Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2021/764 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/498 Esas
KARAR NO : 2021/764
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 22/09/2018 tarihli sözleşme uyarınca … Lojmanlarının kapı, pencere ve doğramaları, mutfak ve banyo döşeme kaplamaları, ıslak hacimler, iç-dış cephe vb. yenilenmesi işinin mekanik işçiliğinin yapılması konusunda davalı taraf ile anlaşıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklı edemini zamanında yerine getirmediği gibi edimini eksik ve ayıplı bir şekilde ifa ettiğini, davalı tarafından yapılması gereken işin temini amacıyla müvekkili lehine 20.000,00 TL bedelli senedin keşide edildiğini, davalının sözleşme konusu edimini sözleşmede kararlaştırılan şekliyle yerine getirmemesi sebebiyle, müvekkili tarafından iş bu alacağının bir kısmının tahsili amacıyla Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu sebeplerle, takibin kaldığı yerden devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na, Ticaret ve Sanayi Odası’na, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve Vergi Dairesine müzekkere yazılmış ve müzekkere cevapları celp edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı hususu düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda dava; temizlik işleri ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı Belediyenin açmış olduğu temizlik ihalesini aldığı ve davacı belediye tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
Vergi dairesine, esnaf odasına ve ticaret odasına yazılan müzekkere cevapları incelendiğinde davalının hiç bir işletmeyi kendi adına işletmediği dolayısıyla tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, davacının talebinin eser sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin olduğu, davacı şirket tacir olsa dahi davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 18/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır