Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/634 E. 2022/890 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/634 Esas
KARAR NO : 2022/890
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) dava yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar, davacı kooperatifin önceki yöneticileri olduklarını, davalılar yönetimde iken kooperatif ve borçlar yasasına aykırı bir dizi kararla, olmayan, yapılmayan işlere, davalı yüklenici şirkete alacaklı olmadıkları halde, hak etmedikleri karşılıksız ve kooperatif üyeleri zararına harcamalarda bulunarak kooperatif üyelerinin zararına neden olduklarını, davalılar görevde oldukları dönemde; mahkeme kararı ile iptal edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenicisi olan … A.Ş.ye karşılıksız ….TL.ödediklerini ve bu bedeli geri almadıklarını, … tarihinde ödenen bu bedelin ticari faizi ile birlikte tahsilini, aynı şekilde gene karşılıksız olarak … tarihinde … A.Ş.ye … TL.ödendiğini, davalılar, yüklenicinin ödemesi gereken, inşaat ruhsat harcını da kooperatif tarafından ödendiğini, … tarihinde ödenen bu … TL.tutarındaki bedel kadar davalıların tazmin yükümlülüğü bulunduğunu, böylece kooperatif yönetimince davalı … A.Ş’ye açıktan ödeme ve ödemeleri gereken inşaat ruhsat harcının ödenmesiyle oluşan zararın davalılardan ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesini talep ettiklerini, davacı kooperatif yönetimi görevi gereği bu karşılıksız ödemelerin kooperatife iadesi için Antalya … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, Ankara … Noterliğinin… tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, cevabi yazıya karşın ödeme yapılmadığını, sorumluların görevde oldukları dönemde BVK mimarlığa bir çok haksız ve usulsüz ödeme yapıldığını, sözleşme yapılmadan genel kuruldan yetki alınmadan genel kurula bilgi dahi verilmeden ödemeler yapıldığını, … tarihinde … TL – …tarihinde … TL ödeme yapıldığını, aynı tarihte … ‘da aldıkları … TL BVK mimarlıkça iade edildiğini, ödemelerin devam ettiğini, gelen faturalar gerekçe gösterilerek toplamda … TL ödendiğini, bu ödemelerin dayanağı bulunmadığını, inşaat sözleşmesi yapılmadan, proje çizildiğini, genel kurulda işin kılıfı yaratılmaya çalışıldığını, nitekim inşaat sözleşmesi de mahkemece iptal edildiğini, kooperatif kayıtlarında çeşitli iş yapımları karşılığı ödemeler gözüktüğünü, oysa bu işlerin hiç yapılmadığını, davalı kooperatif yöneticileri usulsüz gerçek dışı ve yandaşı, çalışanı oldukları şirkete kazandırma amaçlı harcamaları yaparken kooperatifin mal varlığını önemli oranda yok edildiğini, 2015 yılı genel kurulunda sunulan faaliyet raporuna göre kooperatif mal varlığında olan 4.253 gram altın ve banka hesaplarında olan paralarla birlikte … TL’nin yok olduğunu, bugünkü para ile … TL neredeyse yok olduğunu, önceki yönetim kuruluna ve iş birliği içinde haksız zenginleşen yükleniciye karşı açılan tazminat davasının şekil şartlarından olan “dava açılması yönünde genel kurul kararı” kooperatifin 31/07/2021 günlü genel kurulunda alındığını ileri sürerek, davalı yüklenicilerin tüm bedeller yönünden, davalı … A.Ş.’nin kooperatiften aldığı avanslar ve ödemesi gereken inşaat ruhsatı bedeli yönünden sorumlu olduklarının saptanmasıyla şimdilik … TL alacaklarına, alacaklarının ödeme tarihinden ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 4571 sayılı Kooperatifler kanunu 99. Maddesi uyarınca Kooperatifler Kanunundan doğan hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olacağının belirtildiğini, aynı zamanda, 10975 sayılı TTK’nun 5 maddesine yapılan ekleme ile … itibariyle ticari davalarda arabuluculuk zorunlu olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edildiğini, görüleceği üzere iş bu dava bir ticari dava olup ve arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğunu, ancak davacı taraf bu yola gitmeyerek dava açtığını, bu nedenle davanın görülmesinin usul ve yasalara aykırı bulunduğunu, öncelikle tüm davalılar açısından iş bu davanın usul yönünden reddini, davalı firma ile 2016 yılında anlaşma sağlandığını ve yine aynı yıl iş bu davada talep edilen harcamalar yapıldığını, yapılan tüm bu harcamalara ilişkin bilgilerin genel kurulda tüm üyeler ile paylaşıldığını, gelir-gider ve diğer defterlere kayıtları yapılmış ve yönetimin ibra edildiğini, hiç bir zaman kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir zarar söz konusu ise de, TTK 560. maddesi uyarınca davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği zamandan itibaren iki yıl ve her halükarda 5 yıllık süreç sonunda alacağın zamanaşımına uğramış kabul edildiğini, ayrıca husumet itirazları bulunduğunu, esas yönünden ise; davacı taraf iş bu dava için genel kuruldan aldığı yetkinin kesin olmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde … tarihli genel kurul toplantısında iş bu davanın açılması için karar alındığından bahsedilmişse de, … tarihinde yapılan genel kurulun tüm sonuçları ile iptali için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacı yanın iddia ettiği harcamalar hepsi yapılan anlaşma gereği Kooperatifin yapması gereken harcamalar olup bu harcamaların nedeni ile davalı firmanın sorumlu tutulamayacağını, davalı firma ile davacı arasında … tarih ve Kemalpaşa … Noterliğinin … yevmiye numarası ile Arsa Payı Karşılığı İnşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davacı kooperatifin kendi iç sorunları ve bu sorunlar nedeni ile oluşabilecek davalar neticesinde davalı firma ticari kaygılar duymuş ve sözleşmeye bu kaygılarını yansıttığını, taraflar arasında yapılansözleşmenin 12. Maddesi çok açık bir şekilde davalı firmanın kooperatifin iç hukuki uyuşmazlıkları nedeni ile doğabilecek davalar neticesinde inşaata başlamayabileceğini belirtmiş ve davaların sonuçlanması neticesinde sözleşme şartlarında değişiklik yapabileceğini beyan ettiğini, davalı firmanın davacı kooperatifin iç meseleleri yüzünde inşaatın tamamlanamayacağını ön görmüş ve bunu sözleşmenin bir kaç maddesinde içeriğe dahil ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin yukarında belirttiğimiz 12. maddesine ek olarak 8. ve 10. maddelerinde davacın yanın iç hukuki meseleleri nedeni ile doğacak davalara atıfta bulunulduğunu ve bu nedenle oluşacak zararlardan sorumlu olmadığını şerh ettiğini, nitekim davacı kooperatife karşı bazı üyelerin Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile dava açtığını ve bu dava içeri nedeni ile müvekkil firma inşaata başlamadığını, bu durum karşında davalı firmanın, inşaat anlaşması yaptığı davacının sözlerini yerine getirme hususunda bir takım kaygılar duyduğunu ve inşaatın başlaması için yapılması gereken masrafları davacının ödemesi için bir protokol düzenlediğini, … tarihinde yapılan ve ekte sunduğumuz protokol gereği davalı firma inşaat başlamadan önce alınması gereken tüm yasal izin, ruhsat ve onaylar için yapılması gereken masrafların davacı yandan alınması yönünde anlaştıklarını, yapılan anlaşmanın davacı kooperatifin yetkilileri tarafından imzalandığını, yasal ve bağlayıcı bir protokol olduğunu, bu nedenle davacının bu bedeli davalı firmadan talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın sözleşemeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı ile davalı arasında yapılan inşaat sözleşmesinin 6. Maddesi gereğince “İnşaat ruhsatı alındıktan sonra Yüklenici’ye, inşaat karşılığı devir edilecek arsa payına karşılık gelen daireler ve ticari alanlar, inşaat ruhsatı alındıktan sonra, tapuda kat irtifakı kurulduğu gün yükleniciye devir edilecektir.” şeklinde düzenlendiğini, anlaşılacağı üzere alınan ruhsat ve izinler sonrasında davacı kooperatifin sahibi olduğu arsayı davalı firmaya devretmesi gerektiğini, ancak ve maalesef bu devrin gerçekleşmediğini, davacı yanın yapması gereken hiç bir edimi ifa etmediğini, üstüne haklı bir neden sunmaksızın sözleşmeyi fesih ettiğini beyanla davanın konusuz kalması nedeniyle davanın reddine, işbu davanın usul ve yasaya uygun olmamasından dolayı her koşulda davanın reddine, asli taleplerinin kabul görmemesi halinde cezai şartın talep edilen tutar ile takas/mahsup edilerek davanın reddine, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile; davacı kooperatifin bildirimi üzerine, davacı kooperatiften olan avukatlık ücret haklarının saklı kalmak üzere davalı yandan hiçbir masraf, avukatlık ücreti, mahkeme gideri talep etmemek üzere davalı yanca da bu yönde talepleri olmayacağı yönünde anlaşmaları üzerine ve davanın bu şekilde konusuz kaldığını ve davadan feragat ettiklerini, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragate yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili … tarihli dilekçesi ile; davalı şirketin, … ve …’nın bildirimi üzerine, davalılardan vekalet ücret hakları saklı kalmak üzere davacı yandan hiçbir masraf, vekalet ücreti, mahkeme gideri talep etmemek üzere, davacı yanca da bu yönde talepleri olmayacağı yönünde anlaşmaları üzere davanın konusuz kaldığını ve davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, kooperatif tarafından kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile kooperatif üyesi olmayan şirket aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin sorumluluk davası niteliğindedir.
Feragat ile dava sona erdiğinden, feragatten sonra yapılan duruşmaya taraflar gelmeseler bile, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veremez; davanın feragat nedeniyle reddine karar vermelidir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü-Prof Baki Kuru, Cilt:4, 2001 Basım, sf:3618)
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan … harcın peşin olarak alınan … TL harçtan mahsubu ile bakiye … TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA, taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın davacı tarafa İADESİNE,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı