Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2023/274 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/523 Esas
KARAR NO : 2023/274
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 05/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, … numaralı ve … tarihli fatura ve cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin vermiş olduğu forklift onarım bedeli hizmetine karşılık davalının 50.000,00 TL borcu bulunduğunu, davalının malları almasına rağmen bedelini müvekkiline ödemediğini, birçok kez sözlü uyarıda da bulunduklarını buna rağmen de davalının borcunu ödemekten kaçındığını bunun üzerine Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, davalının borca itiraz dilekçesinde fatura, irsaliye ve içeriklerine itiraz etmiş ise de bu itirazın süresinde olmadığını, faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağını davalının itirazının kötü niyetli olduğu belirterek, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin devamını ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının söz konusu faturaya konu onarım hizmetinin müvekkili şirkete sunulmadığını, taraflar arasında faturaya konu onarım-bakım hizmetinin gerçekleşmediğini, bu sebeple taraflar arasında ticari ilişkinin doğmadığını, söz konusu iddialarına dayanak olarak müvekkili şirket ile davacı arasında … tarihinde akdedilen … Yapım sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin herhangi bir maddesine göre Forklif tamir – onarım bakımına ilişkin ibarenin bulunmadığını, bu sebeple dava konusu faturaya ilişkin ticari ilişkinin doğmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili aleyhine icra takibine girişmesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, taraflar arasında yapılan tek akdi ilişkinin … yapım sözleşmesi olduğunu belirterek, davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi ile, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası yönünden itirazın iptaline istemine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı … Limited Şirketi tarafından, borçlu … Limited Şirketi aleyhine 50.000,00.-TL toplam alacak için girişilmiş ilamsız icra takibi olduğu, borçlunun … tarihinde takibe itiraz ettiği, takibin durdurulması üzerine yasal 1 yıllık sürede eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; ” dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tarafların sunduğu ticari defterlere dayalı olarak yapılan inceleme neticesinde,
1-Taraflar arasında dava / takip konusu e – arşiv faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olarak yer aldığı, ve bağlı vergi dairesine beyanlarının yapılı olduğu, tespit edildiği,
2-Tarafların ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, defterlerinin birbirini doğruladığı, HMK. 222/2. maddesine göre 2020 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine ve aleyhine davalarda delil vasfına haiz olduğu kanaatine varıldığı,
3-Davacı tarafın ticari defterlerinde takipte talep ettiği, 50.000,00 TL asıl alacağının kayıtlı olarak yer aldığı,
4-Davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıdan … alacağının kayıtlı olarak yer aldığı,
5-Davacının dava / takip tarihi itibariyle faiz talebinin bulunmadığı, takip tarihinden itibaren talep edilen %9 yasal temerrüt faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesap edilebileceği” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; eser sözleşmesinden kaynaklı oluşturulan faturadan davalının borcunun bulunup bulunmadığı, takas mahsup def’i nin yerinde olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Fatura tek başına bir sözleşme olmayıp akdin ifasını gösteren bir belge niteliğindedir. Faturaya dayalı bir borcun varlığı öncelikle temel borç ilişkisinin varlığına bağlıdır. Faturayı tanzim eden ve tanzim alan arasında böyle bir borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki sonuç doğurması da söz konusu olmayacaktır.
Kural olarak sözleşmeye konu mal veya hizmeti sözleşmeye uygun olarak yapıp teslim ettiğini ispat külfeti davacıya aittir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 222. maddesine göre, her iki tarafın ticari defterleri incelenmiş, bilirkişi raporları ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takibe konu faturaların defter kayıtlarında yer aldığı ve vergi dairsine beyanlarının yapıldığı davalı defterlerinde …-TL borcun, davacı defterlerinde 50.000,00-TL alacağın kayıtlı olduğu, ancak davalı defterlerinde … nolu, … vadeli …-TL bedelli çekin 10 mart ve 30 mayıs tarihlerinde iki defa davacı adına borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraf bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile takas mahsup def’inde bulunmuştur.
Takas; TBK.’nın “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi Bölümünde 139 ile 145. maddeleri arasında ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; 2 kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları bakımından aynı türden malı bir birine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise, taraflardan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Takas bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu hak, tek taraflı, şekle bağlı olmayan, varması gerekli bir irade beyanına ve şarta bağlanmadan kullanılır. Takasın geçerli olması için karşı tarafın kabul veya onayına gerek yoktur. Takas hakkının kullanılması, borcu sona erdiren durumlar arasında düzenlenmektedir. Takasın dava sırasında ileri sürülmesi usul hukuku bakımından, geniş anlamda bir def’i niteliğindedir. Davalı davadan önce takas beyanında bulunduğu iddiasını cevap dilekçesinde ileri sürmelidir. Takas defi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının başladığı ana kadar bildirilebilir. Aksi takdirde savunmayı genişletme yasağı söz konusudur. İlk defa davada ileri sürülen takas, diğer savunmaların tabi olduğu hükümlere tabidir. Buna göre davalının takas def’ini cevap dilekçesinde bildirmesi gerekmekte olup bu aşamadan sonra yapılan takas def’i savunmayı genişletme olarak kabul edilmektedir. Ancak davacı bu duruma karşı koymaz ise esasa cevap süresi içinde bildirilmeyen takas def’i mahkemece dikkate alınmalıdır.
Mahsup; Bazı sebepler dolayısıyla bir alacak miktarında indirim yapılmasını ifade eder. Alacak miktarından indirilecek değer bir karşı alacak değildir. Burada sadece alacağın net miktarının bulunması için yapılan bir hesap işlemi bulunmaktadır.
Takas ve mahsup kavramları yönünden hukuki nitelik açısından ayrıma gidildiğinde; takasın bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğu, mahsubun ise yenilik doğuran bir hakkın kullanılması olmayıp, alacağın kapsamını etkileyen durumlara ilişkin bir “itiraz” teşkil ettiği söylenmelidir. Diğer bir ayrım ise, etki doğurmalarına ilişkin olmaktadır. Takasta geçmişe etkili olarak sona erme hali mevcuttur, bu halde sona erme irade beyanına bağlı gerçekleşmektedir. Mahsupta ise, alacak miktarı mahkemenin vereceği kararın kesinleşmesiyle hukuk alanında etki doğurmaktadır. Son bir ayrım bağlantı hususuna ilişkin olmaktadır. Mahsup edilen kazanım ile alacak aynı hukuki ilişkiden doğduklarından veya aynı konuya ilişkin olduklarından oranlarında sıkı bir bağlantı işin doğası gereği bulunmaktadır. Takasta ise, mahsuptaki gibi sıkı bir bağlantı olmadığı gibi böyle bir bağlantıya gerek de yoktur.
Doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre takas veya mahsup talepleri için ayrı bir dava açılmasına gerek yoktur.
Yukarıdaki açıklamalar, maddi ve hukuki durum ışığında, davalının cevap dilekçesinde takas – mahsup talebini ileri sürmediği, -kaldı ki cevap dilekçesinin de süresi içerisinde sunulmadığı- bilirkişi rapor alındıktan sonra bu talebini ileri sürdüğü, davacının da bu talebe karşılık itirazlarını … tarihli beyan dilekçesinde belirlediği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı taraf süresi içinde söz konusu savunmayı yapmamış olup, mahkememizce bu talebi değerlendirmeye alınmamıştır.
Öte yandan davalı taraf taraflar arasında ticari ilişki olduğunu ancak takibe konu faturanın forklift onarım bedelinden kaynaklı olduğunu, taraflar arasında bu yönde bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı savunmasında bulunmuş ise de; İcra dosyası içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacı alacaklı icra takibini faturaya istinaden başlatmış, borçlunun vaki itirazı üzerine eldeki dava açılmış olup, itirazın iptali davaları niteliği itibari ile icra dosyasına ve bu dosyada sunulan takip dayanağı belgeler ile ödeme emrine sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın takip ve dava konusu yapılan fatura ile sınırlı olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 21.06.2019 tarih, 2018/1391 Esas, 2019/3997 Karar) Tebliğ edilerek davalının ticari defterlerine kayıt edilen fatura içeriğinin süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, bu nedenle tarafların faturada belirtilen bedelle sözleşmesi ilişkinin kurulduğu ve davacı satıcının edimini ifa ettiği anlaşılmıştır.
Özellikle dava konusu faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olması ve BA formu ile Vergi Dairesine bildirilmiş olması nedeniyle teslim ve hizmet olgusunun ispatlanmış olduğunun kabulü gerekmiştir. Netice itibariyle alacağın varlığının ispatlandığı kanaati ile, itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Takibe ve davaya konu alacak, tarafların defterlerinde de kayıtlı olup, faturadan kaynaklı alacak likit nitelikte olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatının koşulları mevcut olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile 50.000,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmolunan asıl alacağın %20’si tutarındaki 10.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.415,50.-TL harçtan peşin olarak alınan 603,88.-TL harcın mahsubu ile 2.811,62-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 671,68.-TL ilk dava masrafı, 755,50.-TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.427,18.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. … yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/05/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı