Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/499 E. 2021/763 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/499 Esas
KARAR NO : 2021/763
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın ekte sundukları faaliyet belgesinden de anlaşılacağı üzere, belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda homojenize gıda müstahzarları ve diyetetik ürünlerin perakende ticareti diğer paramedikal insan sağlığı hizmetleri alanlarında faaliyet göstermekte olduğunu, davalı … Bitkisel İlaç………San. Ltd. Şti.’nin bitkisel ilaç ve kozmetik sanayi alanında faaliyet göstermekte olup, yetkilisi ve ortağının … olduğunu, müvekkilini bu doğrultuda, faaliyet gösterdiği alan içerisinde kulllanmak üzere, bitkisel yağ ve ürünler yaptırmak ve satın almak amacıyla davalı şirket ile iletişime geçtiğini, yapılan görüşmeler neticesinde, davalı firma tarafından müvekkilinin talep ettiği ürünlerin üretilmediği, ancak müvekkili ile birlikte yapılacak yatırım ile ürünlerin üretilebileceğinin belirtilmesi üzerine, 02/09/2019 tarihinde, müvekkilinin bildirilen davalı …’e ait hesaba ortak bedeli açıklamalı olarak 75.000,00 TL gönderdiğini, aynı gün ortaklık bedeli şeklindeki açıklamanın firma açısından uygun olmadğı gerekçesi ile para iade edilerek müvekkiline gönderilen mesaj ile ürün yaptırım bedeli açıklamalı olarak gönderilmesi gerektiği belirtildiğini, ancak gönderilen bedel sonrasında, müvekkilinin talep ettiği ürünlerin hiçbirinin teslim edilmemiş ve bu doğrultuda müvekkili ile iletişime dahi geçilmediğinini, bu sebeplerle müvekkilinin ödemiş olduğu 107.500,00 TL bedelin tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na, Ticaret ve Sanayi Odası’na ve Vergi Dairesine müzekkere yazılmış ve müzekkere cevapları celp edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava Ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı hususu düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda dava; temizlik işleri ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı Belediyenin açmış olduğu temizlik ihalesini aldığı ve davacı belediye tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve yıllık alım, satım ve toplam hasılat miktarlarının tacir düzeyinde olmadığı , davacının esnaf olduğu anlaşılmakla, yukarıda yazılı emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere her iki tarafın tacir olmadığı, yalnızca davalı şirketin tacir olduğu davacının tacir olmadığı, sadece davalının tacir olması, taraflar arasındaki ihtilafın da ticaret mahkemesinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle, davaya bakma görevinin mahkememize ait olmayıp, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır