Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2021/799 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/589 Esas
KARAR NO : 2021/799
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ: 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Alım Satım davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA : Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde:”Müvekkili aleyhine Antalya 10.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılldığını, takibe konu senede ilişkin borcın müvekkiline ait … plakalı araç verilerek ödendiğini, müvekkiline karşı açılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, kaldı ki bu borç ödendiği halde karşı tarafın icra takibinde bulunduğunu ve Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinde taşınmaz ortaklığının giderilmesi için dava açıldığını, tüm bu süreçte müvekkilinin bahse konu borcu ödediğini belirterek ılımlı davranmışsa da karşı taraftan sonuç alamadığını, Bu nedenlerle, davanın kabulü ile müvekkilinin, Antalya İcra Müdürlüğünün … E. no.lu icra dosyasına konu 35.000 Türk Lirası borçlu olmadığının tespitine ve aleyhine yapılan icra takibi nedeni İcra ve İflas Kanununun 72/4 maddesi gereği toplam alacak üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile: davacının hukuka aykırı davasını kabul etmediklerini, İş bu dava kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğundan görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini ve görev itirazları olduğunu, belirtildiği üzere asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu iş bu davanın TTK dava şartı olarak arabuluculuk hükümlerini düzenleyen ; MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklindedir. Hal böyleyken arabulucuya başvuru şartının gerçekleşmediğini, müvekkilinin alacaklı olduğu ve ödenmeyen senedin müvekkili
talimatıyla icrai işlemlere konu edildiğini, bedeli ödenmediği için yasal yollar işletildiğini ve işletilmeye devam edildiğini, hatta davalının Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına aynı konuda suç duyurusunda bulunduğunu, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, bu sebeplerle davanın esastan reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … gün ve … Esas … sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DELİLLER: Antalya Genel İcra Dairesi’nin …esas sayılı icra takip dosyası uyap sistemi üzerinden gönderilmiş, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyası celp edilmiş, incelenerek dosya arasına alınmış, Antalya Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden …plakalı aracın 2016 yılı itibariyle maliklerinin tespit edilerek mahkememize bildirilmesi istenilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının takibe konu bono nedeniyle davalıya karşı borçlu olup olmadığına ilişkindir.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo Taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (YHGK. 12/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı.)
Kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir. (YHGK. 12/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı)
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede;6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanılmadığı, davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmaya gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır