Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E. 2022/509 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/550
KARAR NO : 2022/509
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten 03.03.2020 Tarihinde 1.849,01 TL bedel ile bilgisayar satın aldığını, alınmış olan bilgisayarın modelinin de ”…” olduğunu, söz konusu ticari satıma ilişkin e-Faturanın dilekçe ekinde olduğunu, müvekkilinin aldığı bilgisayarı yaklaşık olarak 2 ay süre ile kullandıktan sonra söz konusu bilgisayar anakart arızası verdiğini, bunun üzerine müvekkilinin bilgisayarı … servisine 489,00 TL ücret ödenerek gönderdiğini, ancak serviste 2 ay süre ile kalan bilgisayarın yapılamadan geri gönderildiğini ve söz konusu bilgisayarın halen de açılmadığını, müvekkilin almış olduğu bilgisayarın kronik olarak ayıplı olduğunun açık olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, söz konusu ayıplı cihazın değişimi veya bedelinin iadesi için davalı tarafla görüşüldüğünü ancak bir sonuç alınamadığını, müvekkile satılmış olan kronik ayıplı bilgisayarın bedelinin ve servise ödenilen bedelin taraflarına iadesi için iş bu davayı ikame etmenin zorunlu hale geldiğini beyan ederek; Ayıplı malın satım bedeli olan 1.849,01 TL ile servis onarım bedeli olan 489,00 TL’ nin toplam 2.338,01 TL’ nin, satım tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
Dava satın alınan diz üstü bilgisayarın ayıplı olduğu iddiası ile açılan satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde yer alan emredici hükme göre hâkim,sadece çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiye başvurabilecektir. Hâkim açısından “özel bilgi” ise, hukuk bilimi dışındaki belli bir bilim dalının araştırıp ortaya koyduğu sonuçlara ilişkin bilgi olarak anlaşılmalıdır.
Somut olayda bilgisayar incelemesi özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Mahkememizce dosya, bilgisayar mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; İncelemeye tabi Asus Marka Bilgisayarın BİOS Ekranının arızalı olduğu bununda bios çipseti veya bios güncellemesi yapılarak düzeltilebileceğine, bu ayıbın ilk başta ortaya çıkmayan sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olduğu, belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … HD’nin … Karar sayılı, 26/02/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere; Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK ve 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekir.
Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin (TBK ‘nun 207.maddesi) esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK’nun 23.maddesi). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/1 ve 1-c hükmü de uygulanacaktır.
Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır:
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanununun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenlemede “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” denilmektedir.
Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz derhal ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Eğer alıcı iğfal edilmiş, yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK 21/1-c. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için bu durumu bu süre içerisinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 21/1-c. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 223. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacaktır.
Alıcı ihbar külfetini yerine getirmiş ise zamanaşımı süresi içinde Borçlar Kanununun 227. maddesinde kendisine tanınan hakları dava yoluyla talep edebileceği gibi zamanaşımı süresi dolsa bile kendisine karşı açılan davada ayıptan doğan defi hakkını ve seçimlik haklarını ileri sürebilir. Bu halde artık alıcının ayıpları bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir. Zira bu suretle satıcı yasal olarak kendisine düşen bir sorumluluğu reddetmektedir.
TBK’nun 231.maddesine göre, satıcı daha uzun süre için kefalet etmemiş ise, satılanı ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile alıcıya teslimin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Somut olayda, bilgisayarın ayıplı olduğu, bu ayıbın da gizli ayıp olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Davacı tarafından bildirim yükümünün taraf bildirildiği de dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere ekteki kargo belgesi ve tamir ücreti havalesinden anlaşılmaktadır. Davacı satış bedelinin iadesini talep etmiştir. Yani, davacı, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemektedir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, bilirkişi raporu içeriği dikkate alınarak; davacının davasında haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Yine belirtmek gerekir ki; Davacı satın almış olduğu diz üstü bilgisayarı iade etmeden ödemiş olduğu satış bedeli için faiz talebinde bulunamaz. Bilgisayarın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay … HD., … K) Mahkememizce bu hususlar göz önüne alınarak karar verilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Dava konusu ”…” ın davalıya iadesi ile, ürün bedeli olan 1.849,01-TL ve servis ücreti 489,00 TL olmak üzere toplamda 2.338,01 TL’nin, dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 100,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 818,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 2.338,01 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, Tarafların yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır