Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/667 E. 2022/165 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/667 Esas
KARAR NO : 2022/165
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ: 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, Kumluca İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile müvekkillerine karşı yürütülen kambiyo senedine mahsus haciz yolunda takibin dayanağını oluşturan senedin kambiyo senedi niteliği taşımamakta olup aynı zamanda geçersiz olduğunu, …Yatırım Gıda Ticaret Sanayi ve Pazarlama Limited Şirketinin 05/08/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ait tutanakta görüleceği üzere müvekkili …’nin iş bu şirketi Kumluca 2. Noterliğinin 05/08/2021 tarih …sayılı devir sözleşmesi ile 150.000 TL bedel karşılığında tüm hisselerini …dan satın aldığını, …Yatırım Gıda Ticaret Sanayi ve Pazarlama Limited Şirketi tek ortaklı bir yapıya sahip olup 05/08/2021 tarihinden yapılan devirden önce şirketin tek ortağı …iken işbu tarihten itibaren şirketin tek ortağının müvekkili …olduğunu, …’nin 05/08/2021 tarihinde şirketi devralmadan önce iş bu şirketin ne ortağı ne de temsilcisi olmadığını, yani 05/08/2021 tarihinden önce işbu şirket ile hiçbir şekilde bağlantısı bulunmamakta olup işbu şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin de olmadığını, davalı …tarafında müvekkili …’ye karşı başlatılan Kumluca İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takipte takibin dayanağını oluşturan bono/emre muharrer senedin düzenlenme tarihinin 02.07.2021 olduğunu, işbu senette düzenleyen …Yatırım Gıda Ticaret Sanayi ve Pazarlama Limited Şirketinin, kefil olan kişi …, lehtarın ise … olduğunu, senedin düzenlendiği 02.07.2021 tarihinde keşideci şirketin tek ortağı ve temsilcisi aynı zamanda senette lehtar olarak gözüken … olduğunu,
takip konusu bononun, şirket adına keşide edildiğini ve şirketin tek ortağı ve yetkilisi …’nin lehtar olarak gösterildiğini, zira bononun düzenlendiği 02.07.2021 tarihinde keşideci şirketin tek ortağı ve yetkilisinin bonoda lehtar olarak gözüken … olduğunu, yani …’ın yetkili temsilcisi ve tek ortağı olduğu keşideci şirketi takip konusu yaptığı bono ile kendisine borçlandırdığını, bu sebeplerle, müvekkili … takip konusu senette keşideci olarak gözüken şirketi 05.08.2021 tarihinde devralmış olup daha öncesinde iş bu şirketle hiç bir bağlantısı bulunmamakta olup iş bu şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi de olmadığını, …Yatırım Gıda Ticaret Sanayi vePazarlama Limited Şirketi tarafından 02.07.2021 tarihinde düzenlenen takip konusu bono/emre muharrer senedin üzerinde düzenleme tarihi itibari ile keşideci şirketin tek ortak ve yetkili temsilci olan …ın elyazılı ıslak imzası bulunması gerekirken senede bakıldığında keşideci şirketin kaşesi ve kefil olan …ye ait 4 adet imzadan başka bir imza da olmadığını, işbu sebeple senedin geçersiz ve keşideci şirketin senede dayalı sorumluluğu bulunmadığını, keşideci şirket lehine kefil olan …’nin de senedin geçersizliği sebebiyle sorumluluğu ve borcu bulunmadığını çünkü her ne kadar takip konusu senette kefil olarak müvekkili … yer almakta ise de Yargıtay ve doktrinde çoğunlukla kabul edildiği üzere kambiyo senedi üzerindeki “kefil” ibaresi de aval hükmünde olduğunu bu sebeplerle davanın müvekkillerinin Kumluca İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkemeye sunmuş oluğu cevap dilekçesinde, senedin vade tarihi olan 30/08/2021 tarihinde takip borçlusu şirketin tek yetkilisi ve ortağı davacı …olduğunu, yani davacı tarafın iddia ettiği gibi senette imzası bulunan …’nin şirkette yetkili sıfatının bulunduğunu, takip dayanağı senetin de davacı tarafından düzenlendiğini, bu arada senedin düzenlenme tarihinin 02/07/2021 olarak davacı … tarafından yazıldığını ve müvekkile verildiğini, Emsal mahiyetteki yargı uygulamalarında da belirtildiği üzere senedin tanzim tarihinin yanlış yazılmasının tek başına senedin geçerliliğine etkisi bulunmadığını, davacının takip dayanağı senedi bu şekilde düzenlediğini ve müvekkilinin bir anlık gafletinden faydalanarak şimdi borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini bu durumun dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını, senedin gerçek düzenleme tarihinin davacının şirketin yetkilisi bulunduğu 05/08/2021 tarihinden sonra ve 30/08/2021 tarihinden önce olduğunu bu hususta gerekirse tanzim tarihinin senede dercedilme tarihinin tespit edilmesini, öte yandan davacı …’nın kişi olarak da borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini ve aval verenin sorumluluğundan bahsettiğini, oysa davacı …’nın senedi hem kendi adına ve hem de temsilcisi bulunduğu şirket adına keşide ettiğini, TTK 678.maddesinde “temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almakla, davacı gerçek kişi …’nin kişisel olarak sorumlu olacağını bu nedenlerle davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada deliller toplanmış, Kumluca İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememizin 13/012022 tarihli duruşma ara kararında davacı vekiline dayanmış oldukları yemin deliline başvurup başvurmayacakları hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş ve davacı vekilinin beyanda bulunmadığı görülmüştür. Kumluca Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ve celp edilen yazı cevabında, keşide tarihi itibariyle …ın senedi düzenleyen şirketin yetkilisi olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıların dava konusu bono nedeniyle davalıya karşı borçlu olup olmadığı, bononun geçerli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı şirket yönünden değerlendirme: Ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkerede senedin tanzim tarihindeki şirket yetkilisinin davalı olduğu fakat şirket kaşesinin altındaki imzanın o tarihte şirket yetkilisi olmayan davacıya ait olduğu anlaşılmış olup keşideci şirketin tanzim tarihindeki yetkilisi tarafından borçlanılmayan 30.08.2021 ödeme tarihli 155.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak başlatılan Kumluca İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki borç nedeniyle davacı şirketin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Kötü niyet tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.4.2005 tarih 2005/19-286 E. 2005/268 K. Sayılı ilamında “Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.” belirtilmiştir. İş bu içtihat nazara alındığında somut olayda davacı taraf davalının kötü niyetini ispatlayamadığından bu talebin reddi gerekmiştir.
Davacı …yönünden değerlendirme:
Her ne kadar davacı vekili keşideci imzasının altında imza bulunmadığı bu sebeple senedin geçersiz olduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş ise de senet keşidecisi şirket kaşesinin altında imzanın bulunduğu sadece bu imzanın o tarihte şirket temsile ve imzaya yetkili temsilci tarafından atılmadığı sabittir. Bu durum senedi bono vasfından çıkarmadığı gibi şirket kaşesinin altında ve yanında imzalarının bulunduğu davacı …’nın sorumluluğunu da kaldırmamaktadır. TTK’nun 778/2.maddesinin (e) bendinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK 678.maddesinde “temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almaktadır. Dolayısı ile davacı gerçek kişi …’nin dava ve takip konusu bono nedeniyle sorumluluğu sabit olduğundan bu davacının davasının reddine ve İİK 72/4 gereği tazminata karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacı …Yatırım … Ltd. Şti’nin davasının KABULÜ İLE, dava konusu 02.07.2021 keşide tarihli 30.08.2021 ödeme tarihli 155.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak başlatılan Kumluca İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki borç nedeniyle davacı şirketin davalıya karşı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacı şirketin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı …’nin davasının REDDİNE,
4-İİK. 72/4 maddesi gereği takip ve dava konusu alacağın %20’si tutarındaki 27.187,00 TL tazminatın davacı …’den tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.285,93 TL harçtan peşin alınan 2.321,49 TL nin mahsubu ile eksik alınan 6.964,44 TL nin davalıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu peşin ve başvuru harcı toplamı olan 2.380,79 TL nin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 40,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.864,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı şirkete verilmesine,
9-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.864,12 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak, davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili … ile davalı vekili …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır