Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/574 E. 2022/399 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/574
KARAR NO : 2022/399
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ: 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı vekil edenin iş bu dava konusu faturalara dayalı alacağı …Toptan Gıda San. Tic. Limited Şirketi’nden temlik aldığını, …Toptan Gıda San. Tic. Limited Şirketinin, …’ne gıda ve türevi ürünleri sattığını bu nedenle cari hesap ilişkisine bağlı ticari ilişki kurulduğunu, davalının, …Toptan Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’den mal aldığını, aldığı malların teslim edildiğini, taraflar arasında faturalar ile cari hesap kayıtları oluştuğunu, bu faturaların, davalının ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini, BA/BS formlarında bildirildiğini, davalı tarafından imzalanan sevk irsaliyeleri ile de malların davalıya teslim edildiğini ancak, davalı tarafın bedel ödeme borcunu yerine getirmediğini, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde edimlerin aynı anda ifa edilmesinin kural olduğunu, …Toptan Gıda San. Tic. Ltd. Şti. edimini ifa etmesine rağmen davalının bedel ödeme borcunu yerine getirmediğini, temlik alacaklısı olan davacı vekil edenin, cari hesaptan, kesilen faturalardan kaynaklı olarak davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.987,71 TL alacağı olup davalı tarafın borcunu ödemediğini, TBK’nın alacağın temliki hükümlerini düzenleyen TBKnın 183.Maddesi: ”Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” Hükmünü vaki olduğunu, bu bağlamda alacağı temlik alan vekil eden 15.06.2021 tarihli temlik sözleşmesine istinaden PTT aracılığı iadeli taahhütlü olarak alacağın temliki sözleşmesi ve ödemenin davacı vekil eden yapılması gerektiğini içeren yazı gönderildiğini, davacı müvekkilinin, alacağın temlikine istinaden ve alacağının ödenmemesi nedeniyle alacağının tahsili için davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı icra dosyası üzerinden takip başlattığını, takibe haksız itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, temlik iradesinin gerçek olmadığını, taraf sıfatından davanın reddedilmesi gerektiğini, temlik eden firma …Toptan Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nin ticari faaliyetine son verdiğini; aleyhine başlatılan icra takipleri ve haciz işlemleri sebebi ile işyerini kapattığını, bu durumundan faydalanarak, alacaklılarını zarara uğratma maksadı ile muvazaalı olarak davacıya temlik ettiğini beyan ettiği haksız bir alacağı tahsil etme yoluna gitmek istediğini, davacının, haksız ve kötüniyetli olarak …Toptan Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nin alacaklılardan kaçırma maksadı ile onun ad ve hesabına muvazaalı olarak işlem başlattığını; itirazlarının yerinde olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan/YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1097 esas, 2019/458 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Somut olayda, mutlak ticari davaya vücut veren bir uyuşmazlık yoktur. yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin dava da söz konusu değildir.
Davalı, ticaret şirketidir ve tacir olduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı için yapılan tacir araştırmasına bakıldığında, davacının da tacir sıfatına haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Yeğenbey Vergi Dairesinin 01/03/2022 tarihli yazı cevabında özetle; davacının potansiyel vergi numarası aldığı ve gelir vergisi kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı tacir olmadığından, yasada belirtilen her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmasına ilişkin koşul bulunmadığı gibi, TTK 4. maddesinde sayılan davalardan da olmadığından, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün değildir.
Davanın niteliği itibariyle 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, davalı vekilinin görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu tespit edilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/7717 -10326 esas ve karar sayılı 12/10/2015 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/03/2019 tarihli, 2017/11-2630 esas ve 2019/ 328 karar sayılı kararı) (İstanbul BAM 44. HD., 2021/1572 E, 2021/1639 K)
Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Bakınız Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181 Karar sayılı ilamları) (İstanbul BAM 16. HD., 2019/330 E, 2019/384 K)
Yukarıdaki tüm açıklamalar ışığında, mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla; davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır