Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/626 E. 2022/558 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/626
KARAR NO : 2022/558
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/11/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 04.05.2012 tarihinde 680.000 USD 30 ay vadeli 0,82 faiz oram ile ticari taksitli kredi kullandığı, 25.11.2015 Tarihinde 63.353,88 TL ticari kredi kullandığı bu kredi için 1.050,00 TL Kredi Kullandırım Komisyonu adı altında kesinti yapıldığı, daha önce verilmiş olan ipotekler için 787,50 TL ipotek Tesis Ücreti ve yine 787,50 TL Ekspertiz Ücreti adi altında kesinti yapıldığı, davalı bankanın 25.11.2015 Tarihinde ki Ekspertiz Faturası ve ipotek Tesis Masrafını ispat ile yükümlü olduğu bu ücretlere ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL’nin haksız alındığı tarihten itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile iade; Müvekkilinin davalı bankadan 14.06.2013 tarihinde 50.000,00 TL Taksitli Ticari kredi kullandığını, bu krediden 577,50 TL Kredi Kullandırım Komisyonu alındığını, yine 05.03.2014 tarihinde 1.496.000.000 Yapılandırma kredisi kullandığını davalı bankanın bu krediden 3.150,00 TL Dosya Masrafi 7.875,00 TL Kullandırım Masrafi adı altında kesinti yaptığını, yine 29.09.2016 tarihinde 2.714.600.000 TL Yapılandırma kredisi kullandığını davalı banka bu kredisinden 43.824,00 TL Dosya Masrafı tahsilatı yaptığını, yine 29.06.2012 Tarihinde 40.000,00 TL Taksitli Ticari Kredi kullandığını bu krediden davalı bankanın 525,90 TL Dosya Masrafi aldığını, Davalı bankanın müvekkil hesabından 24.03.2014 tarihinde hiçbir kredi kullanmadığı halde 1.050,00 TL Ekspertiz Ücreti yine 27.05.2015 tarihinde 698,25 TL Ekspertiz Ücreti, 06.06.2012 tarihinde 700,00 TL Ekspertiz Ücreti, 29.05.2015 tarihinde 735,00 TL Ekspertiz Ücreti adı altında kesintiler yapıldığı, bazı tarihlerde müvekkilinin hiçbir kredi kullanmadığı halde ekspertiz de yapılmadığı halde müvekkilinin hesabından haksız ve fahiş kesintiler yapıldığı, haksız alınan bu ücretlere ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin haksız alındığı tarihten itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesine, Davalı bankanın yine müvekkilinin hesabından 09.10.2013 tarihinde hiçbir kredi kullanmadığı halde 525,00 TL Kredi İstihbarat ve Revizyon Ücreti adı altında GKS ile ilgili hükümlerine aykırı kesinti yaptığını, haksız alınan bu ücretlere haksız alındığı tarihten itibaren şimdilik 500,00 TL’nin değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, Davalı banka yine müvekkilin hesabından 28.06.2013 tarihinde 150,00 TL, 30.09.2013 tarihinde 1.500.’TL, 31.12.2013 tarihinde 2.000,00 TL, 31.03.2014 tarihinde 1.050,00 TL, 03 30.06.2014 tarihinde 1.050,00 TL, 30.09.2014 tarihinde 1.050,00 TL, 05.09.2017 tarihinde 1.322,34 TL, 30.09.2015 tarihinde 1.050,00 TL Devre Sonu Komisyonu adı altında GKS ve Emsal Banka Uygulamalarına aykırı kesintiler yaptığı, haksız alınan bu ücretlere haksız alındığı tarihten itibaren şimdilik 5000,00 TL nin değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, Davalı banka yine müvekkilimin hesabından 07.01.2014 tarihinde 50,00 TL, 07.04.2014 tarihinde 50,00 TL, 08.07.2014 tarihinde 50,00 TL, 07.04.2015 tarihinde 50,00 TL, 08.07.2015 tarihinde 50,00 TL, 08.10.2015 tarihinde 50,00 TL Faal Dönemsel Hizmet Komisyonu adı altında GKS aykırı ve Emsal hiçbir bankanın uygulamadığı tek taraflı kesintiler yaptığını, haksız alınan bu ücretlere haksız alındığı tarihten itibaren şimdilik 300,00 TL’nin değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, Davalı bankanın DASK sigortası haricinde müvekkilinin talebi ve isteği olmadan herhangi bir sigorta kesintisi yapmasının sigortacılık kanun ve yönetmeliğine aykırı olduğu halde 17.01.2018 tarihinde müvekkilimin hesabından DASK Sigortaları haricinde 163,05 TL yine 17.01.2018 tarihinde 163,05 TL, 18.01.2018 tarihinde 281,90 TL, 02.03.2018 tarihinde 1.372.77 TL, 02.03.2018 Tarihinde 100,42 TL yine 02.03.2018 tarihinde 103,73 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 102,55 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 182,68 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 109,82 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 205,77 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 101,33 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 101,33 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 182,07 TL, yine 02.03.2018 tarihinde 169,33 TL, yine 30.03.2018 tarihinde 98,62 TL, yine 25.05.2018 tarihinde 362,27 TL, yine 05.02.2019 tarihinde 192,53 TL, yine 06.03.2019 tarihinde 105,02 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 105,02 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 162,84 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 109,59 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 185,65 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 104,25 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 104,25 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 165,24 TL, yine 06.03.2019 Tarihinde 165,24 TL, yine 09.04.2019 tarihinde 99,65 TL, yine 16.05.2019 tarihinde 435,45 TL, yine 16.05.2019 tarihinde 1.96 TL, yine 23.01.2020 tarihinde l5,81 TL, yine 04.02.2020 Tarihinde 187,70 TL, yine 04.02.2020 Tarihinde 239,73 TL, yine 11.0l.2020 Tarihinde 105,27 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 105,93 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 105,27 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 109,09 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 103,06 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 242,68 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 217,83 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 166,34 TL, yine 11.03.2020 Tarihinde 185,73 TL,yine 11.03.2020 tarihinde 195,04 TL, yine 14.05.2020 Tarihinde toplam 49,34 TL Hayat Sigortası adı altında kesintiler yaptığı, DASK sigortası haricinde Hayat Sigortası veya benzeri bir sigorta için müvekkilimin herhangi bir talebi olmadığı halde tek taraflı yapılan sigorta ücretlerinden haksız alınan bu ücretlere haksız alındığı tarihten itibaren şimdilik 5.000,00 TL’nin değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, Davalı banka yine müvekkilimin hesabından 27.10.2015 tarihinde 177,88 TL yine 09.11.2015 tarihinde 177,88 TL Noter Ekstre Masrafı adı altında tek taraflı kesintiler yaptığı, haksız alınan bu ücretlere haksız alındığı tarihten itibaren şimdilik 5.000,00 TL nin değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, Müvekkilimden fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile haksız alınan 11.860,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren Ticari Avans faizi ile iadesine, Yargılama giderleri ve Vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep etmiştir.
Mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikteki kredi ilişkisinden kaynaklanmakta olduğu, davacı tarafın tacir olup her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği davacı tarafından açılan bu dava her şeyden önce kötü niyetli olduğu, davalı müvekkil banka ile davacı şirket arasında imzalanan ticari nitelikteki sözleşmeler imzalanırken, sözleşme içeriği ile alınacak masraflar, komisyon, kesinti, ücret vs olmak üzere davacı tarafından talep edilen tüm alacak kalemleri hakkında davacı taraf bilgilendirildiği, davacı tarafın değerlendirilmesine sunulmuş ve sözleşme şartları uygun bulunarak kabul edildiğini, davacı şirketten tahsil edilen masraf, komisyon, kesinti ve her türlü ücret TTK madde 20 ve 5411 Sayılı Kanuna uygun olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 20 maddesine göre tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebileceği, davalı bankanın tacir olması nedeniyle münasip bir ücret isteme hakkına sahip olduğu, dava konusu kredinin taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli kredi sözleşmelerinden kaynaklı olduğu, kredi sözleşmesi hükümlerinin her şeyden önce tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ve sözleşme özgürlüğü kapsamında ele alınması ve açılan haksız davanın reddi gerektiği, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da bu yönde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerde davacı yan aleyhine konulan muhtelif masraf, ücret, komisyon vs alınacağı yönünde açık hükümler konulduğu, bu sözleşme imzalanmadan önce davacı tarafa incelemesi için verildiği ve davacı tarafın tüm koşulları kabul ederek bu sözleşmeleri imzaladığı hususları belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, davalı bankadan kullandırılan ticari krediler nedeniyle haksız tahsil edildiği iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, yapılmamışsa emsal banka uygulamaları araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3567 Esas, 2018/5113 Karar)

Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, emsal kesintileri gösterir bilgi/belgelerin dosyaya girebilmesi amacıyla bankalarla yazışmalar yapılmış, gelen belgeler dosyaya alınmıştır.
Kural olarak belirtmek gerekir ki; 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle 818 sayılı BK yürürlükte ise bu kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3594 Esas, 2018/5920 Karar)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesinde ise genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/01/2017 tarih ve 2016/981 Esas ve 2017/293 Karar) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki 2009 ve 2010 yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinin, kanunun yürürlük tarihinden önce akdedildiği gözönüne alındığında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının bu sözleşmelere uygulanmasının mümkün bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/01/2014 tarih ve 2013/10503 Esas ve 2014/70 Karar)
Bu temel belirlemeler ışığında, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
07/04/2022 tarihli bankacı bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; kredi komisyon ve dosya masraflarının, genel olarak makul olduğu, davalı banka ile davacı arasında yapılan genel kredi sözleşmesinin 3. ve 34. maddelerine göre ve ayrıca TTK’nun 20. Maddesi, TBK’nın genel işlem koşullarına ve yerleşik Yargıtay Kararları (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar No: 2022/73) değerlendirildiğinde bu komisyonların/masrafların iadeye konu olmaması değerlendirilmekle birlikte, bu konudaki takdir hakkının mahkemede olduğu, Devre sonu ve dönemsel komisyonların; davacının davalı banka ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmelerinin Faiz, Komisyon, Vergi ve Masraflar başlıklı 3. Maddesi ile Kredinin Faal Hesap Kredisi Olarak Kullandırılması başlıklı 34. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Ticari kredilerden verilmeyen hizmetler için değişik adlar altında serbest oranda masraf ve ücret alınmasının, konu ile ilgili mevzuat, yönetmelik, tebliğ ve bankacılık teamülleri değerlendirildiğinde tabloda yer alan komisyon ve masraflardan Faal Hesap komisyon masrafları hariç (Genel Kredi Sözleşmesi Faal Hesap Kredisi ile ilgili madde 34 ilgili masraf ve komisyonların ticari krediden kaynaklandığını göstermekle birlikte) iadeye tabi olmasına yönelik hukuki takdirin mahkemeye ait olduğu; Ekspertiz ve ipotek ücretlerine ilişkin; Genel kredi sözleşmesi incelendiğinde Ekspertiz ücretleriyle ilgili olarak dava dosyasında tarife ücretleri eki bulunmamaktadır. Ekspertiz ücretinin ne kadar olması gerektiği üst limitinin ne olduğu kaç metre kareye ne kadar vb ücret tanımlamaları da bulunmadığı, dava dosyasında bu konu hakkında tahsilat dekontları hariç herhangi bir belgeye rastlanmadığı görülmektedir. Tabloda verilen Ekspertiz Masraf Bedeli, Ekspertiz Bedeli, Ekspertiz Masrafı, Kredi İstihbarat ve Revizyon Ücreti adı altında alınan ücret ve kesintilerin taraflar arasında imzalanan GKS’leri ve bankacılık teamüllerine göre makul olmakla birlikte dava dosyasında bununla ilgili bir belgenin bulunmadığından hareketle iadeye konu olup olmadığı ile ilgili takdir hakkının mahkemeye ait olduğu; Sigorta ücretlerine ilişkin; Davacının davalı bankanın yoğun sayılabilecek düzeyde kredili bir müşterisi olması, kredilerinin teminatı olarak davalı bankaya ipotek vermesinden dolayı davacı bankanın yasal olarak zorunlu (DASK gibi) bazen de işin doğası gereği (ipotek verilen gayrimenkulün yangın, hayat sigortası gibi) sigorta poliçesi düzenlemesi yasal düzenlemelere, bankacılık teamüllerine ve de hayatın olağan akışına uygundur. Davacı DASK gibi yasal sigortalar bir yana bahsedilen sigorta poliçelerinden rizikodan korunmak maksadıyla yarar sağladığı bir gerçek olduğu; fakat davalı bankanın hesaptan yapılan sigorta prim tahsilatlarını yaptığı, dosyada yapılan sigorta sözleşmesi ve poliçesi olmadığı, sigorta kesintisini ispatla yükümlü olduğu, sigorta poliçelerinin suretini dosyada sunmadığı görülmekle birlikte bu noktada davacı tarafın haklı bir iade talebinin olduğuna yönelik takdir hakkının mahkemeye ait olduğu; Noter ekstre masrafına ilişkin; Davacı vekili dava dilekçesinde talep olarak davalı bankanın 27/10/2015 tarihinde 177,88 TL, 09/11/2015 tarihinde 177,18 TL Noter Ekstre Masrafı adı altında tek taraflı ve haksız kesintiler yaptığını iddia ettiği; davalı bankanın adı geçen masraflarla ilgili olarak dosyada tahsil edilen dekontlar haricinde herhangi bir belge sunmadığı görülmekle birlikte Noter Ekstre Masrafı adı altında geçen masrafların iade edilmesine yönelik takdir hakkının mahkemeye ait olduğu hususları beyan edilerek, sonuç tabloda belirlemeler yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, taleplerini ıslah etmiş ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Taraflar tacirdir ve kural olarak; TTK m. 20 gereği; Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır.
Bilirkişi raporunda, kredi tahsis ücretlerinin, kredi komisyonlarının, dosya masraflarının iadeye konu olmaması gerektiği belirtilmiştir. Devre sonu ve dönemsel komisyonların ise tabloda belirtilen faal hesap komisyonları hariç gerisinin iadesinin mahkemenin takdiri olduğu belirtilmiştir. Bankalar tacirdir ve TTK gereği tacir yapılan iş gereği sözleşmede olmasa da belirli bir ücret talep edebilir. Kredinin ticari kredi olması da göz önüne alınarak, davalını devre sonu komisyon tahsilatı yapabileceği mahkememiz kabulündedir. Bu miktarın fahiş olduğuna dair bir belirleme de yoktur. Yine, bilirkişi raporunda, ekspertiz ve ipotek ücretlerinin, sunulan dekontlar ışığında makul olduğu da belirtilmiştir. Kredinin ticari kredi olması, TTK m. 22 hükmü, raporda miktarların makul olduğunun belirtilmesi karşısında davalının bu bedeli tahsilinin de haksız olmadığı anlaşılmaktadır. Noter ekstre masrafları adı altında yapılan kesintiler ile ilgili olarak ise bakıldığında, dosyada kesilen masraflara ilişkin dekontların olduğu raporda belirtilmiştir. Kredinin ticari kredi olması, TTK m. 22 hükmü gereği, bankanın noter masraflarını tahsil etmesinin haksız olmadığı anlaşılmıştır. Sigorta poliçe kesintilerine bakıldığında; dosyada yapılan sigorta sözleşmesi ve poliçesi olmadığı, sigorta kesintisini ispatla yükümlü olduğu, sigorta poliçelerinin suretini dosyada sunmadığı raporda belirtilmiştir. Bu konuda yani sigorta yapıldığını ispat külfeti usul hukuku gereği davalıdadır. Davalı aşamalarda, usuli sürelerde buna yönelik, poliçelere ilişkin bir bilgi ve/veya belge dosyaya sunmamıştır.(Yargıtay 13. HD., 2015/39365 E, 2016/10222 K; Daire, tüketici hukuku ile ilgili olsa da kesinti hakkında temel olarak aynı kabuller söz konusudur)
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu içeriği, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının kesilen sigorta bedellerine ilişkin talebinin yerinde olduğu, diğer taleplerinin reddi gerektiği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacının sigorta bedeline ilişkin talebinin KABULÜ İLE,
163,05 TL’sine 17/01/2018;
163,05 TL’sine 17/01/2018;
281,90 TL’sine 18/01/2018;
1.372,77 TL’sine 02/03/2018;
100,42 TL’sine 02/03/2018;
103,73TL’sine 02/03/2018;
102,55 TL’sine 02/03/2018;
182,68 TL’sine 02/03/2018;
109,82 TL’sine 02/03/2018;
205,77 TL’sine 02/03/2018;
101,33 TL’sine 02/03/2018;
101,33 TL’sine 02/03/2018;
182,07 TL’sine 02/03/2018;
169,33 TL’sine 02/03/2018;
98,62 TL’sine 30/03/2018;
362,27 TL’sine 25/05/2018;
192,53 TL’sine 05/02/2019;
105,02 TL’sine 06/03/2019;
105,02 TL’sine 06/03/2019;

162,84 TL’sine 06/03/2018;
109,59 TL’sine 06/03/2018;
185,65 TL’sine 06/03/2019;
104,25 TL’sine 06/03/2019;

104,25 TL’sine 06/03/2019
165,24 TL’sine 06/03/2019;

165,24 TL’sine 06/03/2019;
99,65 TL’sine 09/04/2019;
435,45 TL’sine 16/05/2019;
1,96 TL’sine 16/05/2019;
15,81 TL’sine 23/01/2020;
187,20 TL’sine 04/02/2020;
239,73 TL’sine 04/02/2020;
105,27 TL’sine 11/03/2020;
105,93 TL’sine 11/03/2020;
105,27 TL’sine 11/03/2020;
109,09 TL’sine 11/03/2020;
103,06 TL’sine 11/03/2020;
242,68 TL’sine 11/03/2020;
217,83 TL’sine 11/03/2020;
166,34 TL’sine 11/03/2020;
185,73 TL’sine 11/03/2020;
195,04 TL’sine 11/03/2020;
49,34 TL’sine 14/05/2020 tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte toplamda 7.765,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Davacının kredi istihbarat ve revizyon ücreti, kredi komisyon, dosya masrafı bedeline ilişkin, devre sonu komisyon ücreti bedeline ilişkin, dönemsel hizmet komisyonu bedeline ilişkin, ekspertiz ve ipotek tesis ücreti bedeline ilişkin, noter ekstre masrafı ücreti talebine ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 202,54 ₺ (TL) peşin harç ve aşamalarda yatan 188,39 ₺ (TL) ıslah harcı toplamı 390,93 ₺ (TL)’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 139,54 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 450,23 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 878,50 ₺ (TL)’nin , haklılık durumu gereği; 298,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca; 1.320,00 ₺ (TL)’nin, haklılık durumu gereği; 448,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan; 872,00 ₺ (TL)’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ile davalı vekili …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecekz dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıld.22/06/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır