Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/556 E. 2022/91 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/556
KARAR NO : 2022/91
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ: 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 14/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; muris …’in Almanya’da çalışmakta iken davalı kooperatife üye olduğunu ve aidatlarını ödediğini, davacının ablası …’in terekesinde bulunan kooperatif hissesi konusunda davalılara ulaşmak istemişse de ulaşamadığını ve haricen öğrendiği kadarıyla tasfiye halinde olan kooperatifteki murisin hissesinin de akıbetini öğrenemediğini, murisin ölümünden itibaren kooperatif tarafından mirasçılara herhangi bir bilgi verilmediğini, tebligatta yapılmadığını, kooperatif kayıtlarında da murisin Almanya’da yaşadığının kayıt altında olduğunu, Antalya Ticaret Sicili Kooperatif internet kaydına gönderilen Antalya 3. Noterliğinin 27.09.2021 gün ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep etmiş oldukları bilgi ve belgeler ile ilgili olarak PTT tebligat iade zarfı ile ulaşılamadığından taleplerine yanıt verilmediğini, davacı murisinin terekesinde bulunan davacının mirasçı olarak hak sahibi olduğu kooperatif üyeliği ve bu üyeliğin durumu hakkında; kooperatif üyeliğinin tespiti yönünden dava açılmasına gerek duyulduğunu ileri sürerek, davacı murisinin terekesinde bulunan davacının mirasçı olarak hak sahibi olduğu kooperatif üyeliği ve bu üyeliğin durumunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 01/12/2021 tarihli dilekçesi ile; İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı mirasçılık belgesinde 2019 yılında yurt dışından gelerek kaydı yapılmış, davacının ve murisin diğer kardeşleri tarafından hiç bilinmeyen, murisin bir oğlu olduğunun ortaya çıktığını ve davacının mirasçılık sıfatının olmadığının anlaşıldığını, bu durumda davacının taraf sıfatı kalmadığını beyanla, davacının taraf sıfatı kalmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Antalya 3. Noterliğine müzekkere yazılarak, 27/09/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ve tebliğ mazbatasının bir örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 19/02/2014 tarih, 2013/7596 Esas, 2014/1201 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler.” hükmünü, aynı Yasa’nın 640. maddesi “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.
Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.
Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.” hükmünü içermektedir. Bu düzenlemeler göstermektedir ki, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir.
Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar.
Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK’nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, dava açmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya onaylarının alınması ya da davayı açan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle …’in mirasçılık belgesinin sunulması sağlanarak davacılar dışında başka mirasçılar bulunduğunun tespiti halinde; iştirak halinde mülkiyette davanın tüm mirasçılar tarafından açılması ya da terekeye temsilci tayini kararı sunulması ve yine davayı açan vasiye vesayet makamınca verilmiş dava açmaya izin kararının sunulmasının temini gerekir. Mahkemece, davacı vasiye usulü eksiklikleri gidermek üzere HMK’nın 54/2. madde hükmü uyarınca süre verildiği halde dava açmaması ve dava açmaya izin kararını sunmaması, başka mirasçılar varsa davaya muvafakatlarının alınması için davaya dahil ettirilmemesi ya da diğer mirasçılarca davayı takip eden vekile vekaletnamelerinin sunulmaması ya da terekeye temsilcisi atanması için dava açmamaları durumunda 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır…” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı vekilinin beyan dilekçesi ekinde bulunan İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/11/2021 tarih … Esas, … Karar sayılı veraset ilamında 28/04/2010 tarihinde vefat eden muris …’in mirasçısının …olduğu, davacının mirasçı olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Dava şartları, karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde düzenlenmiş olup, husumet dava şartı olarak öngörülmüştür. Bu husus bir dava şartı olup, HMK 115 hükmü gereği, istinaf safhası da dahil, yargılamanın her aşamasında ve re’sen nazara alınmalıdır.Dava konusu somut olayda, Kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkin davanın mirasçı sıfatı olmayan davacı tarafından açıldığı anlaşılmakla aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın aktif husumet (taraf sıfatı) yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleşince istek aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır