Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2023/540 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/527
KARAR NO : 2023/540
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacının … tarihinde, yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte iken kendisine sürücü … sevk ve idaresindeki … hastanesine ait … plakalı hasta nakil aracı ile çarptığını, iş bu kaza nedeni ile davacının ameliyat olduğunu, bacağına platin takıldığını, 45 gün istirahat raporu verildiğini, ayrıca iş göremezlik raporu da verildiğini, kazaya sebebiyet veren davalıya ait aracın ZMMS poliçesi ile … … Şirketi tarafından yapıldığını, … limiti ile sınırlı olmak kaydıyla … şirketine tazminat talebinde bulunmalarına rağmen taraflarına tazminat ödemesinde bulunulmayacağının bildirildiğini, davacının tedavi ve hastane masraflarının davalılarca ödemesi gerektiğini, bedensel zararları dışında kaza sırasında yaşanan çarpma nedeniyle zihinsel olarak da geçici ve kalıcı zararları olduğunu, bu sebeplerle şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, … TL manevi tazminatın ise … şirketi hariç davalı araç sürücüsü ve araç işleteninden tahslini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, şirketin sorumluluğunun KTK ve poliçe genel şartları gereğince poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, kaza sonrası düzenlenen ve yaralamalı trafik kazası tespit tutanağında kazaya karışan aracın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüer hesaplama konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılmasını, şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, bu sebeplerle davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Anayasa’nın 125.maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevine girdiği için davaya görev yönünden itirazları olduğunu, davada husumetin … yöneltilmiş ve dava ile tebligatların … yapıldığını, ancak …kurumuna bağlı olup, taraf ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkil … Kurumuna yöneltilmesi gerektiğini, iş bu kaza nedeniyle davacı taraf kusurlu olduğu için tazminat şartlarının gerçekleşmediği ve dolayısıyla tazmin talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ve reddi gerektiğini, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunun asılsız olduğunu zira tutanağın yetkili görevlilerce tutulduğunu, bu sebeplerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının içerisinde hasta bulunan, hasta nakil aracı ile aracın ışıkları açık bir halde seyir halinde iken, davacının kazanın olduğu caddede, yolcu inmesi yasak olmasına rağmen otobüsten inerek, tramvay durağına doğru koşmak amacı ile aniden davalının kullanmakta olduğu aracın önüne fırladığını, bu süreçte davalının hız sınırına uygun bir şekilde aracı kullandığını, frene bastığını ancak davacı tarafın hızla yola fırlaması nedeni ile söz konusu kazanın gerçekleştiğini, zaten olay yerinde tutulan kaza tespit tutanağında davacı aslin kusurlu olarak yer aldığını, yaya asli kusurlu olduğundan dolayı herhangi bir maddi ve manevi tazminata hak kazanmadığını, davacının kendi kusuru nedeni ile kendisinin sebep olduğu maddi ve manevi zararları başkasının karşılamasını talep etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumun, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düştüğünü, bu halde; davalının olayın oluş şeklinde herhangi bir kusur yok iken, kendisinden bir tazminat istenmesi usul ve yasaya aykırı olup, aynı zamanda davacının kötü niyetli davrandığını da gösterdiğini, bu sebeplerle, davacının tam kusurlu olup, iddia edilen tüm maddi ve manevi zararlar kendi kusuru nedeni ile meydana geldiğinden açılan davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, refakata bir trafik bilirkişisi alınarak kaza mahallinde keşif yapılmış, mahkememize sunulan … tarihinde sunulan bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı … olayın meydana gelmesinde %62,5 oranında kusurlu olduğu,
Davalı … olayın meydana gelmesinde %37,5-(3/8) oranında kusurlu olduğu,
Davalı … plakalı aracın işleten malik sorumlusu olarak davalı sürücü …’ın yapmış olduğu kusur oranda motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi olarak davacının doğan zararında müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu,
Davalı … şirketi, kendi … poliçesi teminatı altında sigortalı olan … plakalı aracı kullanan davalı …’ın yapmış olduğu kusur oranında … sözleşme limiti dahilinde davacı tarafına maddi tazminat ödeme sorumluluğu olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda, kök raporunda bir değişiklik olmadığını, önceki rapordaki görüşlerini bildirmiştir.
Tarafların kusur oranlarının tespiti için dosya … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Sürücü …’ın %37,5(yüzde otuz yedi buçuk) oranında kusurlu,
Yaya …’nın %62,5(yüzde altmış iki buçuk) kusurlu olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize … tarihli rapor ve … tarihli raporlar sunulmuştur.
Mahkememizin … sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Antalya BAM … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için Mahkememize gönderilmesine karar verildiği, dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dosya çelişkilerin giderilmesi hususunda rapor tanzimi için … Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna gönderilmiş, … Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından hazırlanan … tarihli raporda özetle; “…. hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
… oğlu, … doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının;
A-) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında yapılan değerlendirmede;
Tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu,
B-) Olay tarihinde yürürlükte olan 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;
Gr 1 XII (32a————-1)A%5
E cetveline göre:%4.2(yüzdedörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı;
C-) Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği,
D-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,
E-) Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1(bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı hususunda rapor tanzimi için aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan … tarihli raporda özetle; “… tarihinde trafik kazası sonucu kaza tarihinde geçerli Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre %0 oranında sürekli , 9 ay geçici iş gücü kaybı ve 1 ay bakıma ihtiyaç duyan davacı …’nın ;
-Geçici iş gücü kaybından kaynaklanan talep edilebilir maddi zarar 2.184,14 (TL),
-Sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan talep edebileceği maddi zararı olmadığı,
– 1 aylık bakıcı gideri zararı 477,56 (TL) ve
– SGK dışı (yol, ilaç ve tıbbi malzeme katkı payı, hyjen malzeme vb.) zorunlu giderlerine bağlı zararı 337,50 (TL) olarak,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya talep edilebilecek maddi tazminat talebine ilişkin olarak aktüerya bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen … tarihli raporda özetle; “…Davacının iyileşme süresinin 9 ay olduğu, bakıcı ihtiyacı süresinin 1 ay olduğu, maluliyetinin bulunmadığı, gelirinin asgari ücretin 1,3579 katı olduğu ve kazanın meydana gelmesinde %62,5 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamalar neticesinde;
Sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığının;
Talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının SGK ödemeleriyle giderildiğinin;
Bakıcı gideri zararının ise 477,56 TL olduğunun hesaplandığı;
Yukarıda 3.4. no’lu başlıkta izah edilen gerekçeyle SGK dışı tedavi giderlerine ilişkin tarafımca görüş bildirilemediği ve bu zarar yönünden önceki raporu düzenleyen bilirkişinin tespitlerinin hükme esas almaya elverişli olup olmadığı hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönünde…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan maddi tazminat ile … şirketi dışındaki işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 54. maddesine göre, “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1.Tedavi giderleri. 2.Kazanç kaybı. 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
6098 s. TBK’nun 56/1. maddesine göre de, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Davacının maluliyet oranının hesaplanmasında kaza tarihi itibariyle hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği hususu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/03/2021 tarih 2020/7120 Esas 2021/2627 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal … Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” şeklinde açıkça belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, uygulanması gereken yönetmelik hükmünün yukarıda belirtilen emsal içtihat doğrultusunda kaza tarihi itibariyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümleri olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının talep edilen geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin yapılan değerlendirmede: Alınan maluliyet raporunda davacının iyileşme süresinin 9 ay olduğu, kalıcı iş göremezliğinin bulunmadığı bildirilmiş, davacının meydana gelen kazada %62,5 oranında kusurlu olduğu, SGK tarafından yapılan rücuya tabi geçici iş göremezlik ödeneğinin 8.732,15 TL dikkate alındığında geçici iş göremezlik tazminatının karşılanmış olduğu, kalıcı iş göremezliğinde bulunmadığı görülmekle maddi tazminat yönünden bu taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kusur oranı düşüldükten sonra bakıcı ihtiyacının olduğu 1 aylık süre için 477,56 TL bakıcı gideri ile 337,50 TL tedavi gideri yönünden talepte bulunabileceğinin kabulü ile toplam 815,050 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan kaza tarihinden, davalı …A.Ş. ‘den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davacının kaza tarihindeki yaşı, davacının kusuru, davalı sürücünün kusuru, manevi tazminatın amacı, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü kısmen reddi ile 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE;
Buna göre; 477,56 TL bakıcı gideri ve 337,50 TL tedavi gideri olmak üzere toplam … TL maddi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan kaza tarihinden, davalı … Şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,
Maddi tazminat yönünden;
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 55,68 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 34,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,52 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince kabul edilen değer dikkate alınarak 815,05 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen değer dikkate alınarak 815,05 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat ve bilirkişi giderlerinden ibaret toplam 7.705,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 628,54 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı tarafından dava açılırken yapılan 34,16 TL ilk dava masrafının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflarına İADESİNE,
Manevi tazminat davası yönünden;
10-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.110,04 TL harcın davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
12-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE,
13-Davacı tarafından yapılan 256,16 TL ilk dava masrafının davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
14-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflarına İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır