Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2022/898 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/651 Esas
KARAR NO : 2022/898
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. Sayılı kambiyo takibinin, davalı tarafından davacı müvekkili …, …, … İle … müteselsil borçlu gösterilmek sureti ile başlatıldığını, davacı müvekkili tarafından davalı alacaklıya bu şekilde bir bono imzalanıp verilmediğini, …’nin yapımını üstlendiği inşaatta kullanılmak üzere şirket tarafından kiralanan iskelenin şantiyede müvekkiline teslim edildiğini ve iskeleyi teslim eden … İskeleyi teslim ettiklerine dair 29.05.2012 tarihinde bir tutanak düzenlediğini, şirket yetkilisi tarafından iskele teslim evrakı adı altında sunulan bu evrak altında yer alan bono bölümünün sonradan sözleşmeden ayrılarak müvekkilinin bilgisi dışında davalı tarafından doldurulup icraya konu edildiğini, müvekkili tarafından alacaklıdan böyle bir nakdi ödeme ve 50.000,00TL bedel karşılığında bir mal da alınmadığını, müvekkilin çalıştığı şirket … davalı ile … arasında düzenlenen bedeli ise peşinen ödenen iş bitiminde teslimi de yapılan iskele kira sözleşmesine istinaden iskeleyi teslim almışsa da davalı tarafından sözleşmeye bitişik bulunan bono kısmını sözleşmeden ayırmak sureti ile hukuka aykırı şekilde doldurduğunu, bonoda yazılı hususları ve imzayı da kabul etmediklerini, bu nedenler ve yargılama esnasında ortaya çıkacak olan sebeplerle fazlaya ilişkin hakları ve başkaca dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile tedbir taleplerinin kabulü ile Antalya genel icra müdürlüğü … E. Sayılı kambiyo takibinin karar kesinleşinceye kadar durdurulmasını, icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesini, davalarının kabulü ile davacının Antalya genel icra müdürlüğü … E. Sayılı kambiyo takibine konu borçlu olmadığının tespiti ile bononun ve icra takibinin davacı yönünden iptalini, icra tehdidi altında tahsil edilen tutarların da istirdatına karar verilmesini, alacağın %20 sinden az olmayacak tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı taraf, takip talebinde alacaklı görünen müvekkile herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkile senet vermesini gerektir bir ilişki olmadığını ileri sürdüğünü, . Bilindiği gibi, Kambiyo senedi olan bonoda mücerretlik ilkesi söz konusu olduğunu, bu ilkeye göre, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşmasına neden olan temel borç ilişkisi arasında herhangi bir bağlılık olmadığını, Kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden bağımsız bir varlığı olduğunu, Kambiyo senedi bir defa düzenlendikten sonra doğumuna neden olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kambiyo senedinin geçerliliğine etkili olmayacağını, kambiyo senedine dayalı bir talep ile karşılaşan borçlunun, borçlanmasına neden olan temel borç ilişkisindeki sakatlığı ileri sürememesi kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesinin sonucu olduğunu, Bu kapsamda, kooperatifin eski avukatı ile bononun düzenlenmesi arasında bağ kurulmasını kabul etmediklerini, Davacı taraf, bono da imzaya itiraz etmiş ise de, süresi içinde icra hukuk mahkemesinde imzaya itiraz davası açmadığını, İİK’nun 168/4 maddesinde takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait değilse bunu açıkça 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği, bu süre içinde imzaya itiraz edilmediği takdirde imzanın kendisinden sadır sayılacağı düzenlendiğini, davacı taraf söz konusu hak düşürücü süre içinde imzaya itiraz etmediğini, bu durumda, yukarıda ifade edilen kanun maddesi gereğince imza kendine ait kabul edileceğini, diğer taraftan, davalı dilekçesinde senetteki imzayı inkar ettiği paragrafta, düzenleme yeri, düzenleme tarihi, lehdarı ve ödeme tarihinin sonradan doldurulduğunu iddia etmekte, zımnen bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmediğini, Bu hususta, davalının kötüniyetli olarak imza inkarı yoluna başvurdurduğunu gösterdiğini, Davacı taraf, iskele kiralama sözleşmesine dayalı olarak senedin teminat olarak verildiğini ileri sürmüşse de, bu iddia borçtan kurtulmaya yönelik olup kötüniyetli ve hukuki dayanağı bulunmadığını, Davacının iddiasının aksine, icra takibine dayanak senet kambiyo özelliği taşıdığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 776. maddesinde bononun zorunlu unsurları düzenlendiğini, bu düzenlemeye göre, Bononun zorunlu unsurları, a)Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, c) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını, d) Düzenlenme tarihini, e) Düzenleyenin imzasını içerir. Ayrıca, bonoda alternatif zorunlu unsurlar olarak ödeme yeri ve düzenleme yeri sayıldığını, TTK’nun 777. Maddesinde, Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı, açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılacağı düzenlendiğini, Takip konusu bono incelendiğinde, senet metninde “bono” ve “emre yazılı senet” kaydını, kayıtsız şartsız 500.000 TL bedeli ödeme vaadini içerdiğini, Ödemenin Müvekkil …’ya yapılacağı, düzenleme tarihi 30.05.2012 olarak bonoda yazılı olup düzenleyen davacının da imzasını içerdiğini, senette düzenleme yeri olarak Antalya gösterildiğini, Takibe konu bono bu haliyle kanunda yer alan zorunlu unsurların tümünü içerdiğini, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararına ve teminat miktarına itiraz ettiklerini, takibe konu bono uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, takibe konu bono yasada düzenlenen zorunlu unsurları taşımakta olup kambiyo senedi vasfında olduğunu, davacı borçlu, borçlu olmadığını yazılı bir belge ile ispat edemediğini, bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus takipte İİK’nun 72. Maddesi gereği borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …(Antalya … İcra Dairesi’nin …) esas sayılı dosyası, 29/05/2012 tarihli iskele kira sözleşmesi, davacının hizmet döküm cetveli, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları celbedilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Adli Tıp Raporunda sonuç olarak; “İnceleme konusu kira sözleşmesinin ve senedin matbu basım özelliklerinin benzer olduğu, İnceleme konusu sözleşmenin alt kenarındaki ve senedin üst kenarındaki perfore kesim yerlerinin birbirini tamamlar mahiyette olduğu, İnceleme konusu sözleşmede bulunan “…” kaşe izi hattının ve kaşe izi üzerinde atılı imza hattının senet üzerinde devam ettiği, İnceleme konusu sözleşmede “…” adına atılı imza hattının senet üzerinde devam ettiği, Bütün bulgular birlikte değerlendirildiğinde, inceleme konusu senedin haricen oluşturulmadığı, inceleme konusu sözleşmenin bir parçası olduğu, …’ın inceleme konusu belgenin düzenlenme tarihine yakın ve tercihen bu tarihten önce başka amaçlarla atmış olduğu bol ve samimi imzalarını içerir belgelerin; muhtarlıklar, noterler, bankalar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, dernekler ve vakıflar, vb. gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan temini,. …’ın başka amaçlarla yazmış olduğu samimi yazılarını içerir; mektup, kartpostal, dilekçe, okul defteri, sınav kağıtları, adres ve telefon fihristi vb… belgelerin temin edilerek, mevcutlar ile birlikte kurumumuza gönderilmesinin gerektiği” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; alınan Adli Tıp Raporu ile de dava ve icra takibine konu senedin ayrıca oluşturulmadığı, senedin kira sözleşmesinin bir parçası olduğu tespit edilmiştir. Zira 29/05/2012 tarihli iskele kira sözleşmesinin 10. Maddesinde …”iskele elemanlarının teminatı olarak aşağıya çıkarılan ELLİBİN TL’lik senet kirayalandan alınmıştır.” açıklaması bulunmaktadır.
Dolayısıyla davanın kira sözleşmesinin teminatı olarak verilen senede dayalı icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu senet kambiyo senedi niteliğinde olup, bono, belli bir borç ikrarını içermesi gerektiğinden bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfeti davacı taraftadır. Dava konusu ve davacı tarafın iddiaları kira ilişkisinin varlığına dayandığından davacı davasına dayanak yaptığı kira sözleşmesi ile ilgili hususları ispat külfeti altındadır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamında, yine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamında benzer şekilde “Davacı vekili dava dilekçesinde kira bedelleri karşılığı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek davayı da dilekçesinde kiraya veren olarak bildirdiği davalıya yöneltmiş olup, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verilen senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.” denilmiştir.
Öncelikle, bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Kira sözleşmesinden dolayı verildiği anlaşılan senet yönünden mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı