Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/483
KARAR NO : 2023/124
DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket aleyhinde karşı tarafça hakem heyetine başvurulmuş olup Antalya Merkez İl Hakem Heyeti tarafından verilen … Karar Nolu … tarihli karar ile davacı şirketin karşı tarafa … TL borçlu olduğuna karar verilerek iş bu kararın ilamlı icra takibine konu olacağını, ne var ki iş bu karar her yönüyle usul ve yasaya aykırı olup bu nedenle itirazlarının kabulü gerektiğini, davalı tarafça iş bu Hal Hakem Heyeti kararına konu edilen alacağın ticari nitelikte bir alacak olup, 5957 sayılı kanun kapsamında bulunmadığını, bu nedenle Hal Hakem heyetinin görevsiz olduğunu, verilen kararın iptali gerektiğini, davacı şirketin adresinin … olduğundan İstanbul (Çağlayan) İcra Müdürlüklerinin yetkili bulunduğunu, bu davada bir an için Hal Hakem Heyetinin görevli olması halinde dahi yetkili Hal Hakem Heyetinin İstanbul Hal Hakem Heyeti olup, Antalya Hal Hakem Heyeti yetkili olmadığından bahisle de işbu kararın bu yönüyle de hukuk aykırı olduğunu, ayrıca ticari alacaklar için arabuluculuk dava şartı olup, iş bu başvurunun arabuluculuk dava şartı yokluğundan da reddi gerekirken dava şartı gözetilmeksizin verilen kararın bu yönüyle de hukuka aykırı bulunduğunu, davacı şirket hakkında İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyada … tarihinde saat:15:30’da geçici mühlet kararı verildiğini, kesin mühletin sona erme tarihinin … tarihi olduğunu, son olarak mahkeme tarafından işbu süreye ek olarak 6 ay uzatma mühleti de verilmiş olup dava tarihinde bu sürenin dolmadığını, bu kararla birlikte konkordato kesin mühletinin sona erme tarihinin … tarihine dek uzatıldığını, aleyhe hususları ve borcu kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla karşı tarafın başvuruya konu ettiği faturaların konkordato tarihinden önceki tarihe ait bulunduğunu, bu itibarla karşı tarafın konkordato projesine başvurması gerekirken, hukuka aykırı yöntemlerle müdürlüğünüze başvuruda bulunması kanuna ve mahkeme kararına aykırı olup işbu kararın bu yönüyle de iptali gerektiğini, başvurucu tarafın söz konusu malları davacı şirkete teslim etmediğini, bu nedenle davacının karşı tarafa borcu bulunmadığını, hal böyle iken iş bu başvurunun bu yönüyle de reddi gerektiğini, teslim olgusunun yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, tüm hususlar bir arada değerlendirildiğinde, somut olayda ispat yükü üzerinde olan karşı tarafın işbu alacak iddiasını ispat edemediğinden açıklanan nedenlerle söz konusu Antalya Merkez İl Hakem Heyeti tarafından verilen … Karar Nolu … tarihli karara karşı itirazlarının kabulü ile işbu kararın iptaline yahut kaldırılmasına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Mahkemece dosyaya yatırılması yasal zorunluluk olan teminatın belirlenerek davacıya teminatı yatırmak üzere süre verilmesine, verilen sürede teminat yatırılmaz ise davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama konusunun 5957 sayılı yasa gereğince verilen karara itiraz olduğunu, 5957 sayılı yasanın 10/5’inci maddesinde “Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir.” hükmü düzenlendiğini, anılan madde hükmünde düzenlenen itiraz süresinin kesin, hak düşürücü süre olduğunu, itiraz eden yasal süre olan 15 gün içinde itiraz edilmediğinden itirazın süre yönünden reddi gerektiğini, ayrıca yetki yönünden itirazların yasaya aykırı, haksız ve yersiz olduğunu, itiraz edenin sebze-mevye satın almadığı yönündeki iddiasının gerçeğe aykırı bulunduğunu, itiraz eden, itiraz edilenden uzun yıllardır sebze- meyve alımı yaptığını, yapılan her alım sonunda fatura düzenlenerek itiraz edene teslim edildiğini, itiraz edenin en son olarak … tarihinde ürün almış, alıma ilişkin … tarih, … nolu, 53.362,90-TL.lık E-Fatura, … tarihinde ürün almış, alıma ilişkin … tarih, … No.lu 64.350,77-TL.lık E-Fatura olmak üzere toplam …-TL.lık 2 adet fatura düzenlenerek itiraz edene gönderildiğini, itiraz edenin faturaları aldığını ve herhangi itirazda bulunmadığını, itiraz eden, davacıdan ürün satın almış olması nedeniyle ürün bedelini ödemekle yükümlü bulunduğunu, itiraz eden ise aldığı ürünün bedelini ödemediğini, Hal Hakem Heyeti yaptığı araştırma ve inceleme sonucunda itiraz edenin borçlu olduğunu belirleyerek karar verdiğini, verilen kararın hukuka, yasaya uygun ve yerinde olduğunu, itiraz eden, borcunu ödememek ve alacağı sürüncemede bırakmak için haksız ve kötüniyetli olarak itirazda bulunduğunu, öncelikle yasal zorunluluk nedeniyle itiraz edenin yargılama giderlerini karşılamak üzere teminat yatırmak üzere kesin süre verilmesine, yasal sürede teminat verilmez ise itirazın usul yönünden reddine, hukuka, yasaya aykırı, haksız, yersiz ve kötüniyetli itirazın reddine, yargılama giderlerinin itiraz edene yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Antalya Merkez İl Hakem Heyetinin … tarihli … Karar nolu Hakem kararı istenmiş, gelen yazı cevabı ve ekleri dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında: … tarihli oturum 4 nolu ara karar gereği bir mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve belgelerinin uyuşmazlığa ilişkin incelenmesine karar verilmiş, davacının ticari defterlerine ilişkin rapor tanzimi için dosya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, davacı tarafın defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle inceleme yapılamamıştır.
… tarihli oturum 4 nolu ara karar gereği davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tanzimi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Davalı şirket vekili tarafından dosya kapsamına bildirilen Şirket Mali Müşaviri SMMM …’in … adresinde Davalı şirketin 2019 yılı ticari defter kayıtları üzerinde dava konusu hususla sınırlı olmak üzere yerinde yapılan tetkik ve incelemelerde;
« Antalya Kaş Vergi Dairesi Müdürlüğü … vergi kimlik numarasında kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi Davalı … Ltd.Şti.’nin incelemeye ibraz ettiği 2019-2020 ve 2021 yılı ticari defter kayıtlarını | Seri No lu Elektronik Defter Tutma Genel Tebliğ uyarınca elektronik ortamda (e-Defter) tuttuğu, bu hususla ilgili Mali Mühür, E İmza, Berat ve Elektronik Sisteme sahip olduğu,
« Davalı tarafın 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerinin TTK’na göre usulüne uygun tutulduğu,
* Takdiri ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı,
« Davalının 2019-2020-2021 yılı ticari defter kayıtlarında Davacıya ait carisinin muavin kaydını … hesap kodundan takip ettiği,
« Davalının 2019-2020-2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davalı ile Davacının açık cari hesap çalıştığı, moda mod ödemeler olmadığı,
* Yukarıda yer alan muavin kaydından da ileceği üzere Davalının … yılı ticari defter kayıtlarına göre Davalının Davacıdan Antalya Merkez İl Hal Hakem Heyetine müacaat tarihi olan … tarihi itibariyle … TL Asıl Alacaklı Olduğu gözüktüğü,
* Söz konusu alacak bakiyesinin Antalya Merkez İl Hal Hakem Heyeti tarafından verilen … tarih ve … Karar Nolu Kararda yer alan faturalardan ziyade açık cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı,
* Antalya Merkez İl Hal Hakem Heyeti tarafından verilen … tarih ve … Karar Nolu Kararda Davalının Davacıdan … TL Alacaklı olduğuna karar verildiği, talep edilen diğer hususlarla ilgili takdir ve değerlendirmelerin Yüce Mahkemenize ait olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, Hal Hakem heyeti kararına itiraza ilişkindir.
Dava, 30/10/2018 tarihinde 5957 sayılı Kanunun 10/5. maddesi gereğince görevli ve yetkili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
Hal hakem heyetleri esas olarak il merkezlerinde kurulur. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kararı ile ilçelerde de, hakem heyeti kurulması mümkündür(5957 sayılı Kanun m. 2/1-a ve m.10/1; Yönetmelik m. 3/1-a ve m.4/1). Hal hakem heyetleri, üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmakla görevli ve yetkilidir. 5957 sayılı Kanun 14. maddesi dışındaki tüm uyuşmazlıklar, hal hakem heyetinin görev ve yetkileri kapsamındadır. Kanunun 14. maddesinde öngörülen idari para cezaları, hakem heyetlerinin görev ve yetkilerine dahil değildir. Değeri 56.018,27 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Söz konusu uyuşmazlıkların, kanunda belirlenen para miktarının altında olması durumunda, hal hakem heyetine intikal ettirilmesi kanuni zorunluluktur (5957 sayılı Kanun m. 10/5; Yönetmelik m. 11/2). (2018 yılı için sınır 77.402,08 TL’dir) (Akcan, Recep; Hal Hakem Heyeti, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 19-34 (Basım Yılı: 2015)Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez’e Armağan, s. 19 vd.).
6100 sayılı HMK 220. maddesinde; “İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … sayılı kararında, “…Davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispatı için davalının ticarî defterleri yanında diğer delillere de dayanılmış olup davalının ticarî defterlerinin ibrazı ve bundan kaçınmanın sonuçlarına ilişkin olarak uygulama alanı bulacak olan düzenlemeler, HMK’nın 219 ve 220. maddeleridir. Her ne kadar mahkemece, delil olarak davalı defterlerine münhasıran dayanılmadığından bahisle davalının ticarî defterini ibrazından kaçınmasının davalı aleyhine sonuç doğurmayacağı belirtilmiş ise de; davacının ileri sürdüğü iddiaların ispatı için delil olarak münhasıran davalının ticarî defterlerine dayanmamış olması, belgelerin/ticarî defterlerin mazeretsiz olarak ibraz edilememelerinin sonuçlarını düzenleyen HMK’nın 220. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Zira ileri sürülen hususların ispatında münhasıran davalı defterlerine dayanılmamış olması durumunda uygulanmayacak hüküm TTK’nın 83/2. maddesi olup somut olay bakımından HMK’nın 220. maddesi geçerliliğini korur.
Yargılama sırasında davacının ticarî defterleri ve diğer deliller üzerinde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesi sonucu dosya arasına alınan … tarihli raporda; davacının ticarî defterlerine göre alacaklı olduğu belirlenmiştir. Öte yandan dava konusu turizm hizmetinin sunumuna dair faturaların davalı tarafın ticarî defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususu ile taraflar arasındaki ticarî ilişkinin mahiyetinin belirlenmesi amacıyla davalının ticarî defterlerinin ibrazı istenmiş olmakla birlikte davalı tarafından ticarî defterler ibraz edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir mazeret de ileri sürülmemiştir. Mevcut durum itibariyle davalıya sunulduğu iddia olunan turizm hizmetlerine ilişkin bilgi ve belgelerin davalının ticarî defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunun, taraflar arasında çekişme konusu vakıalar ve davanın aydınlatılması kapsamında belirlenmesi zorunludur. Dolayısıyla HMK’nın 220/1. maddesi çerçevesinde davalının ticarî defterlerinin, davacı tarafça ileri sürülen hususların ispatına elverişli olduğu ve ibrazına dair talebin kanuna uygun olduğu açıktır.
Neticeten davalı tarafa gönderilen tebligatlarda, ticarî defterlerin ibraz edilmemesi hâlinde ortaya çıkacak sonuçların ihtar edilmiş olması ve davalı tarafça ibraz etmeme nedenine ilişkin herhangi bir mazeretin sunulmamış olması karşısında mahkemece, HMK’nın 220/3. maddesi ve ticarî defterlerin ibrazı ile ticarî defterlerle ispata ilişkin hükümler çerçevesinde yapılacak değerlendirme sonrasında hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: davacı itiraz eden tarafından Antalya Merkez İl Hakem Heyetinin … tarihli … Kararına itiraz edilmiştir.
Mahkememizce itirazın değerlendirilmesi yönünde yapılan incelemede: Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verilmiş, itiraz eden davacı yönünden ticari defter ve belgelerin incelenmesi hususunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davacı şirket adına çıkarılan davetiyeye rağmen ticari defter ve belgelerin itiraz eden tarafından bilirkişi incelemesine esas olmak üzere talimat mahkemesine ibraz edilmediği, davalının ise ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği yapılan bilirkişi incelemesi sonunda itiraz eden davacıdan alacaklı olduğunun anlaşıldığı, ticari defter ve belgelerini 6100 sayılı HMK 220. Maddesi gereğince ibraz etmeyen davacı itiraz edenin davalının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olan borcu kabul etmiş sayılacağı, buna göre Hal Hakem Heyeti tarafından verilen karara itiraz ile iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Antalya Merkez İl Hakem Heyetinin … tarihli … Karar nolu Hakem kararına itiraz ile iptali isteminin REDDİNE,
2- Peşin alınan 59,30-TL harcın karar tarihi itibariyle alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 120,60 TL.harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin e duruşma yolu ile yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır