Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/480 E. 2022/706 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/480 Esas
KARAR NO : 2022/706

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu …Ltd. Şti. şirketinin davacı şirket …Ltd. ŞTİ.’ye olan Ankara 4. İş Mahkemesi’nin … E. Ve … K. Sayılı iş kazası sonucu maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin açılan davanın ilamının Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün …E, Sayılı dosyası ile icraya konulması ve 15.01.2019 tarihinde dosya borcu olan ve davacı şirket tarafından ödenen 120.049,11 TL.’nin davalı şirketten tahsili sebebiyle önce Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapılarak davalıya ödeme emri gönderildiğini ancak davalı borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın Antalya Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, bu kez Antalya İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ancak icra takibine’borçlu_ şirket tarafından haksız ve yersiz olarak itiraz edildiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, davacı şirket tarafından Antalya İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu alacağın ve fer’ilerinin tahsili için dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davacı şirket ile borçlu davalı firma arasında 20.01.2012 tarihinde; “… mevkii; … Pafta; … sayılı parsel adresinde kayıtlı taşınmaz üzerinde yapılacak olan otel ve villa inşaatının kaba inşaat işlerinin yapılması” kapsamında imzalanan Taşeronluk Sözleşmesi ile sözleşme konusu işin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, bu sözleşmenin ” Çevre, İşçi Sağlığı ve İş güvenliği” başlıklı 17. Maddesinin 17/1, 17/4 : 17V/1S maddeleri ve diğer ilgili maddeleri gereğince davalı taşeron şirketin işçilerin kazaya maruz kalmamaları için her türlü önlemi ve emniyet tedbirini almak; iş güvenliğine ilişkin tüm kanun, yönetmeliklere uymak ve işçilere koruyucu malzemeleri vermek, iş güvenliği eğitimi vermekle yükümlü olup tüm bu kurallara uymayı kabul ve taahhüt ettiğini, yine sözleşmenin bu maddelerinde işçilerin; iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerinin__yerine getirilmesi bakımından ve iş kazalarından davalı taşeronun sorumlu olduğunun; kazalardan doğabilecek her türlü maddi ve manevi tazmınat; yargılama giderleri dahil tüm sorumlulukların davalı taşerona ait olduğunun taraflarca açıkça kararlaştırıldığını; davalının da iş kazalarının mali, hukuki, cezai tüm sorumluluğunun kendisine ait olduğunu kabul beyan ve taahhüt ettiğini, ancak davalınır işçisi olan … ‘ın 27.02.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu davacı şirket ile davalı borçlu şirkete karşı açmış olduğu Ankara 4. İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar Sayılı maddi ve manevi tazminat talepli davada davalı şirketin taraflardan biri olmasına rağmen davaya cevap dahi vermediğini, davayı takip etmediğini ve tüm sorumluluğu davacı şirketin üzerine bıraktığını, kararın davacı şirket tarafından istinaf ve temyiz edildiğini ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, anılan kararın dava dışı işçi tarafından Ankara 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine konu edildiğini, 15.01.2019 tarihinde davalı taşeron şirket yerine davacı şirket tarafından anılan icra dairesi hesabına 120.049,11 TL (Yüzyirmibin Kırkdokuz Türk Lirası Onbir Kuruş ) ödeme yapılarak dosya borcunun kapatıldığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin; “Taseronun Yükümlülükleri” başlıklı 6. Maddesi; ” Taşeronun Personeli” Başlıklı 13. Maddesi; ” Çevre, İşçi Sağlığı Ve_İş güvenliği” başlıklı 17. Maddesinin 17/ 1, 17/4, 17/15 maddeleri ve diğer ilgili maddeleri gereğince davalı taşeron şirketin işçilerin kazaya maruz kalmamaları için her türlü önlemi ve emniyet tedbirini almak; iş güvenliğine ilişkin tüm kanun, yönetmeliklere uymak ve işçilere koruyucu malzemeleri vermek, iş güvenliği eğitimi vermekle yükümlü olup; tüm bu kurallara uymayı kabul ve taahhüt ettiğini, yine 17. madde uyarınca davalı taşeron şantiyede işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasa, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuat uyarınca gerekli her türlü emniyet ve tedbirlerin alınmasından sorumlu olup bunun her türlü hukuki, mali, idari ve cezai sonuçlarından davalı taşeronun sorumlu olduğu hususunda tarafların anlaştıklarını, yine sözleşmenin ilgili maddelerinde işçilerin; iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi bakımından ve iş kazalarından davalı taşeronun sorumlu olduğu; kazalardan doğabilecek her türlü maddi ve manevi tazminat; yargılama giderleri dahil tüm sorumlulukların davalı taşerona ait olduğunun taraflarca açıkça kararlaştırıldığını, davalının da iş kazalarının mali, hukuki, cezai tüm sorumluluğunun kendisine ait olduğunu kabul beyan ve taahhüt etti ğini, dava dışı işçinin işvereni esas itibari ile alt işveren olan davalı olduğu için sorumluluğun esas itibari ile davalıya ait olduğunu, bu hususun taraflar arasındaki sözleşme maddelerinden de açıkça anlaşıldığını, bu nedenle davacı şirket tarafından dava dışı işçiye ödenen tazminat bedelinin tamamının dosyaya sundukları sözleşme ve mevzuat hükümleri gereğince davalı taşerona ait olduğunun açık olduğunu, davalı borçlunun itirazı haksız olup bu nedenle iptali gerektiğini iddia etmiş, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulü ile borçlunun Antalya İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın 6 20* sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde taşeronluk sözleşmesinden bahsetmekle birlikte davanın ve sorumluluğun yüklenmesinde iş bu sözleşmenin temel dayanak olarak kullanıldığını, davacı esas müteahhit iş bu sözleşmeyi taraflarına dayatmış olmakla birlikte iş bu sözleşmenin davacı tarafından maktu olarak hazırlandığını ve kendisini sorumluluktan kurtarmak amacıyla sair işlerinde de kullanıldığını, kitlelere sunulan ve mal veya hizmet söz konusu olduğunda sözleşmeyi hazırlayanın ve mal ve hizmet sağlayan tarafın devamlı olarak kendi lehine ve karşı taraf aleyhine kanunda genel işlem şartları olarak geçen sayfalarca uzunlukta maktu, tip sözleşmeler düzenlemesiyle kötüye kullanımların meydâna gelebileceğinin açık olduğunu, zira mal veya hizmet almayı isteyen ve genelde daha zayıf durumda olan karşı tarafın ya bu maktu tip sözleşmelerle kendisine dayatılan koşulları kabul edeceğini ya da bu mal veya hizmetten mahrum kalacağını, bu kötüye kullanımını önlemek amacıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20 ile 25. maddeleri arasında genel işlem şartlarına ilişkin bazı düzenlemeler getirildiğini, kanunun ilgili maddesi uyarınca ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak amacıyla taraflardan birinin tek başına hazırladığı ve diğer tarafa sunduğu sözleşme koşullarının genel işlem şartlan olarak kabul edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekte birlikte günümüzde şirketler ve kurumların genellikle uzmanlık alanlarına ilişkin işlerde kendi bünyelerinde işçi çalıştırmakta olup yardımcı – işleri taşeron olarak bilinen alt işverenler aracılığıyla yaptırdığını, Bu durumun zamanla taşeron nezdinde çalınmakta olan işçilerin iş kazası ve meslek hastalığı ile işçilik alacakları bakımından mağdur olmasına neden olduğundan 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işveren-alt işveren ilişkisine ilişkin düzenleme (m.2) getirildiğini, buna göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veyaqhi’zmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile,tekn_ölöjik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işye’rivnyde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt iŞveren ilişkisi denir. Bu İlişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ite ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlüllük’lerinden alt işveren İte birlikte sorumludur” denildiğini, Ankara 4.İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da kusur oranları belirtilmiş olmakla birlikte yine davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte yeniden bir kusur oranlarını belirlenmesi gerektiğini, keza davanın konusu alacak davası olup iş bu alacağın tamamının taraflarına yükletilmesinin de mümkün olmadığını, alacağın ancak kusur oranlarına göre iç ilişkide paylaştırılması gerektiğini, keza müşterek ve müteselsilen sorumluluğun Ankara 4. İş Mahkemesinde açılan davada söz konusu olduğunu, alt işveren tarafından kendi işçilerine karşı ileri sürülebilecek defi ve itirazları asıl işverenin de alt işveren işçilerine karşı ilen sürebileceğini, taraflarınca işçiye ilişkin olarak iş güvenliğine ilişkin bütün uyarılar ve malzemeler verilmiş olup iş kazasında taraflarının herhangi bir kusuru da bulunmadığını, asıl işverenin alt işverenin sorumluluğunun doğduğu durumlarda ve onun sorumlu olduğu miktarla sınırlı bir sorumhıluğünu_n söz konusu olduğunu, asıl işverenin müteselsil sorumluluğunun mutlak ve kusursuz sorumluluk hali olduğunu, asıl işverenin sorumluluğunun doğması için asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı yeterli olup kusurun varlığının aranmayacağını, İSGK ve ilgili yönetmeliklerde alt işveren tşçiılenni korunması ve işverenler arasında koordinasyonu sağlanması amacıyla asıl işveren-alt işveren İlişkisi bakımından geçerli birtakım düzenlemelere yer verildiğini, bunların çalışanların bilgilendirilmesi (İSGK m. 16), eğitim yükümlülüğü iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturma yükümlülüğü koordinasyon sağlama yükümlülüğü (İSGK m. 73), risk değerlendirme yükümlülüğü acil durum planlaması ve çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunmaları gibi düzenlemeler olduğunu, bu kapsamda safı olarak alt işverenin sorumluluğundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını keza kazanın meydana geldiği yerin de davacı asıl işverenin iş yeri olduğunu, bu kapsamda davacının sorumluluktan kurtulmasının da mümkün olmadığını, alt işveren işçilerinin iş kazasına uğramasında asıl işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerine aykırı davranışının doğrudan sebep veya etkili olmuş olabileceğini, bu kapsamda taraflarınca kazanın oluşumunda herhangi bir kusurlarının olmadığını da tekrar ettiklerini, haksız fiil ilişkisinde müteselsil sorumluluğu düzenleyen TBK m.62’de, 8_18 sayılı Borçlar Kanununda yer alan eksik teselsülün bulunduğu hâllerde iç ilişkide “haksız usulden sözleşmeden-kanundan doğan sorumluluk” sırası takip edilerek rücu hakkının belirlenmesi esasının ve eksik teselsültam teselsül ayrımı terkedilerek “tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yük_lenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulacağı”nın düzenlendiğini, bu nedenle taraflarının herhangi bir sorumluluğu da bulunmadığından iş bu davanın da reddi gerektiğini savunmuş, davanın reddine, davacının kötü niyetli olması da dikkate alındığında *420’den aşağı olmayan kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi kök raporunda bir değişiklik olmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Genel İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası, Ankara 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Ankara 4. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya iş mevzuatında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,
Tüm dosya içeriği ile delillerin, hukuki durumun, raporun ve ek raporun takdir ve değerlendirmesi sayın mahkemeye ait olmak üzere;
1.Seçenekte sayın mahkemece taraflar arasında imzalanmış olan taşeron sözleşmesinin uygulanması gerektiğinin değerlendirilmesi halinde davalının davacıya 120.049,11 TL asıl alacak ve 38.000,47 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 158.049,58 TL’yi takip tarihi olan 30.09.2020 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödemesi gerektiği,
2.Seçenekte sayın mahkemece tarafların kusur oranlarına göre hesaplama yapılması gerektiğinin değerlendirilmesi halinde davalının davacıya 84.742,67 TL asıl alacak ve 26.824,54 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.567,21 TL’yi takip tarihi olan 30.09.2020 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödemesi gerektiğini bildirir rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava rücuen alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ödediği tazminat miktarının davalıya rücu isteminin yerindeliği ve rücu edilebilecek miktar konularında toplanmaktadır.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, Borçlar Kanunu’nun 141. ve 142.maddelerine (6098 sayılı BK md. 162) göre borcun tamamından sorumlu olup, aynı Kanunu’nun 146.maddesi (6098 sayılı BK md. 167) uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre birbirlerine rücu hakkının bulunmakta olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında kararlaştırılan sorumsuzluk kaydı sözleşme serbestliği ilkesi gereği iç ilişkide geçerli olabilecektir. Ancak sorumsuzluk sözleşmesi uyarınca, vuku bulacak kazalardan ve bu kazaların sebep olacağı zararlardan iş sahibinin sorumlu tutulmaması için, tazminata konu olayın iş sahibinin ağır kusuru veya hilesinden meydana gelmemiş olması gerekmektedir. Şayet kaza, iş sahibinin ağır kusuru ya da hilesiyle meydana gelmişse sözleşmede yer alan sorumsuzluk kaydı batıl olacaktır.
Somut olayda meydana gelen kaza nedeniyle davacı iş sahibinin ağır kusuru ve hilesi bulunmadığından mahkememizce taraflar arasında imzalanmış olan taşeron sözleşmesindeki düzenlemelerin geçerli olduğunun kanaatine varılmış olmakla; söz konusu sözleşmede iş kazalarından kaynaklı tazminatların tamamının yüklenici davalı şirket üzerinde olduğu düzenlenmiş olduğundan, davalı şirketin davacının Ankara 31.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına 15.01.2019 tarihinde ödemiş olduğu 120.049,11 TL’nin tamamını TTK mad 1530/7 uyarınca ticari temerrüt faizi ile birlikte davacıya ödemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Neticeten tüm bu sebeplerle ; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 120.049,11 TL asıl alacak ve 38.000,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 158.049,58 TL alacak üzerinden devamına ve alacak likit olduğundan hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 31.609,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edimiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Buna göre davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının KISMEN İPTALİ İLE, takibin 120.049,11 TL asıl alacak ve 38.000,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 158.049,58 TL alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 31.609,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.796,36 TL harçtan peşin alınan 2.704,01 TL nin mahsubu ile eksik alınan 8.092,35 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.317,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.080,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı olan 2.763,31 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 24.707,44 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 287,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili …ile davalı vekili …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır