Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/553 E. 2022/761 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/553 Esas
KARAR NO : 2022/761
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’dan ticari faaliyeti kapsamında beyaz ciro ile … Bankası … /… Şubesi ne ait … seri nolu … tarih ve … TL meblağlı çeki teslim aldığını, müvekkilin, … Caddesinde ki “…” isimli yerine araba alım satımı için gelen … de gelen … isimli kişi, bir ara müvekkilin müşterilerin araba bakması nedeni ile yazıhanesinden dışarı çıkması ve müşterilerin alacakları arabayı denemeleri için başında bulunduğu bir anı fırsat bilerek istirdadı istenen çeki ve bir miktar parayı alarak iş yerinden ayrıldığını, Müvekkil iş yerine döndüğünde davalının iş yerini terk ettiğini gördüğünü, Bir süre sonra ise çekmece de duran niza konusu çekin ve bir miktar paranın yerinde olmadığını görmüş ve davalıdan başkaca bir kişinin içeriye gelmediği için hemen kendisinden şikayetçi olduğunu, Hırsızlıkla ilgili olarak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası ile şikayette bulunduklarını çeki bertakrip olarak haksız ve kötüniyetli olarak ele geçiren davalı … tarafından daha sonraki süreçte aynı firmalar olan diğer davalı üzerinden Mersin …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ile icrai işlem yapıldığını, Müvekkilin davalı tarafa hiçbir borcu veya borç doğuran herhangi bir hukuki ilişkisi de olmadığını, Çekin arkasındaki cirolar aynı elden ve aynı kişi tarafından yapılmış ve ticari faaliyet adresleri de aynı olup tüm cirolar … tarafından yapıldığını, Davacı taraf, her ne kadar Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi nde (… esaslı) davasını açmış ise de bu dava açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalıların yedinde bulunan … Bankası … /… Şubesi’ne ait … seri nolu … tarihli ve … TL bedelli çekin istirdatı ile müvekkile teslimine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin adresi Adana olduğunu, davanın Adana Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, Davacının iddialarının hukuki dayanağı olmadığını, söz konusu çek müvekkil şirketin alacağı olduğundan borçlu ilgililer hakkında Mersin … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyadan çek keşidecisi ve ciranta borçlular hakkında icra takibi açıldığını, Davacının iddiaları gerçek dışı olduğunu, davacı ve dava dışı borçlu … söz konusu icra takibi ile ilgili menfi tespit davasını Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyadan açtıklarını, söz konusu dosyadan yargılamanın geldiği safha dikkate alındığında, gelen bilirkişi raporunda, davacıların borçlu olduğu anlaşıldığından, davacılar dava dosyasını takipsiz bıraktıklarını, davanın açılmamış sayılmasına kartar verildiğini, Müvekkil şirketin bahsedilen diğer davalı … ile ilgisi bulunmadığını, Davacı taraf önce çekte tahrifat olduğunu ileri sürdüğünü, bu hususun gerçek dışı olduğu anlaşılınca çekin çalındığı iddiasını ileri sürdüğünü, aynı davacı Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada, müvekkil şirketle ilgisi olmayan … ile olan hırsızlık iddiasından hiç bahsetmediğini, borçlu davacı ve … borçtan kurtulmak için müvekkil şirkete yönelik dava açtığını, Ayrıca davacının tanık dinletmesine muvafakatleri olmadığını, HMK. Hükümlerine göre iş bu davada tanık dinletilmesi usule aykırı olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın, öncelikle yetki yönünden daha sonra esastan reddine, ücreti vekalet ve masraflarında karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası getirtilmiş, … bankasına yazılan müzekkerelere ilişkin cevabi yazılar dosya arasına alınmış, davacı tanıkları dinlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haizdir.
İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir. Medeni hukukta bu dava gasp, çalınma veya zayi hâllerinde sadece kötü niyetli değil, iyi niyetli hamile karşı da açılmakta ise de, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama getirilmiş ve aynî haklardaki genel prensipten ayrılmak suretiyle, söz konusu davanın yalnızca kötü niyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu tür davalarda, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2000, s. 294).
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir. (Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas no: … Karar no : …; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas no : … Karar no : …)
Öte yandan taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil, itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. (Yargıtay … Hukuk Dairesi, … Esas ve … Karar sayılı ilamı). Çek istirdadına ilişkin davalarda taraf sıfatına (husumete) değinilmesinde yarar bulunmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi kapsamında çek istirdadı istemiyle açılacak davalarda husumet kural olarak çeki elinde bulunduran kimseye (hamile) yöneltilir. Başka bir anlatımla, çeki muntazam bir ciro zinciri ile elinde bulundurması nedeniyle şekli anlamda meşru hamil sıfatını haiz kimseler, kendilerine karşı, çekin iktisabında 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu oldukları iddiasıyla açılacak davalarda davalı olarak yer alırlar. Bu anlamda yeni hamilin çeki devraldığı kimsenin çeki iktisabındaki kötü niyetine veya ağır kusuruna dair iddia, çekin istirdadı istemine ilişkin olarak yeni hamile karşı açılan davada uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece yapılacak değerlendirmede nazara alınmaz. Bu tür davalarda uyuşmazlık, çeki elinde tutan hamilin çeki iktisabında kötü niyeti yahut ağır kusurunun mevcudiyeti noktasında toplanmakta olup yargılama, çekin istirdadını talep eden davacı ile çeki elinde bulunduran hamil arasında görülüp karara bağlanır.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacının beyaz ciro ile … Bankası … /… Şubesi ne ait … seri nolu … tarih ve … TL meblağlı çeki teslim aldığını ancak davalılardan …’ın hırsızlama yoluyla çeki aldığını ancak taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığının iddia edildiği, diğer davalı … A.Ş’nin çeke hamil olduğu, işbu çekten dolayı yapılan takibe itiraz nedeniyle görülen yargılamada alınan adli tıp raporunda çekin arka yüzündeki 2. ciranta imzasının …’a ait olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Böylelikle çekteki ciro zincirinde herhangi bir kopukluk bulunmaması nedeniyle davalı şirket, kanuna uygun olarak muntazam bir ciro zinciri ile 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi (6762 sayılı TTK m. 702) anlamında çekin yetkili hamilidir.
Davalı şirketin 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre hak sahipliğinin belirlenmiş olması karşısında, çeki istirdadına ilişkin talebin kabulü için davalı şirketin çeki iktisabında TTK’nın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı gerekmekte olup bu hususta ispat yükü davacı üzerindedir. Zira TTK’nın 792. maddesi içeriği itibariyle önceki hamilin elinden herhangi bir şekilde çıkan çeki iktisap eden yeni hamilin, TMK’nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli olduğunu kabul etmiştir. Kanuni karinenin aksi davalı şirketin kötüniyeti davacı tarafça ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer verilen gerekçelerle davalı şirketin ağır kusur ve kötüniyetinin ispatlanmadığı kanaati ile davalı … A.Ş yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın husumet nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … A.Ş yönünden ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden husumetten REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanuna göre alınması gerekli …-TL harcın peşin alınan …-TL’den mahsubu ile …-TL’nin kararın kesinleşmesinin ardından istek halinde davacıya iadesine
4-Davalı … A.Ş kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği …-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş’ye ödenmesine
5- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacıvekili Av. …’ın yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2022

Katip …
E İmzalı

Hakim …
E İmzalı