Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/565 E. 2022/555 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/565
KARAR NO : 2022/555
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile sigortalı … Taşımacılık Petrol Tur. San. Ve Tic. Ltd Şti. Arasında 24/02/2019 – 24/02/2020 yılları arasında geçerli olmak üzere kasko poliçe numarası 270961004846 -8 olan kasko poliçesi imzalandığını, sigortalıya ait … plaka sayılı aracın teminat altına alındığını, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 23/08/2019 tarihinde saat 18:40’da müvekkil şirketin sigortalısına ait aracın sürücüsü …’in … plakalı aracına arkadan çarptığını ve %100 yüz kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sürücü …’nun kullanmış olduğu araçla meydana getirdiği trafik kazası sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, tarafların kaza maddi hasarlı olduğundan kendi aralarında tutanak tuttuklarını, davalı …’nun kaza tarihinde sevk ve idaresindeki araç … plaka sayılı aracın, plaka değişikliği yapılarak bu plakayı aldığını, muhtemelen davalının … plaka sayılı aracı kendi adına devri sırasında plaka değişimi yaptırarak … olarak değiştirdiğini, takibe itirazında da 34 plaka sayılı araç sahibi olmadığını belirten davalının esasen kötü niyetli olduğunu düşündüklerini, çünkü esasen … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın aynı araç olduğunu, kazadan sonra … plaka sayılı araç için ekspertiz tarafından rapor düzenlendiğini ve araçta meydana gelen hasarın 3.489,60 TL olduğu belirlendiğini, müvekkil şirketçe aracın onarımını yapan … Otomotiv Ticaret A.Ş Tamirathanesine 3.289,00 TL ve … Servis Oto Hizmetleri Sanayi’ye 200,60 TL olmak üzere toplam 3.489,60 TL ödeme yapıldığını, 6102 sayılı TTK m. 1472 bağlamında halefiyet ilkesi gereği sigortalıya yapılan ödemenin faizi ile birlikte kusuru bulunandan rücuen tahsilini isteme hakkı doğduğunu beyan ederek; beyan ettiği icra dosyaları bakımından itirazın iptallerini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Mahkememizce dosya bir adet kusur bilirkişi bir adet sigorta eksperine tevdi edilerek, rapor aldırılmıştır.
11/04/2022 tarihli heyet raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü …’nun, 2918 sayılı yasada belirtilen 56/1-c, 84/4 maddeleri ile yönetmeliğin 95,101 ve 107 maddelerini ihlal ettiği, … plakalı aracın kusursuz olduğu, davaya konu aracın onarımının uygun olacağı, araçta meydana gelen hasarın, parça değişimi ve hasar gören parçaların onarım ve değişim işçiliklerinin 3.263,71 TL+ KDV (KDV dahil 3.851,18 TL) tutarında olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf plakaya ilişkin aşamalarda itirazlarda bulunmuştur. Takibe itirazda da plakaya yönelik itiraz olduğu görülmektedir. Takipte de dayanak olarak … plakalı araç ile 23/09/2019 tarihinde yapılan kazaya atıf yapıldığı, davalı tarafça da buna itiraz edildiği görülmektedir.
… plakalı araç ile … plakalı aracın kaza yaptığı, …’nun kazada taraf olduğu kaza tespitine ilişkin tutanakta mevcuttur. Kaza yapan tarafların, davalının da bu tutanakta imzasının olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf beyanında, sehven maddi hata yapıldığını beyan etmiştir.
Önemle belirtmek gerekir ki; Medeni usulun amacı gerçeğe ulaşmaktır. Medeni hukuk kişilerin birbirleriyle özel yaşam ilişkilerinin, hukuki ilişkilerini hakların öğelerini saptar. Medeni usul hukuku ise maddi hukuka aykırılık halinde, hukuki himayenin nasıl sağlayacağını gösteren kurallar bütünüdür. Başka bir anlatımla Medeni Hukuk, maddi hukuk olarak hukuki himayenin haklılığının unsurlarını Medeni Usul Hukuku hukuki himayenin sağlanmasının koşullarını içerir. O halde her iki hukuk alanı bağımsızdır. Amaç ve düşünceleri ayrıdır. Buna bağlı olarak hukuki işlem ile usuli işlem kavramları farklıdır. Anayasanın m.2 de belirtilen “sosyal devlet” ilkesi gözönünde tutulduğunda usul kurallarının “gerçeğe ulaşma” yolunda özellikle ekonomik açıdan ağır şartlara bağlı tutulmamasını gerektirmektedir(Bkz. Alangoya, Yavuz/Yıldırım, M.Kamil/Deren-Yıldırım, Nevhis; Medeni Usul Hukuku Esasları, B.4, İstanbul 2004, sh 31).
Medeni usul hukukunun amacı bu şekilde belirlendikten sonra, dosyaya bakıldığında, kaza vakıası ve tarafları açıkça anlaşılmaktadır. Takipte her ne kadar başkaca plaka belirtilmiş ve tarih yanlış belirtilmiş ise de vakıa açıktır ve bu kazanın davalı tarafça da bilindiği tutanaktan imzası olmakla da bellidir. Hak arama hürriyeti, mahkemeye erişimi hakkı gereği, sehven olduğu anlaşılan yazım durumları gereği kişinin hakkının engellenmesi mahkememiz görüşüne göre hukuken doğru değildir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu içeriği gereği, davacının davasında haklı olduğunun kabulü ile itirazların iptaline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar hak arama hürriyeti, mahkemeye erişimi hakkı gereği, sehven olduğu anlaşılan yazım durumları gereği kişinin hakkının engellenmesi mahkememiz görüşüne göre hukuken doğru kabul edilmemiş ise de bu plaka yanlışlığı nedeniyle davalının itirazda bulunması nedeniyle hakkaniyet/adalet gereği davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davalının, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına ve … esas sayılı icra dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 65,04 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 195,08 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 124,34 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.575,20 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; ayrıca davalı toplantıya katılmadığında; 1.320,00 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 3.808,02 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacıvekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. Av. …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır