Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/636 E. 2022/904 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/636
KARAR NO : 2022/904
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … marka iş makinelerinin, tamir ve bakım işleri konusunda faaliyet gösteren yetkili servis olduğunu, davalının iş makinelerinin tamir ve bakım işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, tamir ve bakım hizmetine ilişkin düzenlenen servis formları ile yapılan işlerin belirlendiğini ve davalı şirket çalışanı tarafından imzalandığını, sunulan tamir ve bakım hizmetine ilişkin düzenlenen faturanın da davalıya teslim edildiğini ve davalı tarafından kayıtlarına işlendiğini ancak tamir ve bakım masrafının ödenmediğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Antalya Genel icra dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, itiraz nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek; itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 23. HD., … Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, ”ticari nitelikteki itirazın iptali davalarındadava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğuna ve arabulcuya başvurulmuş olmasının HMK’NIN 114/2 ve TTK’NIN 5/A maddeleri gereği dava şartı olduğuna karar vermiştir. Davada, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça düzenlenen ve alacağa dayanak yapılan fatura bedelinin kesinleşmiş bir bedel olmadığını, müvekkilinin davacıya borcunu ödediğini, 4.001,34 ₺ (TL)’lik kısmını kabul etmeyerek itirazlarını davacıya bildirdiğini, davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar kurulmuştur. Davalı taraf, ticari defterlerini sunmadığı gibi bulunduğu yeri de bildirmemiştir.
HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
07/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olanların açılış ve kapanış tasdikleri kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, bu haliyle Davacının 2020 yılı Ticari Defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı, davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarında Davalı şirkete ait muavin carisini 120.K25 Alıcılar hesap kodundan takip ettiği, davacı tarafça Davalı şirket adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak Davacının ticari defter kayıtlarına işlendiği, davacı tarafça Davalı şirket adına düzenlenen faturalardan Ba-Bs beyan limitinde olan faturaların Davacının Bs beyanında yer aldığı, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacı şirketin Davalı şirketten 31.12.2020 tarihi itibariyle 4.006,16 TL Asıl Alacaklı gözüktüğü, davacı tarafça takip ve dava dosyasında Davalıdan 32.701,34 TL Asıl Alacak talep edildiği, dosya kapsamına 2021 yılı ticari defter kayıtları ibraz edilmediğinden 26.07.2021 takip tarihi itbariyle söz konusu alacak tutrının devam edip etmediğinin tespit edilemediği, yine dosya kapsaminda Davalı tarafça Davacı taraf adına düzenlenen ve dosya kapsamına sunulan … tarihli … nolu 4.001,34 TL tutarlı Fiyat Farkı faturasının Davacı tarafça 2021 yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden Davacı şirket kayıtlarında yer alıp almadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı dilekçesinde de geçen ihtilaf konusu olan, iade faturasını ilgilendiren hususla ilgili olarak davacıya tekrar 2021 yılı ticari defterlerini sunması için süre verilmiştir.
30/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020-2021 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olanların açılış ve kapanış tasdikleri kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, bu haliyle davacının 2020-2021 yılı Ticari Defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı,davacının 2020-2021 yılı ticari defter kayıtlarında Davalı şirkete ait muavin carisini 120.K25 Alıcılar hesap kodundan takip ettiği, davacı tarafça Davalı şirket adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak Davacının ticari defter kayıtlarına işlendiği, davacı tarafça Davalı şirket adına düzenlenen faturalardan Ba-Bs beyan limitinde olan faturaların Davacının Bs beyanında yer aldığı, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020-2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacı şirketin Davalı şirketten 26.07.2021 takip tarihi itibariyle 4.006,15 TL Asıl Alacaklı gözüktüğü, davacı tarafça takip ve dava dosyasında Davalıdan 32.701,34 TL Asıl Alacak talep edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi kök ek raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, 20/04/2022 tarihli duruşmada özetle; raporda belirtilen 4.006,16 ₺ (TL) alacağın doğru olduğunu, dava değerini sehven 32.701,34 ₺ (TL) olarak belirttiklerini, 4.006,16 ₺ (TL) üstü kısımdan kayıtsız ve şartsız feragat ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekilinin, vekaletnamesinde, feragat özel yetkisi mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları gereği, davacının 4.006,15 TL alacaklı olduğunun anlaşılması, davalı ticari defterlerini sunmadığı için davacı ticari defterlerinin davacı lehine delil olabilmesi, davacının verilen sürede ticari defterlerini sunması ve sonrasında da uyuşmazlık için ek ticari defterlerin incelenmesi gerektiği bilirkişi raporu ile belirtildiğinden 2021 yılı ticari defterlerinin de ek olarak istenmesi, davalının ise verilen sürede ticari defterlerini sunmadığı gibi bulunduğu yeri de hiç bildirmediği, bu nedenle davalının yargılamanın son safhasında kendi ticari defterlerinin de incelenmesi talebinin yerinde bulunmaması hususları bir arada düşünüldüğünde; Davanın kısmen kabulü ile; davalının Antalya genel icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4.006,15 tl asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
Talep olmalı,
Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; kanuni şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu (cevap dilekçesinde de yakın miktar uyuşmazlık olarak belirtilmiştir) kanaatiyle davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının Antalya Genel İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE takibin 4.006,15 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile; hükmolunan miktarın %20 si üzerinden hesap edilen 801,23 TL in davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Hüküm gereği alınması gerekli 273,66 ₺ (TL) karar harcının, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 394,95 ₺ (TL) karar harcı ve icra dosyasına yatırılıp iş bu dava açılırken 492 sayılı harçlar kanunu m. 29/3 gereği mahsup edilen 165,51 ₺ (TL) toplamı (dava dilekçesi arkasında şerh düşülmüştür) 560,46 ₺ (TL)’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye miktarın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 332,96 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.114,00 ₺ (TL)’nin haklılık durumu gereği; 135,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL) nin, haklılık durumu gereği 160,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan, 1.160,00 ₺ (TL) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden; 4.006,15 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; AAÜT m. 6 da dikkate alınarak, 9.200,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar davalı yönünden KESİN davacı yönünden ise kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Katip … Hakim …