Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/552 E. 2023/129 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/552 Esas
KARAR NO : 2023/129
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı şirket … A.Ş. ile müvekkil banka arasında tanzim ve imza olunan Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmeleri’ne istinaden dava dışı şirkete … nolu ticarî kredi kartı, Çek Hesabı Açılış Sözleşmesine istinaden … numaralı hesap üzerinden çek defteri ve … nolu mevduat hesabı da açılmış ve kullandırıldığını, Davalı … ve … Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kefil konumunda olduklarını, Dava dışı şirketin bu ürünleri kullanımından doğan borcunu ödememesinden dolayı, borçluların hesabı kat edildiğini, iihtarname ve hesap özetlerinin davalılara gönderildiğini, süresinde borcun ödenmemesi üzerine önce dava dışı şirket hakkında Antalya Banka Alacakları … dosyası ile icra takibine geçildiğini, alacağın tahsil edilememesi sonucunda Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı kefiller hakkında Antalya Banka Alacakları’nın … Sayılı dosyası ile takibe geçilmiş, borçlular takibe, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davanın kabulü ile, … nolu kredi kartı, … nolu kredi kartı, … nolu tek hesaptan kaynaklanan borç sebebiyle borçluların itirazının iptali ile takibin devamına, Davalıların kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz neticesinde icra takibinin durmasına sebep olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, “Zarar doğduğu anda muaccel olur” prensibi gereğince icra inkâr tazminatına, takibin durduğu andan itibaren temerrüt faizi yürütülmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … başlatılan icra takibinin ödeme emri … tarihinde müvekkillerine tebliğ edildiğini, aynı gün müvekkillerinin icra takibine, borca, faize ve diğer ferilere karşı itiraz ettiklerini, İşbu ödeme emrinde müvekkillerinden 14.405,00 TL asıl alacak 40.152,26 TL kredi kartı 60.350,83 TL tek hesap, … TL Asıl alacak, 618,24 TL işlemiş faiz, 30,91 TL BMSV, 4.687,01 TL işlemiş faiz, 102,08 TL BMSV, 2.820,24 TL işlemiş faiz, 141,02 BSMV olmak üzere … TL toplam alacak tutarının ödenmesi talep edildiğini, takip dayanağı belge olarak ise sadece ”Genel kredi sözleşmesi kefil imza sayfası” isimli evrak sunulmuştur. davacı yan dava konusu icra takibinde asıl alacağın yanında 618,24 TL işlemiş faiz, 30,91 TL BMSV, 102,08 TL BMSV, 2.820,24 TL işlemiş faiz, 141,02 BSMV, 4.687,01 TL işlemiş faiz, olmak üzere 6 adet işlemiş faiz de talep ettiğini, Haksız ve hukuka aykırı bu talep kabul edilemeyeceğini, mahkemece reddi gerektiğini, Talep edilen asıl borç mevcut olmadığından herhangi bir faiz işlemesi de söz konusu olamaz. Bunun yanı sıra kabul manasına gelmemekle birlikte asıl borç olsa dahi alacaklı tarafından talep edilen belirli olmayan oranlarının faizin kaynağı ve kanuni gerekçesi de açıklanması gerektiğini, Bu durumda gerekçelendirilmemiş ve borçlu müvekkilce anlamlandırılamamış söz konusu belirsiz faiz oranlarına ve bu oranlar üzerinden yapılan hesaplama sonucu çıkarılan borca da itiraz ettiklerini, Davacı tarafça ayrıca alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edildiğini, mahkemece davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, ödeme emrine konu alacak kalemlerinin dayanak belge olmadan tarafımıza sunulması, ödeme emrinden borcun kaynağı ve kanuni dayanağının anlaşılamaması, müvekkillerin borçlarının bulunmaması, bulunsa dahi böyle bir miktarın mümkün olmaması ve sayın mahkemece takdir edilecek sebeplerle haksız ve hukuka aykırı icra takibine itirazımız haklı olup, takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu açık olan alacaklı-davacının mesnetsiz davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminat verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlular … aleyhine ….-TL toplam alacak için girişilmiş ilamsız icra takibi olduğu, davalılar tarafından … tarihinde takibe itiraz edildiği, itirazın üzerine takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak;”a. Dava dışı … Ticaret A.Ş.’nin … Bankası A.Ş. ile yaptığı Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ile buna bağlı olarak yapılan sözleşmeler kapsamında verilen ticari kredi kartı ve Ticari Kredili Mevduat Hesabı için, davalılar … ve …’in her birinin …,-TL sınırla müteselsil kefil oldukları,
b.Davalı …’in kullanımına açılan 40.000,-TL limitli … nolu kredi kartının, Hesap kesim tarihi … olan 10.469,83 TL tutarındaki ekstre borcunun ödenmemesi; dava dışı …’in kullanımına açılan … no’lu kredi kartının Hesap Kesim Tarihi … olan 30.117,76 TL tutarındaki ekstre borcunun ödenmemesi üzerine anılan kredi kartı borçlarına sözleşme hükümlerine uygun olarak davacı bankaca muacceliyet tanındığı,
c.Yukarıda sözü edilen kart alacaklarına bankaca muacceliyet verilmesi akabinde dava dışı firmanın ticari mevduat hesabına tanımlanan Ticari Kredili Mevduat Hesabının, faiz tahsilatları yapıldıktan sonra … itibariyle arz ettiği 58.266,45 TL’lık eksi bakiye için, yukarıda sözü edilen Ticari Kredi Kartları borçlarının muaccel olmasına bağlı olarak sözleşme hükümlerine uygun olarak muacceliyet verildiği,
d.Anılan banka alacakları konusunda gerek dava dosyasında yaptığımız araştırmalara, gerekse davacı banka nezdinde yaptığımız girişimlere rağmen davalılara hitaben düzenlenen ihtarnamelere ve buna ilişkin tebliğ şerhlerine ulaşılamaması nedeniyle, bu alacaklarla ilgili bir temerrüt tarihin tespitinin yapılamadığı, böylece temerrüt faizi işletilmesi gereken bir zaman diliminin belirlenemediği,
e.bu nedenle anılan banka alacakları için muaccel oldukları tarih ile Ödeme Emri tarihi olan … arasındaki dönem için sadece akdi faiz uygulaması yapılabileceği,
f.akdi faiz oranı tespiti konusunda … kredi kartları için dönemler itibariyle belirlediği maksimum faiz oranları çerçevesinde yaptığımız hesaplamalar sonucunda da;
f.a. … No’lu kredi kartı için hesapladığımız banka alacağının maksimum 12.991,75 TL,
f.b. … no’lu kredi kartı için hesapladığımız banka alacağının maksimum 37.494, 63 TL,
f.c. Ticari Kredili Mevduat Hesabı için hesapladığımız banka alacağının maksimum 69.535,99 TL,olmak üzere toplam … TL’sına baliğ olabileceği,
g.Ancak; bankaca yukarıda uyguladığımız maksimum faiz oranları yerine dava dilekçesinde de yer aldığı üzere, bu alacaklar için %18,60 oranında faiz uygulanarak toplam … TL’lık alacağın talep edildiği, bu bağlamda davacı … Bankası’nın … olan Ödeme Emri Tarihi itibariyle(Takip Talebinde tarih belirtilmemiştir.), davalılar … ve …’den dava dışı banka müşterisi … Ticaret A.Ş borçlarına olan müteselsil kefilliklerinden doğan toplam … TL alacağının bulunduğu,” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi …, … tarihli ek raporunda sonuç olarak; ” Davacı vekilince ibraz edilen belgelerin incelenmesinden;
a.Davalı …’e … tarihinde gönderilen ihtarnamede 21.553,60 TL’lık banka alacağına konu olan … numaralı Kredi Kartının ve davalı …’e … tarihli ihtarnameye konu olan 31.406,92 TL’lık banka alacağı ile … tarihinde gönderilen ihtarnameye konu olan 37.798,44 TL’lık banka alacağına konu olan … numaralı kredi kartının; … tarihli dava dilekçesine konu olan … numaralı kredi kartları ile aynı kartlar olmadığı, adı geçen davalılara gönderilen dava konusu … (…’in kullandığı) ve … nolu kredi kartına(…’in kullandığı) ait hesap özetlerinin ise ihtarname niteliğine haiz olmadığı, sadece rutin olarak gitmesi gereken ve zaten iş sözleşmede belirtilen adreslere rutin olarak gönderilen hesap özetlerine ait nüshaları olduğu(Kaldı ki bu hesap özetleri bankalarca zaten e-posta adreslerine ve özet bilgi olarak Kısa Mesaj yoluyla kullanıcıların telefonlarına da bilgi olarak gönderilmektedir.),
b.davalı …’e … tarihinde gönderilen … TL’lık alacağa konu ihtarname ile … tarihinde gönderilen ihtarnameye konu olan … TL’lık banka alacağının … no’lu Konut Finansmanı kredisine ait olduğu, bu kredinin de dava konusu olan … No’lu“Tek Hesap” adlı Ticari Kredili
c.Mevduat Hesabı ile ilgisi olmadığı, davalı …’e ise “Tek Hesap” konusunda gönderilmiş bir ihtarnamenin de itiraz dilekçesi ekinde yer almadığı, anlaşıldığından, yeni belgeler ibraz edilmediği sürece, … tarihli kök raporumuzda herhangi bir değişiklik yapmamız gerekmediği” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi …, … tarihli ek raporunda sonuç olarak; “Raporumuzun II/D- Davacı Banka Alacağının Yeniden Hesaplanması ve III- Özet Ve Sonuç bölümlerinde yapılan hesaplamalara ilişkin olarak ilave açıklama yapılmak suretiyle banka alacağının daha net bir şekilde ifade edilmesinin yaralı olacağı düşünülmüştür.
Bu değerlendirmelere göre davacı bankanın, … Tur. Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredi kartlarından ve Ticari Kredili Mevduat Hesabından doğan alacağı ile ilgili olarak Sözleşmenin müteselsil kefilleri olan … ve …’den Ödeme Emri Tarihi olan … itibariyle; kök raporumuzda da belirtildiği üzere; banka alacakları için muaccel oldukları tarih ile Ödeme Emri tarihi olan … arasındaki dönem için sadece akdi faiz uygulaması yapılabileceği, Ödeme Emri tarihi itibariyle toplam … TL tutarında alacağının bulunduğu, ancak; davacı banka tarafından yapılan takip talebinin … TL olması nedeniyle asıl alacağın bu miktarla sınırlı olması ve bu alacak için … Bankası’nın kredi kartları ile Kredili Mevduat Hesapları için … olan Ödeme Emri tarihi itibariyle belirlediği maksimum %22,68 TL oranındaki temerrüt faizi üzerinden takip talep faizi uygulanması gerektiği ” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; dava dışı … Ticaret Anonim Şirketi ile imzalanan … tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olan davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Davacı Banka ile dava dışı … Ticaret Anonim Şirketi arasında … tarihli …-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalıların sözleşme tarihinden sonra kullandırılaracak krediler için süresiz olarak ve …-TL limitle müteselsil kefil oldukları, Genel kredi sözleşmesi kapsamında yanı tarihli dava dışı şirket ile Şirket Katı Üyelik Sözleşmesi düzenlendiği, yine Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında Ticari Kredili Mevduat hesabının kullandırıldığı, takip konusu yapılan kredilerle ilgili davalılara takip tarihinden önce gönderilen ihtar ve tebliğlerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 Sayılı TBK 584.Maddesinde”Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki davalıların kefaletlerinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Bütün dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi rapor ve ek raporları da dikkate alındığında, davalıların kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olduğunun, davacı tarafın dava dilekçesinde taleplerinin … numaralı kredi kartları ve Ticari Kredili Mevduat Hesabından kaynaklı olduğunun anlaşılması ile mahkememizce esasa alınan bilirkişi raporunda belirtilen bedeller dikkate alınarak, davacı tarafın dava dilekçesinde belirlediği dava değeri ile taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Davacı banka takip talebinde dava konusu edilen kredi kartı ve kredili mevduat hesabı kredisi yönünden %18,60 oranında faiz talebinde bulunmuş olduğundan davacının talebi ile bağlı kalınarak hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine yönelik değerlendirmede: Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklindeki emsal içtihad doğrultusunda kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun kabulüne karar verilen borçlular aleyhine hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalıların Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; kredi kartı ve tek hesap yönünden …-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 18,60 faizi üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmolunan asıl alacağın %20’si tutarındaki 21.650,68-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 7.394,79.-TL harçtan peşin olarak alınan 1.021,60.-TL harcın mahsubu ile 6.258,85-TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.238,01.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 1.195,24-TL ilk dava masrafı, 1.021,60.-TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 2.216,84.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.360,00 TL nin DAVALILARDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı