Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2023/39 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/730 Esas
KARAR NO : 2023/39
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı … şirketi firmasının ortağı v e tek yetkilisi olan … arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu, davalı firma yetkilisi …’nun firması faaliyetlerinde kullanılmak üzere acil para ihtiyacı için kardeşi …’ndan yardım istediği, bunun üzerine …, eşi … ve diğer müvekkil şirket tarafından …’nun firması davalı … şirketine dava dilekçesinde tablo halinde gösterildiği üzere … tarafından 41.000,0 TL, … tarafından 26.000,00 TL. Ve davacı şirket tarafınca ise 24.000,00 TL. borç para gönderildiği, bu borçların karşılığı olarak davalı firma yetkilisi … tarafından sadece …’na … arihinde banka havalesi ile 10.003,98 TL, … tarihinde ise elden 10.000,00 TL. ödendiği, davalı firma hesabından yine …’na … tarihinde banka havalesiyle 20.000,0 TL. ödendiği, yapılan ödemeler neticesinde müvekkili …’na 1.000,00 TL. bakiye anapara alacağı kaldığı, diğer davacılar ise kısmen dahi olsa iade alamadıkları, müvekkillerinin davalı firma ve yetkilisi …’nun kötü niyetli hareketleri ili mağdur oldukları, bu hususların taralar arasında yapılan sms ve whatsapp yazışmaları sabit olduğu, davalı firma yetkilisinin kendi dolar birikimlerini bozarak borç verdiklerini bilmesine rağmen borcunu ifa etmeyerek kendi kardeşi ve eşini ciddi bir zarara uğramasana göz yumduğu, … firmasının ticari bayatına devam etmesi müvekkillerinden alınan borç para sayesinde devam ettiği bu kapsamda, … tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 24.000,00 TL. anapara alacağı ve buna ilaveten işlemiş faiz için toplam 34.023,28TL, … tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 1.000,00 TL. bakiye anapara alacağı ve buna ilaveten işlemiş faiz için toplam 14.580,11 TL. … Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 26.000,00 TL. anapara alacağı ve buna ilaveten işlemiş faiz için toplam 36.828,28 TL, Üzerinden başlatılan icra takiplerine davalı firma tarafından itiraz edilmesi sonucunda itirazı iptali davasının açılma zorunluğunun hasıl olduğu, Taraflar arasındaki para transferinin tüketim ödüncünden kaynaklandığı, TBM 386 maddesinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesinin geçerli olması için şekil şartı aranmadığı, sözlü olarak da kurulabileceği, bunula beraber … ve davalı firma yetkilisi … arasındaki 30. 10.2020 tarihli yazışmada söz konusu bedellerin bir aylığına borç olarak verildiğinin açıkça görüldüğü, davalı …’in tacir olup, borçlarının ticari olduğu, aralarındaki tüketim ödüncü sözleşmesinin ticari nitelikte olduğunun kabulünün gerektiği, ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılmış olsa bile faiz istenebileceği, taraflar arasında anlaşma yoksa kanuni faizin uygulanacağı, kararlaştırılan vade tarihinden itibaren alacağa ticari temerrüt faizinin de işletilmesi gerektiği, davalı firmanın ticari defterlerinin incelenmesi durumunda dava konusu ödemenin herhangi bir ticari ilişkiye dayanmadığı, borç olarak verildiğinin anlaşılacağı, davalının firmasının söz konusu ödemelere ilişkin olarak ticari defterlerinin de incelenmesini talep ettikleri, Sayın Mahkemenin de taktir edeceği üzere akraba ilişkilerinde borç verme işlemlerinin senede bağlanmasının örf adet geleneklerle uyuşmadığı, tanıkla ispatın mümkün olduğu, müvekkilleri arasında ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığı, icra takibi başlanırken faizin ticari temerrüt faiz oranlarının baz alınarak hesaplandığı ve talep edildiği, ancak takip talebi üzerine sehven yasal faiz yazıldığından itirazların kısmen iptalini takip etme zorunluluğu doğduğu belirtilerek Müvekkil … adına başlatılan takibin 996,00 TL. asıl alacak, 440,00 TL. işlemiş yasal faizi, icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden kısmen iptaline, (10.12.2021 tarihi itibariyle bu bedeller üzerinden dikkate alınarak oluşturulan kapak hesabına göre dosya borcunun 2.546,11 TL. Olduğu) Müvekkili şirketi adına başlatılan takibin 24.000,00 TL. asıl alacak, 5.095,24 TL. işlemiş yasal faizi , icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden kısmen iptaline, bu bedeller üzerinden dikkate alınarak oluşturulan kapak hesabına göre dosya borcunun 35.412,83 L. Olduğu) Müvekkili … adına başlatılan takibin 26.000,00 TL. asıl alacak, 5.500,00 işlemiş yasal faizi , icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden kısmen iptaline, bu bedeller üzerinden dikkate alınarak oluşturulan kapak hesabına göre dosya borcunun 38.330,00 TL. Olduğu) Davalı aleyhine her bir dosya için 9020’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, müvekkil şirket takip dosyasına konu 24.000,00 TL asıl alacak yönünden … tarihinden itibaren dava tarihine kadar işletilmesi gereken yasal faiz ile dava tarihine kadar işletilecek ticari temerrüt faizi arasındaki fark olan 6.000,0 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, Karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı şirket tarafınca davaya yanıt verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ödünç para ilişkisi iddiası ile başlatılan Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …, …, … Esas sayılı dosyalarına davalının ayrı ayrı itirazları nedeniyle İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bankacı Bilirkişi … raporunda sonuç olarak;” Davacılar tarafından davalı … Anonim Şirketinin banka hesabına yapılan ödemelerin varlığı, yukarıda her bir davacı yönüyle açıklandığı üzere davacıların banka hesaplarından herhangi açıklama ve özel şart konulmaksızın yapılan banka havalelerine dayanmaktadır.
Ancak, bankaların aracı olduğu havale işleminde havale göndericisinin herhangi bir açıklamada bulunmaması halinde, havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin kabulünün gerektiği Yüksek mahkeme emsal kararlarında yer almaktadır.
Davacılar tarafınca, bir sermaye şirketi niteliğinde gözüken davalı … şirketinin ortağı ve tek yetkilisi … arasında akrabalık ilişkileri bulunduğu ve davacılardan …’nun kardeşi olan dava dışı …’nun acil paraya ihtiyacı için davalı şirkete havale olarak gönderilen paraların TBK 386.maddesi kapsamında ödünç para verme işlemi olduğu, davalı şirketin tüzel kişiliği niteliği gereği tacir sıfatına haiz olması nedeniyle, ödünç (karz) verme işleminin tüketim ödüncü değil, ticari tüketim ödüncü olduğunun iddia edildiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı ve davacıların dava dilekçesine ekli internet ortamındaki karşılıklı mesajların kanıt olarak gösterildiği ve ödem, ilişkin olarak ödemlerin herhangi bir ticari ilişkiye dayanmadığının tevsik edilebilmesi davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinin talep edildiği, anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin devaya cevap vermemesi ve davalı şirket ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış bir incelemenin bulunmaması nedeniyle, yapılan ödemelerin mahiyeti kesin olarak bilinmemektedir.
Davalı şirketin hesabına gönderilen paraların davalı şirketin aktifinde ve şirketin mali ihtiyaçları için mi kullanıldığı yoksa, şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu ileri sürülen dava dışı …’na şirketin aracı kılınarak akraba ilişkisi içerisinde gönderilen paralar mı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması önem arz etmektedir. Zira, Türk Borçlar Kanunun 387.maddesinde; ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılmadıkça faiz istenemeyeceği, ticari ödünç sözleşmesinde ise taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebileceği, hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasında ödünç işlemlerine konu herhangi bir sözleşme ve kararlaştırılan bir faiz oranı ayrıca, davalı şirkete keşide edilen alacağa ve faiz talebine ilişkin ihbar ve ihtarda bulunmamaktadır.
Davacılar davalı şirketin tacir sıfatına dayanarak şirket borcunun ticari olduğundan hareketle gönderdikleri paraların ticari tüketim ödünç sözleşmesi kapsamında bulunduğu iddiasıyla, icra takibinde ticari temerrüt faizi üzerinden hesaplama yapılmakla birlikte sehven yasal faiz ibaresi yazılmak suretiyle, faiz talebinde bulunulduğu, belirtilmektedir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan çekincelerimiz ışığında, Sayın Mahkemeni taktirine, davacıların ödünç para verme iddiası kapsamında ve icra takiplerinde gerek asıl alacak kalemi hizasında istenen adi kanuni faiz ve gerekse asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 909 yasal faiz ifadelerinin tereddüte mahal vermeyecek şekilde açık olması nedeniyle, yasal faiz talepleriyle bağlı bulunmakta olup, her bir davacı yönüyle yasal faiz esasında takip tarihiz itibariyle yapılman hesaplamalar aşağıda ki tablolar da gösterilmektedir:
Davacı …’nun yapılan ödemelerin ödeme tarihleri itibariyle asıl alacaktan tenziliyle davalı şirketten takip tarihi itibariyle alacağı: 996,02 Asıl alacak 6.985,96 İşlemış faizi olmak üzere toplam 7.981,98 TL bulunduğu ” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Davacı vekili mahkememiz dosyasına sunduğu dilekçesi ile; davadan feragat ettiklerini, beyan etmiş, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 307. Maddesinin ; “1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. ” hükmü gereğince; davadan feragat, davacının, davacının istem sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçtiği yönününde mahkemeye yaptığı tek taraflı açıklamasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 309. maddesinin; “1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. 2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. 3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. 4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” hükmü gereğince feragat ve kabul, dilekçe veya sözlü olarak yapılabilir. Karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmayan feragat beyanı koşulsuz olmalıdır.
6100 sayılı sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 312. Maddesinin; “1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.
Tüm dosya kapsamının, davacının dilekçesinin incelenmesi neticesinde; 6100 sayılı HMK’nın 311/1 fıkrası gereği feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurması ve aynı sayılı yasanın 309/2 maddesi gereği hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması sebebiyle, davanın feragat ile reddine, feragat beyanı ön inceleme duruşmasından sonra sunulduğundan harcın buna göre belirlenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanuna göre alınması gerekli 119,93-TL harcın peşin alınan 1.302,83.-TL harçtan mahsubu ile 1.182,89-TL harcın istem halinde karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine
3-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.320,00.-TL’nin DAVACILARDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, e- duruşma talep eden yetki belgesine istinaden davacı vekili Av. …’ün yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip …
E İmzalı

Hakim …
E imzalı