Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/635 E. 2022/163 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/635
KARAR NO : 2022/163
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/alacaklı tarafından müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, işbu takibin kesinleştiğini, müvekkilinin; söz konusu takip kesinleşmeden önce takip konusu bonodan kaynaklı borcu, davalı/alacaklıya çek cirolayarak ödediğini, iş bu ödemeye ilişkin olarak da verilen çekin davalı tarafından teslim alındığına ve bu çek verildiği için müvekkilin davalıya herhangi bir borcu kalmadığına ilişkin ıslak imzalı belgeleri ekte sunduklarını, sunulu belgelerden de görüleceği üzere Keşidecisi … Tarım Ürünleri Pet. İnş. Otom. San. Ve Tic. A.Ş olan …Bank Yeni Toptancı Hali / Antalya Şubesinin … Seri No’lu Keşide yeri Antalya olan 30.06.2016 Keşide Tarihli 9.750,00 TL bedelli çekin müvekkil tarafından ciro edilerek davalıya verildiğini, buna ilişin olarak da davalının kendi yazı ve imzası ile müvekkile verdiği borcu yoktur yazısı ile de müvekkilin iş bu dosyaya ilişkin borcu kalmadığını, müvekkil tarafın takibe konu borcu 30.06.2016 keşide tarihli iş bu çek ile ödenmesine rağmen davalı/alacaklı tarafından kötüniyetli olarak ilgili icra dosyasına bu husus bildirilmediğinden, icra dosyasının derdest kaldığını, davalı tarafından 25.05.2021 Tarihinde anılı icra dosyasına haricen tahsil bildirimi yapılmış ise de davalının kendisinin borçlu olduğu bir başka icra dosyası tarafından dosya alacağına haciz işlenmiş olması sebebi ile Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine uygulanan hacizler hala kaldırılmamış olup müvekkil açısından derdest olan iş bu icra dosyası mağduriyet yarattığını, müvekkilin iş bu mağduriyeti sebebi ile dava konusu Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin iptali talebiyle Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, ancak Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.06.2021 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile ” Davacı takip konusu borcun çek karşılığı ödendiğini bildirmiş, altında davalının imzasının bulunduğu belgeyi sunmuştur. Alacaklı vekilinin icra dosyasına 25/05/2021 tarihinde haricen tahsil bildiriminde bulunduğundan belge altında ki imzanın davalıya ait olup olmadığının araştırılmasına gerek görülmemiş ise de… borcun ödenip ödenmediği Genel Mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden ve bu konuda dar yetkili icra mahkemesince araştırma yapılması mümkün olmadığından şikayetin reddine .. ” şeklinde hüküm kurulduğunu, açıkladıkları nedenlerle müvekkilin borcu ödemiş olması nedeniyle davalı/alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenle de müvekkilin davalıya anılı icra dosyası nezdinde bir borcunun bulunmadığının tespiti için iş bu davayı ikame etme zorunlululuğu olduğunu beyan ederek; menfi tespit talebinde bulunmuştur
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, menfi tespit talebinden ibarettir.
6.Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
7.Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13-576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2011/19-622 esas, 2012/9karar, Tar. 18/01/2012)
8.Dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere; esasen icra dosyasına haricen tahsil bildirimi davalı tarafça yapılmıştır. Davacı bu bildirimin olması gerekenden daha geç olduğunu ileri sürmektedir. Talep bildirimi taraflarında kabulünde olduğu üzere, 25/05/2021 tarihidir. İş bu dava tarihi ise 06/11/2021 dir.
9.Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır(Arslan, Ramazan; Aktaran, Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009 Önsöz VII) Öte yandan, bu yararın, “hukuki ve meşru” doğrudan ve kişisel “doğmuş ve güncel” olması gerekir( a.g.e, s. 135).
10.Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, “davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı” da denilmektedir( a.g.e, s. 19-21). (Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu’nun 24/11/1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 05/06/1996 gün ve 1996/18-337 E. – 542 K.; 05/02/1997 gün ve 1997/18-797 E. – 53 K.; 11/03/1998 gün ve 1998/8-176 E.-217 K.; 20/10/1999 gün ve 1999/14-840 E-859 K; 10/11/1999 gün ve 1999/1-937 E.- 946 K.; 30/05/2001 gün ve 2001/14- 443 E.-458 K.; 29/05/2002 gün ve 2002/2-401 E.- 451 K.; 17/03/2010 gün ve 2010/3-119 E.-159 K.; 31/03/2010 gün ve 2010/11-143 E.-196 K. sayılı karalarında da, benimsenmiştir.)
11.Bir davada menfaat (hukuku yarar) ilkesinin dava şartı olarak görülmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
12.Bu ilkeden hareketle, davada menfaatin varlığı, mahkemece taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözlemesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin korunmasına ilişkin sözleşme)’nin 6. maddesi ile 1982 Anayasanın 03/10/2001 gün ve 4709 sayılı kanunun 14. maddesi ile değişik 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü”nün, dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanmaktadır. Böylelikle haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence de sağlanmış olur.
13.Bilindiği üzere, davacı ya da davacılar dava haklarına sahip olmaları yeterli değildir. Bundan başka, davanın açılmasında hukuki bir yararın bulunması da gerekir. Buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir. Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır (H.G.K.’un 24/06/1992 gün ve 1992/1-347 E. – 394 K.; 30/05/2001 gün ve 2001/14- 443 E. – 458 K. sayılı ilamları)
14.Tekrar dosyaya dönüldüğünde; dava, menfi tespit davasıdır. 07.12.1964 gün ve 3/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere; Dava, mahkemeden verilecek bir hükümle, bir iddia üzerinde hukuki korunmanın sağlanması dileğidir. Menfi tespit davası olarak mahkeme önüne getirilen bu durumda bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmaktadır. Antalya 3. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına takip alacaklısı tarafından alacağın haricen tahsil edildiği belirtilmiştir. Bakiye alacak olduğu yönünde de bir ifade görülmemektedir. Her ne kadar icra mahkemesi tarafından borcun ödenip ödenmediği genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiği tespiti yapılsa da icra dosyasında da görüldüğü üzere alacaklı vekili alacağın haricen tahsil edildiğini beyan etmiştir. Antalya 3. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip konusu yapılan miktar bakımından taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcut değildir. Dosyada haricen tahsil yapılmıştır ve alacaklı vekili, dosyanın kapatılmasını talep etmiştir. İş bu menfi tespit davasının açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yoktur. Davacı vekilinin talebi hacizlerin kaldırılması ise bu husus bu yöndeki açık bir taleple birlikte icra mahkemesine yapılmalıdır. Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.06.2021 tarih, … Esas ve … Karar sayılı dosyası uyaptan dosya arasına alınmıştır ve talebin konusunun Takibin Taliki Veya İptali olduğu görülmektedir.
15.Yukarıda anlatılan sebeplerle, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği gereği alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacı tarafça yatırılan 173,33 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kısmın karar kesinleştiğinden istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır