Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/645 E. 2023/340 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/645
KARAR NO : 2023/340
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait olan … Plakalı araç ile dava dışı 3. kişi sürücü …’in, … tarihinde … Sokakta seyir halinde iken, davalılardan … sevk ve idaresindeki … Plakalı araç ile çarpışmaları sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada davalı sürücü …’in kusurlu olup araç ruhsat sahibi ve sigorta ile müşterek sorumlu olduklarını, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in meydana gelen kazaya asli kusuruyla sebebiyet verdiğini, çarpma sonucu müvekkiline ait araçta değer kaybı oluştuğunu, dava dışı sürücü …’in kullanmış olduğu müvekkiline ait araca çarpması sonucu değer kaybına neden olan … Plakalı aracın, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası … acente, … poliçe numarası ile Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olup; yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca trafik kazası nedeni ile araçta oluşan değer kaybı gerçek zarar kapsamında olup; kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS tarafından bu zararın karşılanması gerektiğini, müvekkil adına … Kargo … gönderi numarası ile davalılardan … Sigortaya başvuru evrakları gönderilmiş ve … tarihinde teslim edilmiş olmasına rağmen sigorta tarafından ödeme yapılmadığını, diğer davalılar tarafından da herhangi bir ödemede bulunulmadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçta oluşan değer kaybının işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …”teslim alınma tarihli” cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada aracının …’e kiralandığını, kazada her hangi bir sorumluluğunun olmadığını, aracının sigorta ve kaskosu olduğunu, buradan varsa zararın giderilmesi gerektiğini, davaya itiraz ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … tarihli cevap dilekçesinde özetle; itirazlarını sunduğunu, hakkında alınan karara itiraz ettiğini beyan etmiştir.
Dava, trafik kazasında (haksız fiilden) kaynaklı değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Mahkememizin ilk celsesinde …’in cevap dilekçesindeki ifadelerinin açıklanması istenmiş olup, ilgili duruşmada; kendisinden … TL tazminat istendiğini, buna itiraz ettiğini, buna ilişkin karar alındığını düşündüğünü beyan etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” düzenlemesine; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” düzenlemesine; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklindeki düzenlemeyle, trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı ve kapsamı belirlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, davanın davalılara yönlendirilmesinde bir hukuka aykırılık yoktur.
Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… uyap tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; … Plakalı araç sürücüsü …’in; 2918 Sayılı KTK. da Belirtilen; 47/ 1-C, 57/ 1-A , 84/ H , Maddeleri ile Yönetmelik 109. Maddelerini ihlal ettiği; … Plakalı araç sürücüsü …’in; Aynı Kanunda belirtilen; 52/ 1-A Maddesi ile Yönetmelik, 95. Ve 101. Maddelerini ihlal ettiğii; … Plakalı Araç sürücüsü …’ın ise; Aynı Kanunda belirtilen gerekçeler kapsamında, kural ihlalinin olmadığı; gerçek zarar ilkesi gereğince piyasa rayiçlerine göre oluşan değer kaybının 4.000,00 TL olduğu; dava dosyasındaki evraklardan Sigorta Şirketi tarafından 4.000,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığının beyan edildiği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce vaki itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda değerlendirmeler yapılarak, kök rapordaki tespitlerin yerinde olduğu belirtilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin mahkememiz yazısına verdiği cevapta, hasar dosyası ile ilgili evrak bekliyor iken başvuran vekili tarafından … numaralı dosya ile tahkime başvurduğu, dava derdest iken başvuran vekili tarafından yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlandığı, 4.000,00.- TL değer kaybı ödemesi ve ferileri vekilin iletmiş olduğu hesaba ödendiği belirtilmiştir. Ekte ödeme dekontu sunulmuştur.
Mahkememizce dilekçelerde geçen uyuşmazlık hakem heyeti kararı incelendiğinde, uyuşmazlığın aynı kazaya ilişkin değer kaybı tazmini talebinden ibaret olduğu, süreçte bilirkişi raporu gereği 4.000,00 TL değer kaybı hesaplandığı, talep eden iş bu davada davacı vekilinin, ıslah talebinde bulunduğu, sigorta şirketi tarafından bu bedel ve fer-ileri ödendiğinden karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verilmiştir.
Mahkememizce bu hususlarda açıklamada bulunması için davacı vekiline süre verilmiştir.
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık hakem kararı ile araç değer kaybı ve uyuşmazlık tutarı olarak 4.000,00-TL belirlenmiş olduğunu, bu tutarın kabulünün mümkün olmadığını, zira müvekkil tarafından yapılan başvurusuna eklenen Ilgaz Ekspertiz Hizmetlerinin yapmış olduğu değer tespit raporunda ayrıntılı olarak yapılan tespit ve değerlendirme ile aracın gerçek (reel) değer kaybının 8.000,00-TL olduğunun belirtildiğini, her iki tespit arasındaki farkın %100’lük bir fark olduğunu ve bu farkın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, bahsedilen sebeplerle her iki rapor arasında ki farkın giderilmesi için yeniden bilirkişi heyetinden rapor alınarak maddi gerçeğin tartışmasız ortaya çıkarılması gerektiğini beyan ederek; taleplerini tekrar etmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, dosyamızda alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, kök ve ek bilirkişi raporlarındaki tespitin hukuka ve dosya kapsamına uygun olması, davacı vekilinin dava dilekçesinde bahsetmemesine karşın aşamalarda hakem heyeti kararında belirtilen miktarın düşük olduğunu ileri sürmesi, ancak alınan raporda belirlenen miktarın da hakem heyeti kararında bulunan miktar ile aynı olması, bu miktarın sigorta şirketince ödenmesi, davalılar arasına müteselsil sorumluluk olması, TBK’nın; “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.” hükmü de bir arada düşünülerek; ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 120,60 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar … ve … AŞ kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … AŞ’ye verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır