Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2022/613 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/560
KARAR NO : 2022/613
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; … Res. Ltd. Şti.’nin Atatürk caddesi … işhanı Muratpaşa Antalya adresinde bulunan işyerinin müvekkili şirket tarafından 13.08.2018- 13.08.2019 tarihleri arasında sigorta güvencesi altına alındığını, sigortalının işyerinde 12.11.2018 tarihinde üst katında bulunan simit sarayı ünvanlı işyerinden kaynaklı su sirayeti sebebi ile hasar meydana geldiğini, bu hasar sebebi ile hasar tutarı olan 16.062,40 TL nin hak sahibine ödendiğini, davalı hakkında Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile, ödenen ve davalı sorumluluğuna isabet eden 16.062,40 TL ana para ve ferilerinin ödenmesi için takip yapıldığını, ancak borçlu tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sebebi ile takibin durduğunu, müvekkili şirketçe takip talebinde, ana para olarak ödenen 16.062,40 TL ye, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyen dönem için yasal faiz talep edildiğini, davalı tarafça, haksız ve kötü niyetli olarak takipten önce işleyen faize de itiraz edildiğini, davalı tarafın bu itirazlarının da yerinde olmadığını, sigorta şirketinin açtığı rücu davalarında ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebildiğini, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de olumsuz sonuçlandığını, bu sebeple işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek, anılan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazının , ana para, takipten önce işlemiş faiz ve faiz oranına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, ilk önce, Antalya 11. Asliye Hukuk mahkemesinin … Esas sayısında görülmüş olup, mahkemece görevsiz olunması nedeniyle usulden red kararı verilmiştir.
Görevsizliğe ilişkin hüküm 01/10/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı vekili, 23/08/2021 havale tarihli dilekçesi ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir. Gönderme talebi süresinde (süresinden önce) olmakla, bu hususta usulen bir sorun yoktur.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; olaya sebep olanın müvekkili olmadığını, bunu ispatlamadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (T.T.K.) 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin 2020/1371 Esas, 2021/2136 Karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; TTK’nın madde 1472/1’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. (Yargıtay 17. H.D.’nin 2014/9316 E., 2014/9764 K.; 2015/1543 E., 2015/10091 K. ve 2014/20835 E., 2016/11086 K.). Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmıştır.
Somut olayda sigorta şirketinin haklarına halef olduğu taraf ticari şirkettir ve ticaret şirketleri tacirdirler. Davalı için yapılan araştırmada ise, Antalya Ticaret odasından gelen yazı cevabında davalının ticaret sicili kaydı olduğu anlaşılmaktadır. Kalekapısı vergi dairesinden gelen yazı cevabında da davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında, sigorta şirketinin haklarına halef olduğu taraf ile davalının tacir olduğu anlaşılmıştır. Davada, mahkememiz görevlidir.
Dosyaya dönüldüğünde, mahkememizce deliller toplanmış ve uyuşmazlığın niteliği de düşünülerek bir sigorta eksperi, bir inşaat mühendisi, bir sigortacı bilirkişiden oluşan heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
31/03/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; hasar olayının oluş biçimi, dava dosyandaki fotoğraflar incelendiğinde ekspertiz raporunda yer alan fiyatlandırma teklif biçimi de incelendiğinde uygulamaya aykırı bir durum olmadığı, oluşturulan bedellerin olayın oluş tarihi itibariyle piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce itirazlar göz önüne alınarak, bir değerlendirme yapılması, özellikle teknik olarak keşfin gerekli/yararlı olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılması için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
22/05/2022 tarihli ek raporunda özetle; kök raporun eklerinde olan fotoğraflardan da görüleceği üzere ayrıca dava dosyasında yer alan ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere söz konusu hasarın simit sarayı işletme tabanından geçmekte olan pis su gider/ tahliye borularının tıkanması sonucu meydana geldiği, yatayda giden pis su borularının binanın o kata ait tuvalet, mutfak vb noktalarına uzanan gider boruları olduğu, bunların bina ortak gideri olan kolon borusunda birleşerek zemin kattan atık su deşarj noktasına giderek deşarj oldukları, dolayısı ile kök rapordaki fotoğraflardan da görüleceği üzere parke altında kalan ve simit sarayı işletmesinin ortasında yer alan gider borusunun simit sarayına ait olduğu hususunun tespit edildiği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda, davacının iddiasında haklı olduğu, sigortalısına yapılan ödemenin, hasara sebep olduğu anlaşılan davalı tarafça karşılanması gerektiği, hesaplanan, talep edilen zarar miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE, takibin DEVAMINA,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 221,41 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.030,83 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 280,71 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.364,80 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır