Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/567 E. 2022/784 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/567 Esas
KARAR NO : 2022/784

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ: 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili ile davalı arasında … tarihinde …Projesi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden davalı tarafın …adet aşılı ve sarı sertifikalı badem fidanını Korkuteli Ulucak Ağaçarası bölgesine dikmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin fidan çeşit özellikleri bölümünün 2.4 maddesinde …adet … ve … … olmak üzere toplam … adet sertifikalı badem fidanı olarak ifade edildiğini, daha sonra arazide yapılan incelemede ve davalı şirketin danışmanlarıyla yapılan görüşmeler neticesinde bölgenin iklim koşulları da göz önüne alınarak arazi şartları uyarınca bölgeye … adet sertifikalı … türü badem fidanı dikileceği hususunda anlaşıldığını, buna ilişkin … tarihinde …adet fidanın muhtara teslim edildiğini, …ta dikim işlemine başlandığını, … tarihinde ise tüm dikim işlemlerinin tamamlandığını, sulama, gübreleme ve kültür işlemlerine başlandığını, müvekkili tarafından davalıya …adet fidan ve fidanların dikim bedeli olarak … TL’nin ödendiğini, müvekkilinin kendi borcunu tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davalı tarafın taahhüt ettiği sertifikaları mutlaka teslim edeceğini söylediğini, kendisine … tarihinde tarafımızca Antalya …Noterliği’nden ihtar çekildiğini, mehil tanındığını, bu mehil süresi içerisinde dikimi yapılan fidanların sertifikalarını teslim etmediğini, davalının üstüne düşen yükümlülüğü getirmemek suretiyle borcunu tam ve gereği gibi ifa etmediğini, temerrüde düştüğünü, sertifikaların fidanların kimliği niteliğinde olduğunu, fidanların hedeflenen verimden daha düşük verime sahip başka bir tür olduğunun ortaya çıktığı takdirde müvekkilinin çok daha büyük zarara uğramasının söz konusu olduğunu, devlet desteğinden de yararlanma şartı badem fidanlarının sertifikalı olmasına bağlı olduğunu, davalı tarafça sözleşmede taahhüt edilen badem fidanı sertifikalarının taraflarına teslim edilmemesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı …TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Davacının müvekkil şirkete açmış olduğu sözleşmeden kaynaklı … TL maddi tazminat davasının gerçeği yansıtmadığını, ispata muhtaç olduğunu, müvekkil ile davacı arasında … tarihinde … adet …, … adet …türü olmak üzere toplam … adet aşılı sarı sertifikalı badem fidanının siparişine ilişkin sözleşme yapıldığını, sözleşme uyarında fidanların davacının gösterdiği yere dikildiğini, ticari satımdaki satışa konu malın alıcısına teslim edildiğini, … tarihinde yine müvekkil ile davacı arasında teknik bakım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin ek maddesine müvekkilinin danışmanlarının iklim değerlendirmeleri alınarak çeşit seçiminin … adet …olarak değiştirildiğini, ilk sözleşmenin …ve … olarak hazırlandığından sarı sertifikalı ifadesinin sehven sözleşmede kaldığına ilişkin madde eklendiğini, … tarihinde yapılan sözleşmenin sarı sertifika verilmesine ilişkin maddesinin tadil edildiğini, … fidanına sarı sertifika verilmesinin objektif olarak mümkün olmadığını, müvekkili tarafından bu hususları bildiren ihtarnamenin Antalya …Noterliği’nin … tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya bildirildiğini, davacı tarafın dava değerini oluşturan zararına ilişkin hiçbir somut delilin dosyaya sunulamadığını, açılmış olan haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, dosya fidancılık konusunda uzman ziraat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,
Davacının sertifikalı kapama badem bahçesi kurmak ve bakım işlerini yaptırmak üzere davalı tarafla yapmış olduğu iki adet sözleşme gereği, sertifikalı fidan satın alarak bahçe tesis etmeyi planlarken, teslim edilen fidanların sertifikaların verilmemesi nedeniyle açılan davada tarafımdan yapılan araştırma sonucunda; Sertifikalı fidan üretiminin Tarım ve Orman Bakanlığı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Müdürlüğü (TTSM) tarafından kayıt altına alınmış çeşitlerden yapılabileceği, Sertifikalı üretim yapmak için fidan üreticilerinin her yıl Tarım Bakanlığına beyanname vermesi ve üretim periyodu boyunca bakanlığın yetkili personeli tarafından üretilen fidanların takip edilerek, uygun fidanlara Bakanlık tarafından sertifikaların basılarak gönderildiği, Fidan üreticilerinin de fidan sevkiyatı öncesi tüplü fidanlarda her fidana bir etiket, açık köklü meyve fidanlarında ise en fazla on fidana bir etiket olacak şekilde sertifikalarının takılması zorunlu olduğu, Kayıt altına alınmamış fidan üretiminin yasak olduğu, … çeşidinin TTSM kayıtlı ve milli çeşitler listesinde yer almadığı, Davacının satın aldığı çeşidin kayıt altına alınmamış çeşit olması nedeniyle sertifikasız Olduğu, Sertifikasız fidan kullanılması nedeniyle davacının devlet desteğinden yararlanamayacağı, … çeşidi olarak bahsedilen çeşidin anacının bilinmemesi nedeniyle ismine doğru bir çeşit çıkma ihtimalinin zayıf olduğu ve bu nedenle daha fazla zaman ve maddi kayba uğramadan fidanlarını, kayıt altına alınmış sertifikalı fidanlar ile değiştirmesinin davacının menfaatine olduğu, Zararın davalı firma ile imzalanan iki sözleşme gereği ödenen …-TL + …-TL+kdv dışında, davacı tarafından harcanan gübre, ilaç, sulama, işçilik masraflarının da hesaplarından kontrol edilerek gerçek zararın tespit edilmesinin gerekli olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra borçlar mevzuatında uzman nitelikli bilirkişi, mali müşavir bilirkişi ve önceki ziraat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişilerin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,

1) Borçlar Mevzuatında Uzman Bilirkişi Yönünden
Bu durumda takdiri mahkemeye ait olmak üzere ikili bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. İlk sözleşmede kararlaştırılan sarı sertifikalı badem fidan bahçesinin kurulumunda sarı sertifa alınması zorunludur ve bu durum 2. sözleşme ile de sertikanın alınması zorunludur şeklinde anlaşılmalıdır dersek:
Davacı ve davalının tacir olduğu; TTK da tarafların aralarında akdettikleri sözleşme hükümleri ve sözleşmenin çözümlenmesine yarayacak bir hüküm olmaması sebebiyle TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu sebeple tarafların sözleşmede edimlerini hiç ifa etmedikleri bu sebeple 6098 Sayılı TBK m.112 hükmü gereğince; oluşan zararın giderilmesi gerekmektedir. Kanaatimizce oluşan zarar sözleşmenin kurulamamasından veya geçersiz olmasından kaynaklı olan menfi zararın giderimi olmakla birlikte takdiri ve değerlendirmesi sayın mahkemeye aittir.
İlk sözleşmede kararlaştırılan sarı sertifikalı badem fidan bahçesinin kurulumunda sarı sertifa alınması zorunludur ve bu durum 2. sözleşme ile de sertikanın alınması zorunludur şeklinde anlaşılmamalıdır dersek:
1- Davacı ve davalının tacir olduğu; TTK da açık ve gizli ayıp kavramına yer verildiği, davacının badem fidanlarının sarı sertifikalı satılması konusunda ikinci sözleşmeyle bu ibarenin sözleşmede sehven kaldığı ifade edildiğinden, mahkeme tarafından da bu hüküm ortadan kalkmıştır şeklinde anlaşılması halinde sertifika verilmemesinden kaynaklı bir zararın talep edilmesinin mümkün olmadığı düşünülmekte olup takdiri sayın mahkemeye aittir.

2) Ziraat Mühendisi Bilirkişi Yönünden …badem çeşidinin ülkede kayıt altında olan çeşitler listesinde yer almadığı, bu nedenle üretiminin ve satışının yapılamayacağı, davalının kayıt altında olmayan bir çeşidi satması nedeniyle kusurlu olduğunu, davacı açısından ise kayıt altında olmayan bu çeşit nedeniyle maddi kayba uğramaması için sökerek sertifikalı bir çeşit dikmesinin yararlı olacağı, … çeşidinin milli çeşit listesinde olduğu sözleşmede yazması nedeniyle ayıbın gizli ayıp olduğu kanaatindeyim.
3) Mali Müşavir Bilirkişi Yönünden
Teknik bilirkişiler edinim gereği gibi ifa edilemediği görüşünde ise davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının …-TL olabileceği,
Teknik bilirkişiler edinim yerine getirildiği görüşünde ise her hangi bir tazminat miktarının olmayacağı raporunu sunmuşlardır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava ayıplı ve gereği gibi ifa edilmeyen fidan satışı iddiasına dayalı tazminat davasıdır.
Taraflar arasında; sözleşmelere ve ödemelere ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Gene sözleşmeyle kararlaştırılan …cinsi fidanların davacıya teslim edilerek dikildiğine ilişkin de bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ilk sözleşmede … cinsi fidanların sarı sertifikalı olarak belirtilmesi ve bu fidanların sertifikaya sahip olmaması nedeniyle davacının tazminat isteminin yerindeliği, fidanların bu sebeple ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve ikinci sözleşmeyle sertifikalı fidan ibaresinin kaldırılmasıyla davalının sertifikalı fidan satma ediminin kalkıp kalkmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır.
TTK 18/3 Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü içermektedir.
TTK 23/1-c) “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü içermektedir.
6098 s. TBK’nun 223/2 maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Davamıza emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09/02/2012 tarih ve 2011/10297 Esas 2012/1785 Karar sayılı ilamında, “Davacı vekili müvekkilinin davalıdan aldığı malzemeyi ihalesini aldığı dava dışı …Ltd. Şti.’nin işinde kullandığı, davalının 18/10 ATÜ Hfree turuncu alev yayan boru vermesi gerekirken, alev yaymayan boru verdiğini, alınan borunun inşaatte kullanılıp üstünün betonla kapatıldığını, dava dışı …Ltd. Şti. tarafından yapılan incelemede alınıp kullanılan malzemenin TSE kriterlerine uygun olmadığını belirterek işin müvekkiline tekrar yaptırıldığını, davalının bu kusurlu eylemi sonucu zarara uğradıklarını belirterek …TL tazminatın davalıdan tahsilini, ayrıca davalıya verilen çeklerin üçüncü kişilere ciro edilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı hangi malı sipariş etmiş ise o malın kendisine verildiğini, faturalarda alınan malın özelliğinin yazılı olduğunu, davacının üstlendiği işin şartnamesinde belirtilen ürün yerine daha ucuz ürün alarak yaptığı iş de kullandığını, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı da olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kurulu raporuna göre; davacının dava dışı şirketle arasındaki sözleşmeye uygun mal sipariş edip satın alması gerekirken, sözleşmeye uygun olmayan mal almasında davalının bir sorumluluğu olmadığı gibi, TTK’nun 25. madde de belirtilen süreler içinde de ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/01/2017 tarih ve 2016/12208 Esas 2017/268 Karar sayılı ilamında, “dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya … tarihinde teslim edilmiştir. Davacı vekilinin dosya içindeki beyanı ve ihtarname içeriğinden de araçtaki yapıların aynı gün öğrenildiği ayıp ihbarının ise …tarihinde yapıldığı anlaşımış olup, açıklanan ilkeler uyarınca ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sebebiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olaya geldiğimizde ; taraflar arasında … tarihinde …adet …, …adet …türü olmak üzere toplam … adet aşılı sarı sertifikalı badem fidanının siparişine ilişkin sözleşme yapıldığı, sözleşme uyarınca davalı tarafından fidanların davacının gösterdiği yere dikildiği, … tarihinde yine davalı ile davacı arasında teknik bakım sözleşmesi yapıldığı sözleşmenin ek maddesinde çeşit seçiminin …adet … olarak değiştirildiği, ilk sözleşmenin …ve … olarak hazırlandığından sarı sertifikalı ifadesinin sehven sözleşmede kaldığına ilişkin madde eklendiği görülmüştür. Her iki sözleşmede bulunan davacı şirket kaşesi altındaki imzaya davacı tarafından itiraz edilmediği de görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar, kanun maddeleri ve emsal kararlar ışığında değerlendirildiğinde; taraflar arasında …tarihinde akdedilen teknik bakım sözleşmesi uyarınca davalının …adet … fidanını davalıya teslim ederek dikimini yaptığı, ilk sözleşmedeki fidanların sarı sertifikalı olduğuna ilişkin ibarenin ikinci sözleşmede davacının da iradesiyle değiştirildiği, davacı şirketin tacir olup yaptığı iş gereği basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, satılan ürünlerin niteliklerini bilmesi gerektiği, kaldı ki sertifikaya sahip olup olmama hususunun basit bir araştırmayla anlaşılabileceği, sözleşmede belirtilen …cinsi fidanın sertifikasız olması hususunun mahkememizin kanaatince açık ayıp niteliğinde olduğu ve 2- 8 gün içerisinde satıcıya ayıp ihbarının yapılması gerekmesine rağmen , alıcı davacının ilk sözleşmeden sonra böyle bir ihtarnemeyi davalıya göndermediği, ikinci sözleşmede de ilk sözleşmedeki fidanların sertifikalı olduğuna ilişkin ibarenin kaldırıldığı böylece davalının sertifikalı fidan verme yükümlüğünün ilk sözleşmeden itibaren kaldırıldığı, davalının davacıya ikinci sözleşmede belirtilen hususlar hakkında çektiği ihtarnameden sonra iş bu davayı açtığı , davalının temerrüdüne ve ayıplı ifası iddiasına ilişkin davacı tarafından süresinde ve usulünce ihtarname çekilmeden ve ikinci sözleşmede sertifika şartı değiştirilmesime rağmen sözleşmede belirtilen fidanlar dikildikten 7-8 ay sonra iş bu davanın açılmasının haksız olduğu olduğu kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.366,20 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 1.285,50 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır