişkisinin; hem borcun kaynağı, hem de borcun akdi bağlantıları açısından somut delillerle desteklenmediği, bu durumda yeni deliller ileri sürülmedikçe borcun temerrüdüne ve fer’ilerine ilişkin hesaplamalar yapmanın da bir yarar sağlamayacağı, bu bağlamda da; davacı …Bankası A.Ş.’nin davalılar …A.Ş. ile …’den bir alacağı bulunduğu” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi … 18/07/2022 tarihli ek raporunda sonuç olarak; ” davacı … bankası A.Ş. ‘nin dava dışı …A.Ş’den olan ava konusu alacağına dair bir sözleşmeye ve bu alacağın dayanağına dair somut bir belgeye rastlanılmaması nedeniyle 10/05/2022 tarihli kök raporumuzdaki görüşlerimizi değiştirecek bir durumla karşılaşılmamış ve bu durumda da dava konusu alacağın varlığından ve davalıların kefalet sorumluluğundan somut deliller kapsamında söz edebilmemiz mümkün olmamıştır ” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle takibe dayanak …nolu kredi sözleşmesinden kaynaklı davacının alacağının bulunup bulunmadığı, borçluların takip tarihi itibari ile sorumlu olduğu alacak miktarının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Dava dışı …A.Ş ile davacı Bankanın …Şubesi arasında 12/08/2012 tarihli 100.000,00-TL limitli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi Davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, yine dava dışı …A.Ş ile davacı bankanın …Şubesi arasında 06/10/2016 tarihli 55.000,00-TL limitli Ticari Kredi Kartı Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davalı …’in ile …A.Ş. müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır. Ancak dava ve takip konusu 60.882,21-TL alacağın dava dışı …A.Ş ile kendi müşterileri arasındaki POS işlemlerinden kaynaklı olduğu, davacı banka ile dava dışı şirket arasında bu hususta imzalanmış üye iş yeri sözleşmesinin bulunmadığı gibi davalıların buna ilişkin sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Nitekim davacı banka ile yapılan yazışmalar neticesinde davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalnmış POS ödemelerini düzenleyen bir üye iş yeri anlaşmasının ve …A.Ş ile …A.Ş. Arasında yapılmış bir devir sözleşmesinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi rapor ve ek raporu da dikkate alındığında, itirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalar olması nedeniyle takipte talep edilen alacak ile mahkememizin inceleme yapması gerektiği, takip dayanağının dava dışı …A.Ş. ile kendi müşterileri arasındaki POS işlemlerinden kaynaklı olduğu, ancak davacı banka tarafından bu alacağın kaynağı ve dayanağının ispatlanamadığı gibi, davalıların sorumluluğunun da belirlenemediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.4.2005 tarih 2005/19-286 E. 2005/268 K. Sayılı ilamında “Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.” belirtilmiştir. İş bu içtihat nazara alındığında somut olayda davalı taraf davacının kötü niyetini ispatlayamadığından bu talebin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 1.189,52.- peşin harcın mahsubu ile, bakiye 1.108,82-TL’ nin karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.114,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş. verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1,320,00.-TL’nin arabuluculuk toplantısına katılmayan davalı …’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili …, davalı … vekili … ile davalı şirket vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 04/10/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı