Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/56 E. 2022/158 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/56
KARAR NO : 2022/158
DAVA : Elatmanın Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 30/01/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile müvekkil şirket arasında “sözleşme” başlıklı 01.02.2019 tarihli sözleşme imzalandığını, anılan sözleşmenin 2.maddesi gereğince davalı tarafın, müvekkil şirket tarafından işletilmekte olan …Muratpaşa/ANTALYA” adresinde bulunan …Hastanesi’nde kendisine tahsis edilen mahalde yatan hasta ve refakatçilerine, çalışanlarına,müsadeli misafirlerine ve aynı binada mukim diğer şirketlerin personeline yemek pişirilmesi,bulaşık hizmetlerinin verilmesi ile sözleşmede yazılı diğer edimleri yerine getirmeyi üstlendiğini, anılan sözleşmenin 9.1.8 maddesinde açıkça,”Taraflar uygun gördüğü takdirde sözleşme devam ederken herhangi bir sebeple karşı tarafa 2 ay önceden bildirmek kaydıyla tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilir ” hükmü bulunduğunu, bu hüküm doğrultusunda davalı tarafa Antalya 11.Noterliği’nin …tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ edilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin bahsi geçen 9.1.8 maddesi gereğince 31.12.2020 tarihi itibariyle müvekkil şirket tarafından feshedildiği ve fesih nedeniyle müvekkil şirkete ait sözleşmenin konusu hastane içindeki kafeterya -restaurant,yemekhane,mutfak alanı da dahil olmak üzere davalıya tahsis edilen tüm yerlerde bulunan tüm ekipman,elektronik cihaz,mal,ürün,dekor malzemesi,gıda malzemesi ve kendisine ait tüm eşya,ürün ve malları müvekkil şirket tarafından yapılan feshin hüküm ifade ettiği aynı zamanda sözleşmenin de sona erme tarihi olan en geç 31.12.2020 tarihinde müvekkil şirkete ait sözleşme konusu hastaneden çıkarması ve kafeterya-restaurant,mutfak,yemekhane dahil tüm hastaneyi aynı süre içerisinde personelleri ile birlikte tahliye etmesi kendisine ihtar edildiğini, sözleşmenin müvekkil tarafından feshedilmiş olmasına rağmen davalı taraf kendisine tebliğ edilen ihtarnamede ihtar edilen hususları yerine getirmediğini ve ihtarda tebliğ edildiği üzere 31.12.2020 tarihi itibariyle kendisine tahsis edilen hastane bölümlerinden ekipman ve eşyaları ile taşınmazdan ayrılmadığını beyan ederek; davanın kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkil şirket tarafından feshedilmiş olduğu hususu ile davalı tarafın haksız müdahalesinin bulunduğu hususlarının tespitine, davalının “… Muratpaşa/ANTALYA” adresindeki taşınmaza, taşınmazda müvekkil şirket tarafından işletilen hastaneye ve hastane içindeki alan bölümlere ve taşınmazın tüm diğer alan ve bölümlerine vaki müdahalesinin men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının işbu davayı 01.02.2019 tarihli sözleşmenin feshi ve el atmanın önlenmesi davası olarak açtığını, öncelikle taraflar arasında imzalanan 01.02.2019 tarihli sözleşme 31.12.2019 tarihinde sona erdiğini, bu sözleşmenin belirli süreli olduğu ve sözleşmenin 13. Maddesinde 31.12. 2019 tarihinde sözleşmenin kendiliğinden sonra ereceği açıkça belirtildiğini, sözleşme kapsamında süre bitiminde sözleşmenin aynı şartlarla yenilenme hükmü de düzenlenmediğinden sözleşmenin aynı şartlarla yenilenmesinin de söz konusu olmadığını, tarafların 31.12.2019 tarihinde sözleşmenin sona ermesinden sonra ticari ilişkilerine sözlü yaptıkları mutabakatlar ile devam ettiklerini, ticari ilişkilerinin sorunsuz devam etmesi ve karşılıklı güven ilişkisinin hasıl olması nedeni ile yazılı sözleşme yapma gereği duymadıklarını, genel hükümler çerçevesinde ticari ilişkilerine devam ettiklerini, aralarında yazılı sözleşme hükümleri 31.12.2019 tarihi itibarı ile kendiliğinden sona erdiğinden bu tarihten sonra çıkacak ihtilafların çözümünde TBK ve TTK genel hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiğini, dolayısıyla 01.02.2019 tarihli sözleşme 13. Madde gereği kendiliğinden sona erdiğinden feshini talep edecekleri bir sözleşmenin de bulunmadığını, dava tarihi itibarı ile yürürlükte yazılı bir sözleşme olmadığından ile davanın reddini talep ettiklerini, müvekkil firma sahibi ile davacı arasında 31.12.2019 tarihinden sonra sona eren yazılı sözleşme yerine sözlü mutabakatlara göre hizmet alımına devam edildiğini, müvekkil firmanın ise …Hastanesinde temizlik yemek ve bulaşık işleri için kiraladığı yerde faaliyet göstermeye devam ettiğini, davacı firmanın da bu kira bedelini müvekkil firmaya fatura ettiğini, şirketlerin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde aralarında hizmet ve kira ilişkisinin olduğunun açıkça görüleceğini, kira bedeli mukabilinde …Hastanesinde bulunan müvekkilinin işgalci olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, el atmanın önlenmesi davası açılabilmesi için mülkten yararlanan kişinin işgalci olması gerektiğini, oysa davada müvekkilinin davacının kiracısı olup kira bedeli mukabilinde taşınmazda bulunduğunu, kiracıya karşı el atmanın önlenmesi davası açılamayacağından davanın reddini talep ettiklerini, görev itirazında bulunduklarını, kaldı ki davacının Antalya 2.sulh Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı tahliye davası ile müvekkilin taşınmazda kiracı olduğunu kabul ederek müvekkil aleyhine tahliye davası açtığını, hem bu davada işgalci olduğu iddiası ile müdahalenin meni davası açması hem de kiracı olması nedeni ile “Antalya 2.Sulh Hukuk Mahkemesinde …Esası ile tahliye davası açması davacı yanın iddia ve beyanlarındaki çelişkinin de kanıtı olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, davalının tacir sıfatının araştırılmasına karar verilmiş ve Sarıyer Vergi Dairesinin 13/07/2021 tarihli cevap yazısında özetle; davalının bilanço esasına tabi defter tuttuğunu, VUK taki limitleri aştığını bildirmiştir. Davalı bu hususlar göz önüne alınarak tacirdir. Davacının ise ticaret şirketi olmakla tacir olduğu uyuşmazlık dışıdır.
Mahkememizce cevap dilekçesinde geçen Antalya 2.Sulh Hukuk Mahkemesinde …Esas sayılı dosyası, iş bu dosya arasına uyap üzerinden alınmıştır. Mahkemeden gelen yazı cevabında dosyanın karara çıktığı ancak talep olmadığından, tebliğe çıkmadığı belirtilmiştir.
Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyasında bakıldığında; davacının iş bu davanın davacısı, davalının ise iş bu davanın davalısı olduğu, dava konusunun “kiralananın Tahliyesi” olduğu, yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyasında davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; “Davalı taraf ile …Sağlık Hizmetleri A.Ş ile 30.05.2014 imza tarihli sözleşme imzalandığını, …Sağlık Hizmetleri A.Ş müvekkil şirkete devir olmuş böylece müvekkil şirket söz konusu sözleşmede taraf haline geldiğini, Davalı taraf işbu sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan …Muratpaşa/ANTALYA” adresinde mukim ve müvekkil şirket tarafından hizmet verilen …Hastanesi’nin cafeteryasını işletmekte olduğunu, sözleşme ekinde müvekkili şirket tarafından devralınan …Sağlık Hizmetleri A.Ş’ye ait olan demirbaş listesi yer almakta olduğunu, anılan sözleşmenin 6.3 maddesinde açıkça, “… ANTALYA HASTANESİ, her zaman ve fakat en az 30 gün öncesinden ihbar etmek şartı ile sözleşmeyi tek taraflı ve tazminat ödemeksizin feshi edebilir.” Hükmü bulunduğunu, bu hüküm doğrultusunda davalı tarafa Antalya 11.Noterliği’nin …tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek sözleşmenin bahsi geçen 6.3 maddesi gereğince 31.12.2020 tarihi itibariyle sözleşmenin müvekkil şirket tarafından feshedildiği ve feshi nedeniyle en geç 31.12.2020 tarihi itibariyle müvekkil şirkete ait yukarıda yazılı sözleşmenin konusu hastane içindeki kafeterya -restaurant,yemekhane,mutfak alanı da dahil olmak üzere kendisine tahsis edilen tüm yerlerde bulunan tüm ekipman, elektronik cihaz, mal, masa, sandalye, buzdolabı, dolap, yiyecek içecek ürünleri,stand,fırın,ürün,dekor malzemesi,gıda malzemesi ve tarafınıza ait tüm eşya,ürün ve malları müvekkil şirket tarafından yapılan feshin hüküm ifade ettiği tarihi olan en geç 31.12.2020 tarihinde Müvekkil şirkete ait sözleşme konusu hastaneden çıkarması ve kafeterya-restaurant,mutfak,yemekhane dahil tüm hastaneyi aynı süre içerisinde personelleriyle ile birlikte tahliye etmesi ihtar edildiğini, buna rağmen davalı taraf kendisine tebliğ edilen ihtarnamede belirtilen hususlara aykırı davranmış ve ihtar edildiği üzere 31.12.2020 tarihi itibariyle sözleşme konusu yer ve bölümleri tahliye etmediğini, bu nedenle davanın kabulü ile, Davalının “… Muratpaşa/ANTALYA” adresinde müvekkil şirket tarafından işletilen hastane binasından, bina yanında kurulu alan ve bölümlerden kısaca söz konusu adresteki taşınmazın tamamından tahliyesine ve taşınmazın müvekkilime teslimine, sözleşme ekinde yer alan listedeki demirbaşların teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir. Davacı vekilinin, Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyasında; “……31.12.2020 tarihi itibariyle sözleşme konusu yer ve bölümleri tahliye etmediğini, bu nedenle davanın kabulü ile, Davalının “… Muratpaşa/ANTALYA” adresinde müvekkil şirket tarafından işletilen hastane binasından, bina yanında kurulu alan ve bölümlerden kısaca söz konusu adresteki taşınmazın tamamından tahliyesine ve taşınmazın müvekkilime teslimine, sözleşme ekinde yer alan listedeki demirbaşların teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” ; iş bu davada da “…. 31.12.2020 tarihi itibariyle sözleşme konusu yer ve bölümleri tahliye etmediğini, bu nedenle davanın kabulü ile, Davalının “… Muratpaşa/ANTALYA” adresinde müvekkil şirket tarafından işletilen hastane binasından, bina yanında kurulu alan ve bölümlerden kısaca söz konusu adresteki taşınmazın tamamından tahliyesine ve taşınmazın müvekkilime teslimine, sözleşme ekinde yer alan listedeki demirbaşların teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyasında kira ilişkisinden bahsetmiştir. Bu dosyada ise kira ilişkisi iddiasının aksine iddialarda bulunmuştur.
Bu noktada öncelikle, davada menfaat (hukuki yarar) kavramı üzerinde durulmalıdır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır(Arslan, Ramazan; Aktaran, Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009 Önsöz VII)Öte yandan, bu yararın, “hukuki ve meşru” doğrudan ve kişisel “doğmuş ve güncel” olması gerekir( a.g.e, s. 135). Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, “davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı” da denilmektedir( a.g.e, s. 19-21).Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu’nun 24/11/1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 05/06/1996 gün ve 1996/18-337 E. – 542 K.; 05/02/1997 gün ve 1997/18-797 E. – 53 K.; 11/03/1998 gün ve 1998/8-176 E.-217 K.; 20/10/1999 gün ve 1999/14-840 E-859 K; 10/11/1999 gün ve 1999/1-937 E.- 946 K.; 30/05/2001 gün ve 2001/14- 443 E.-458 K.; 29/05/2002 gün ve 2002/2-401 E.- 451 K.; 17/03/2010 gün ve 2010/3-119 E.-159 K.; 31/03/2010 gün ve 2010/11-143 E.-196 K. sayılı karalarında da, benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı taraf kira ilişkisine dayanarak, Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı davasını açmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, ilgili karar ise taraflara tebliğe çıkarılmadığından kesinleşememiştir. Mahkemenin kira ilişkisine yönelik kabulü hukuk dünyasında henüz kesinleşmemiştir. Bu aşamada davacının iş bu davayı açmasında güncel hukuki yararı yoktur. Aksinin kabulü mahkemeler önünde birbiri ile çelişen bir çok davanın açılmasına ve bir bütün olarak meydana gelecek çeşitli hukuki durumlara göre sonuçların beklenmesine bir başka tabirle şansın denenmesine neden olur ki hukuk sisteminin bunu amaçlamadığı açıktır. Hukuk dünyasında kesinleşmemiş de olsa farklı iki kararın ortada olması ihtimali hukuki güvenirliliği zedeleyecektir. Şunu da belirtmek gerekir ki, Antalya 2. Sulh Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyası istinaf edilmeksizin kesinleştiğinde veya istinaf edildiğinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinde, kira ilişkisinin olmadığına ilişkin mahkeme kabulünün yerinde olduğu kesinleşeceğinden, elbette ki davacının o kabul doğrultusunda el atmanın önlenmesi davası açmasında güncel hukuki yararının olduğu kesindir. Aksi durumun bölge adliye mahkemesince kabulünde ise olayda kira ilişkisinin olduğu netleşecektir. Sulh hukuk mahkemesinin kararının denetlenmesinde özetle, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği, sözleşmelerin birbirinin devamı olup olmadığı, tarafların davranışlarının sözleşmelerin devam iradesi olup olmadığı, birbirlerinin devamı niteliğinde olup olmadığı hususları da netleşecektir. Şu aşamada ise iş bu davanın açılmasında güncel korunmaya değer bir hukuki yararı yoktur.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır