Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/604 E. 2022/746 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/604
KARAR NO : 2022/746

DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ: 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinin ticari hesabından haksız kesintiler yaptığını, bunların iadesi için Kemer icra müdürlüğünün …esas ve …esas sayılı dosyaları ile takip yaptıklarını, takibe haksız itiraz edildiğini, davalının açıkça haksız olarak kredi vade uzatma masrafı ve limit revize masrafı adı altında kesintiler yaptığını beyan ederek; itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı aşamalarda sunduğu 13/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde ise davanın haksız olduğunu, reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, önce Kemer Asliye Hukuk mahkemesinde (ticaret mahkemesi sıfatıyla) açılmış ancak mahkemece HSK kararı gereği dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dava, konusu icra dosyaları uyap sistemi üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Dava, itirazın iptali davasından ibarettir.
Yargıtay 23. HD., 2020/1943 Esas, 2020/4052 Karar sayılı, 04.12.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, ”ticari nitelikteki itirazın iptali davalarındadava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğuna ve arabulcuya başvurulmuş olmasının HMK’NIN 114/2 ve TTK’NIN 5/A maddeleri gereği dava şartı olduğuna karar vermiştir. Davacı, bu yola başvurmuştur.
Mahkememizce emsal banka uygulamalarının tespiti amacıyla yazışmalar yapılmış ve gelen yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
Kural olarak belirtmek gerekir ki; 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle 818 sayılı BK yürürlükte ise bu kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3594 Esas, 2018/5920 Karar)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesinde ise genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/01/2017 tarih ve 2016/981 Esas ve 2017/293 Karar) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki 2009 ve 2010 yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinin, kanunun yürürlük tarihinden önce akdedildiği gözönüne alındığında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının bu sözleşmelere uygulanmasının mümkün bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/01/2014 tarih ve 2013/10503 Esas ve 2014/70 Karar)
Bu temel belirlemeler ışığında, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
24/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Bankaların tüketici kredileri dışında kalan diğer tüm kredi işlemlerinde serbestçe faiz, komisyon ve masraf almalarının mümkün olduğu, Genel Kredi Sözleşmeleriyle ticari nitelikte akdi ilişki kurulduğu açık olsa da taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde faiz ve komisyon oranlarının yazılı olarak gösterilmediği, banka tarafından masraf tarifelerinin web sitelerinde ilan edildiği kabul görse de; yaptığımız arşiv çalışmasında geçmiş yıllara ait davalı bankaya ait masraf komisyon tarifesine ulaşılamadığı ve davalı bankaca yapılan kesintilerin nedenini açıklayıcı nitelikte dosyaya belge sunulamadığı göz önüne alındığında;
davalı banka tarafından davacı şirket hesabından tahsil edilen genel limit revize masrafı ve genel kredi vadesi uzatma masraflarının davacıya iadesinin uygun olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
İtirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
24/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki tespitlerin yerinde ve geçerli olduğu, davalı tarafından yapılan kesintilerin haklı ve makul bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi kök ve ek raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları göz önüne alınarak; Davanın Kabulüne, davalının kemer icra müdürlüğünün … esas ve … esas sayılı dosyalarına yapmış oldukları itirazların ayrı ayrı iptali ile icra takiplerinin devamına karar vermek gerekmiştir. Yasal unsurları mevcut olduğundan, davacı lehine inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davalının Kemer İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyalarına yapmış oldukları itirazların ayrı ayrı iptali ile icra takiplerinin DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacak miktarı üzerinden hesap edilen 690,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 172,999 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 118,60 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 807,60 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 3.400,65 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili … ile davalı vekili …’nun yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır