Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. 2022/607 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/524
KARAR NO : 2022/607
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkilinden megaligt afiş, fiyer ve foreks tabela sipariş ettiğini, müvekkilince hazırlanan bu siparişlerin davalı tarafa fatura düzenlenerek teslim edildiğini ve teslim edilen afilerin Antalya’nın çeşitli bölgerinde bulunan billboardlarda yerini aldığını, bu yapılan işe istinaden davalı adına megalight afiş bedeli için 10.01.2020 tarihli … nolu 9.558,00 TL bedeli, foreks tabela için 12.02.2020 tarihli … seri nolu 318,80 TL bedelli, flyer için 19.03.2020 tarihli 046757 seri nolu 295,00 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, sipariş teslimi gerçekleştirildikten sonra müvekkili tarafından davalı tarafla defalarca iletişime geçilmesine rağmen her defasında ödemelerin ertelenek ödenmediğini, müvekkilince 05.012021 tarihinde mutabakat mektubu düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafça bir itiraz edilmemesine rağmen ödemede yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafça haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, davaya konu alacağın likit bir alacak olduğunu, açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır. Her ne kadar davalı icra dosyasına vekil aracılığı ile itirazda bulunmuş ise de mahkememizce asile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Çünkü, vekilin umumî vekâletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmış olmaz. Bu itibarla bir davada vekilin temsil yetkisinin olup olmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır (Yargıtay 15. HD., 02.11.2004 T., 2004/2041-5550 sayılı kararı; Yargıtay 9. HD., 18.09.2013 T., 2011/25392 E., 2013/23002 K.; Yargıtay 22. HD, 23.06.2020 T, 2017/29927 E., 2020/7453 K.; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. HD., 2019/794 E., 2019/888 K; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 29/12/2017 T, 2017/1262 E., 2017/1552 K.) Bu nedenle, davalı vekilinin 28/02/2022 tarihli dilekçesi ile bu yöne isabet eden itirazları yerinde değildir.
C.CEVAP:
4.Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; ilgili icra dosyası, uyap üzerinden dosyaya kazandırılmıştır.
8.Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ara karar kurulmuştur.
9.HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
10.03/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacı Şirketin Ticari Defter Kayıtlarına göre;
1- Davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020 yılı Yevmiye Defterinin açılış ve kapanış tasdikleri kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı,
2- Takdiri ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere bu haliyle Davacının 2020 yılı Yevmiye Defterinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı,
3-Davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarında Davalıya ait muavin carisini 120.01.0016
hesap kodundan takip ettiği,
4- Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak Davacının ticari defter kayıtlarına işlendiği,
5- Davacı tarafça Davalı şirket adına düzenlenen faturalardan Ba-Bs beyan limitinde olan faturaların Davacının Bs beyanında yer aldığı,
6- Davacı şirketin 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacı şirketin Davalı şirketten 10.171,60 TL alacaklı olduğu gözüktüğü,
Davalı Şirketin Ticari Defter Kayıtlarına göre;
1- Antalya Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü 4350510193 vergi kimlik numaralı mükellefi Güney Fen Bilileri Dershanesi Anonim Şirketi firmasının incelemeye konu
2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin mali müşaviri SMMM …’nin beyanına göre 2020 yılı ticari defterlerinin manuel kağıt ortamında tutulduğu, 2021 yılı ticari defterlerinin ise e-defter olarak elektronik ortamda tutulduğu beyan edildiği, manuel ortamda tutulan 2020 ticari defterlerinin kendisinde olmadığı, ancak bilgisayar sisteminde kayıtların yer aldığı beyan edildiği,
2- Davalı şirketin 2020 yılı kağıt ortamında tutulan ticari defterlerinin şirket mali müşavirinde bulunmadığından dolayı defterlerin tasdik bilgilerinin tespit edilemediği, ancak şirket mali müşaviri SMMM …’nin ofisinde yer alan bilgisayar kayıtları üzerinden kaydi işlemlerin incelenerek kontrol edilebildiği,
3- Davalı şirketin şirket mali müşavirinin bilgisayar kayıtlarında yer alan 2020 yılı ticari
defter kayıtlarında Davacıya ait muavin carisini 320.01.0005 hesap kodundan takip ettiği,
4- Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak Davalının ticari defter kayıtlarına işlendiği,
5- Davalı şirketin 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre
Davalı şirketin Davacı şirkete 19.03.2020 tarihi itibariyle takip ve dava konusu faturalardan kaynaklı herhangi bir borcunun olmadığı görüldüğü,
6- Ancak Davalı şirketçe cari hesap muavininde yer alan ödemelere ilişkin tarafıma herhangi bir tediye makbuzu, banka dekontu veya başkaca bir ödeme belgesi ibraz edilemediği,
7- Davalı tarafça Davacı şirketin cari hesap muavininde yer alan ödemelere ilişkin herhangi bir tediye makbuzu, banka dekontu veya başkaca bir ödeme belgesi ibraz edilmemesi
halinde cari hesabın kayden kapatıldığı sonucu ortaya çıkacağından, bu durumda Davalı şirketin Davacı şirkete takip tarihi itibariyle 10.171,60 TL borçlu olduğu sonucuna
varılacağı” hususları belirtilmiştir.
11.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
12.Mahkememizce bilirkişi raporunda da belirtildiği şekilde, davalı vekiline, 2020 yılı kağıt ortamında tutulan ticari defterlerini sunması için tebligat yapılmış ve usulüne uygun kesin süre verilmiştir ancak anılan defterler sunulmamıştır.
13.Bilirkişi raporunda, davacı tarafça davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak Davalının ticari defter kayıtlarına işlendiği açıkça belirtilmektedir. Davalı ticaret şirketidir ve tacirdir. Her ne kadar davalı vekili teslim konusunda ve ispat külfeti konusunda davacıya külfetin düştüğünü beyan etmekte ise de; Hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır. (Yargıtay HGK., 14/05/2019 Tarih, 2017/19-823 E. 2019/553 K.; Benzer, Gaziantep Bam 11. HD., 2018/1769 Esas, 2020/342 Karar) Davalı bu şekilde bir ispat ve delil gösterme faaliyetinde bulunmamıştır.
14.Bilirkişi raporunda, Davalı şirketin 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre
davalı şirketin davacı şirkete 19.03.2020 tarihi itibariyle takip ve dava konusu
faturalardan kaynaklı herhangi bir borcunun olmadığı görüldüğü, ancak davalı şirketçe cari hesap muavininde yer alan ödemelere ilişkin tarafıma
herhangi bir tediye makbuzu, banka dekontu veya başkaca bir ödeme belgesi ibraz
edilemediği, davalı tarafça davacı şirketin cari hesap muavininde yer alan ödemelere ilişkin herhangi
bir tediye makbuzu, banka dekontu veya başkaca bir ödeme belgesi ibraz edilmemesi
halinde cari hesabın kayden kapatıldığı sonucu ortaya çıkacağı hususları da belirtilmiştir. Ticari defterlerdeki kayıtların dayanak belgeler ile de doğrulanması gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2017/5491 Esas, 2018/5733 Karar) Davalı vekili, dosyaya, ticari defterlerindeki borcu söndüren ödemelerin dayanak belgelerini sunmamıştır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, borç kayıtlarının kayden kapatıldığı sonucuna mahkememizce varılmıştır.
15.Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu içeriği, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının davalıdan 10.171,60 ₺ (TL) alacaklı olduğu sonucuna varılmakla, davanın kabulüne, itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili, duruşmalara katılmadığından, son celse mazeretin reddine karar verilmiştir ve basit yargılama usulü, usul ekonomisi gereği hüküm vermeye engel bir durum görülmemiştir.
16.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
17.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı, e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
18. Bunun yanında, Takip konusu alacağın faturaya dayanması karşısında alacak belirlenebilir (likit) olup davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekir. (Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamı).
19.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, hükmolunan miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 2.034,32 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 173,71 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 521,11 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 233,01 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 867,50 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333);12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. ..ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır