Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/616 E. 2022/159 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/616
KARAR NO : 2022/159
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının, davacının eşi olduğunu, 11/08/2020 tarihinde evlendiklerini, davalının, bir akşam eve gelip müvekkiline elindeki bonoları imzalamasını söylediğini, müvekkilinin bu bonoların imzalanması halinde ileride zor durumda kalabileceğini, ailesine mahcup olabileceğini söyleyerek imzalamak istemediğini, bunun üzerine müvekkilinin, davalı tarafından kafasına uzun namlulu silah dayayarak ölümle tehdit edildiğini, bunun üzerine davalının kendisini öldürmesinden korktuğunu ve 12 adet 2.000,00 TL’lik bono ile 2 adet bedel yazmayan bonoyu imzalamak zorunda kaldığını, müvekkilinin, davalı ile evlendiği tarihten itibaren davalı ile yaptığı evlilik nedeniyle ailesiyle görüşmediğini, bu nedenle söz konusu olayla ilgili kimseye bir şey söyleyemediğini, aralarında yaşanan bu olay ve diğer anlaşmazlıklar nedeni ile 08/10/2021 tarihinde Antalya 10. Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, dava konusu olayla ilgili Antalya C. Başsavcılığının … sayılı dosyası ile davalıdan şikayetçi olduğunu, müvekkilinin bonoları ölüm tehdidi ile imzaladığını, bonoların geçersiz olduğunu beyan ederek; dava konusu ettikleri bonolarla ilgili menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediğini, ailesinin evlenmeden önce kendisinden ev almalarını istediğini, kendisinin de ev alamayacağını belirtmesi, eşinin de kendisi ile evleneceğini söylemesi nedeniyle ailesinin davacıyı dövdüklerini, raporu dahi olduğunu, kendisinin ailesi ile davacıyı barıştırdığını, üzerine senet iftirası attıklarını, eşiyle birlikte ticaret yaptıklarını, elinde her hangi bir senet olmadığını, silah zoru ile senet imzalatmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit talebinden ibarettir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Somut olaya dönüldüğünde; dava dilekçesinde bazı iddiala yer almakla beraber, talep sonucu olarak, dava konusu edilen senetlerden dolayı menfi tespit talebinde bulunulduğu belirtilmiştir. Dava dilekçesi içeriğine de bakıldığında; ” 12 adet 2.000,00 TL’lik bono ile 2 adet bedel yazmayan bono” dan bahsedilmektedir. Eğer ki teknik anlamda yazım söz konusu ise, zaten bedel yazılmayan olarak ifade edilen senedin kanunen bono olarak karşılığı yoktur. Bedel, bononun zorunlu unsurudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesine göre; “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmü düzenleme altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Davacı tarafça, dava dilekçesi ekinde her hangi bir bono örneği de sunulmamıştır. Bu husus kanuni bir şart olmasa da genel olarak dosyaya bakıldığında, talep sonucunun açıklanmasına, infaza elverişli bir hüküm kurulmasına hizmet edecek bir durumdur.
Mahkememizce talep sonucunun infaza elverişli bir değerlendirme yapılabilmesi için netleştirilmesi yönünde davacı vekiline HMK gereği kesin süre verilmiştir. Davacı vekili, 12/01/2022 tarihli dilekçesinde müvekkilinin beyanlarına göre senetlerin düzenlenme tarihinin 20/02/2021 olduğu ancak vade tarihlerinin boş olduğunu bildirmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 773/2-f maddelerine göre bonolarda da uygulama olanağı bulunan aynı Kanun’un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlemesi kural olarak mümkündür. Bononun unsurları Bonoda şekil şartları 6102 Sayılı Kanunun 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “emre muharrer senet” ibaresi, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir.
Davacı vekili, davasına dayanak olarak ileri sürdüğü, borçlu olmadığını iddia ettiği ve bono olduğunun ileri sürdüğü senetlerle ilgili, infaza elverişli değerlendirme yapılabilir, hüküm kurulabilir bilgileri sunmamıştır.
Tüm açıklanan nedenlerle; HMK m. 119/1,ğ ve 119/2 hükümleri gereği davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği gereği alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacı tarafça yatırılan 512,33 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye miktarın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..23/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır