Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2022/527 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/714
KARAR NO : 2022/527
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu aleyhine Finike İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından 21.688,40 TL bedelle takip başlatıldığını, davalı-borçlunun haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalı-borçlu aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … .Esas sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini ve borçlunun 16/03/2021 tarihli dilekçesi ile icra dosyasındaki yetkiye ve borca olarak itiraz ettiğini, yetki itirazı sonucunda dosyanın Finike İcra tevzi bürosuna gönderildiğini ve Finike İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçluya Örnek 7 Ödeme Emri ile (takibe dayanak belge sureti) takibe konu alacağın kaynaklandığı “… nolu 24/09/2020 tarihli fatura”nın tebliğ edildiğini, itiraz dilekçesinde “…takibe, borca ve harca itiraz ediyorum.” denildiğini, borçlu, müvekkili ile arasındaki ticari ilişkinin varlığına bir itirazda bulunmadığını, başka bir ifadeyle borçlu ile müvekkil arasındaki ticari ilişkinin varlığının sabit olduğunuu, kaldı ki faturaya yönelik de herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı ile müvekkil arasındaki ticari ilişkinin varlığına muhasebe kayıtları ve faturaların delil olduğunu, ayrıca … plakalı araç … poliçe numarası ile … Sigorta kapsamında olup, bu araç ile kazaya karışmış olan davalının, aracı müvekkile getirdikten sonra davaya konu takip dayanağı olan fatura ile sigorta şirketine başvurarak fatura bedelini talep ettiğini, sigorta şirketi tarafından da bahse konu fatura bedelinin davalı tarafa ödendiğini, müvekkilinin, Antalya İli, Döşemealtı İlçesinde karoser işi ile uğraştığını, davalının, müvekkile ulaşarak hizmet satın aldığını, ekte sunduklar faturanın düzenlendiğini ve hizmetin davalıya eksiksiz sağlandığını, ancak davalı kesilen faturaya karşılık olarak herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin, davalı ile olan ticari ilişkisinden ve karşı tarafa duyduğu güvenden dolayı Davalı Borçluya hizmet sağladığını, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine taraflarınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun, müvekkile olan borcunu gerek ticari kayıtlardan gerekse takibe dayanak faturadan dolayı bildiğini, müvekkilinin haklı alacağı ve miktarı; müvekkil muhasebe kayıtlarında ve ticari kayıtlarında da sabit olduğunu, davalı tarafından işbu faturaya ilişkin müvekkile yapılan bir ödemenin olmadığını, yapılan itirazda herhangi bir ödeme belgesinin de sunulmadığını, müvekkilinin tam ve eksiksiz bir biçimde edimini gerçekleştirdiğini, yüklendiği edimi yerine getirdiğini ancak davalı tarafından hizmetlerin bedelinin ödenmediğini, müvekkil şirket alacağını elde edemediğini, işbu alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin de davalı-borçlunun haksız itirazı sonucunda durduğunu, davalının borçlu olduğunu bildiği halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; Uyap sisteminden ilgili icra dosyası, dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin ibrazı istenmiş ve ticari defter incelemesi için dosyanın bilirkişiye tevdi yönünde ara karar kurulmuştur.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Antalya ili mülki sınırları ( Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir. Bu nedenle, davalıya tebliğ ile ihtarat yapılmıştır.
HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
Kurulan ara karar gereği, davacı taraf ticari defterlerinin bulunduğu yeri bildirmiş ve mali müşavir bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılmıştır.
24/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının incelemeye ibraz edilen 2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olanların açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacının bu haliyle 2020 yılı ticari defterlerinin lehe delil olma özelliğine haiz olduğu, davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarında Davalı ait carisini 120.467 Hesap Kodundan takip ettiği,
davacı tarafça davalı adına 21.09.2020 tarihli … numaralı 18.380,00 TL + 3.308,40 TL KDV olmak üzere 21.688,40 TL bedelli Fatura düzenlendiği, düzenlenen Faturanın e-Arşiv Fatura olduğu,
davacı tarafça davalı adına düzenlenen 21.09.2020 tarihli … numaralı
18.380,00 TL + 3.308,40 TL KDV olmak üzere 21.688,40 TL bedelli Faturanın tarafların
Ba-Bs formlarında ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacının Davalıdan 21.09.2020 tarihi
itibariyle 21.688,40 TL Alacaklı olduğu gözüktüğü,
Davacı tarafça da Davalıdan takip talebinde taklip tarihi itibariyle 21.688,40 TL Asıl Alacak
ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faiz talep edildiği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı ticari defter kayıtlarını sunmadığı için davacı ticari defter kayıtları, kendi lehine delil olma vasfına sahiptir.
Tüm dosya kapsamı, 24/04/2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler,
davacı tarafça davalı adına düzenlenen 21.09.2020 tarihli … numaralı 18.380,00 TL + 3.308,40 TL KDV olmak üzere 21.688,40 TL bedelli Faturanın tarafların
Ba-Bs formlarında ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun anlaşılması, davalının ticari defterlerini sunmaması nedeniyle davacının ticari defter kayıtlarının kendi lehine delil olması hususları bir arada düşünülerek, davacının iddiasında haklı olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların varlığı ve alacağın likit olduğu anlaşılmakla; davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Finike İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, hükmolunan miktarın %20’si üzerinden hesaplanan 4.337,68 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 261,95 ₺ (TL)’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.219,58 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 321,25 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.069,10 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır