Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/456 E. 2022/903 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/456
KARAR NO : 2022/903

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/08/2021
KARAR TARİHİ: 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirketin …projesinin ahşap işlerinin yapımı konusunda anlaştıklarını, bu ticari ilişkinin süreklilik arz etmesi nedeniyle aralarında cari hesap yöntemiyle çalışıldığını, yıl sonu ile cari hesap devirlerini yapıldığını ve yeni dönem cari devam ettiğini, 2019 yılı için mutabakat sağlandığını, ancak devam eden dönemde oluĢan cari nedeniyle müvekkilini davalı şirketten bakiye alacağı kaldığını, müvekkilince davalı şirkete defalarca cari hesap bakiyesinin ödenmesi hususunda talepte bulunulduğu halde borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine Antalya Genel Ġcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafça ödeme emrine itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu ancak anlaĢma sağlanamadığını, bunun üzerine eldeki davanın ikame edildiğini, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklana nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)

Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır. Her ne kadar davalı icra dosyasına vekil aracılığı ile itiraz etmiş ise de mahkememizce asile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Çünkü; Ayrıntısı 2021/1 E., 2022/3 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da anlatıldığı üzere; Vekilin umumî vekâletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmış olmaz. Bu itibarla bir davada vekilin temsil yetkisinin olup olmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır (Benzer yönde; Yargıtay 15. HD., 02.11.2004 T., 2004/2041-5550 sayılı kararı; Yargıtay 9. HD., 18.09.2013 T., 2011/25392 E., 2013/23002 K.; Yargıtay 22. HD, 23.06.2020 T, 2017/29927 E., 2020/7453 K.; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. HD., 2019/794 E., 2019/888 K; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 29/12/2017 T, 2017/1262 E., 2017/1552 K.)
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Yargıtay 23. HD., 2020/1943 Esas, 2020/4052 Karar sayılı, 04.12.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, ”ticari nitelikteki itirazın iptali davalarındadava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğuna ve arabulcuya başvurulmuş olmasının HMK’NIN 114/2 ve TTK’NIN 5/A maddeleri gereği dava şartı olduğuna karar vermiştir. Dosyada arabuluculuk tutanağı mevcuttur.
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; ilgili icra dosyası, uyap üzerinden, iş bu dosya arasına alınmıştır.
İlk duruşmaya davalı vekili katılmış ve özetle; kendilerinden önceki vekilin cevap dilekçesi sunmadığını, tekrar süre talep ettiklerinin beyan etmiştir. HMK m. 127 gereği; Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir. Yasal şartlar mevcut olmadığından davalı vekilinin talebi yerinde bulunmamıştır.

Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar kurulmuştur.

HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan …tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelemeye ibraz etmiş olduğu 2019 ve 2020 yılı Yevmiye Defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin ekte yer alan tasdik belgelerinde görüleceği üzere kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2021 yılı ticari defter kayıtlarını 1 Seri No lu Elektronik Defter Tutma Genel Tebliğ uyarınca elektronik ortamda (e-Defter) tuttuğu, bu hususla ilgili Mali Mühür, E imza, Berat ve Elektronik Sisteme sahip olduğu, davacı tarafından incelenmek üzere ibraz etmiş olduğu 2019,2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin TTK’na göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2019-2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2019, 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinde davalıya ait carinin muavin kaydını … nolu hesap kodundan takip ettiği, muavin kayıtlarında görüleceği üzere 22.01.2021 takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 23.915,77 TL Alacaklı olduğu gözüktüğü, davacı tarafça davalıdan, Antalya Genel icra Dairesinin …Esas sayılı dosyasında bu 23.915,77 TL Asıl Alacak ile bu asıl alacağa 01.01.2021-22.01.2021 tarihleri arası 21 günlük yıllık % 16,75 oranında avans faizi üzerinden 233,67 TL işlemiş Faiz Talep edildiği, ancak Davacının Davalı tarafın yasanın öngördüğü şekilde takip öncesi temerrüte düşürdüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanılamadığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Davalı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan (talimat yolu ile aldırılan) …tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı … A.Ş.’nin incelenen 2019-2020-2021 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacının icra takibi yaptığı 23.915,51 TL anapara tutarın, hem davacı hemde davalının ticari defter ve belgelerinde TTK, VUK ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri gereği kayıt altına alındığı ve her iki tarafın ticari defter kayıtlarının birbirini desteklediği, davacının, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …Esas numaralı icra dosyasında icra takibini yaptığı 23.915,51 TL tutar, ibraz edilmiş bulunan incelemeye konu davalı şirket yasal defterlerlerinde kayıtlandığı ve defter kayıt belge ve deliller ışığında alacak aslına ilişkin tutarın 23.915,51 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Taraflar arasında hukuki ilişkinin mevcut olduğu taraf ticari defterlerinden anlaşılmaktadır. Yeniden rapor aldırılmasını veya ek rapor aldırılmasını gerektirir bir husus mahkememizce görülmemiştir. Hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması/veya kaydın mevcut olması faturalar içeriğindeki malın/malın/hizmetin davalıya teslim edildiğine/ifa edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır. (Yargıtay HGK., 14/05/2019 Tarih, 2017/19-823 E. 2019/553 K.).
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf ticari defterlerinin davacının 23.915,51 TL yönünden alacaklı olduğuna yönelik birbirini desteklemesi, davacının bu miktar üzerinden davasını ispat ettiğinin anlaşılması, bilirkişi raporları ışığında; Davanın kabulü ile, davalının Antalya genel icra müdürlüğünün …esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin 23.915,51 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava, icra takip dosyasındaki asıl borç olan 23.915,51 TL üzerinden açılmış olup, mahkememizce de asıl borç üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. HMK’nun 26.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu nedenle asıl alacak göz önüne tutularak, hüküm kurmak gerekmiştir.

“Dava dilekçesi harçlandırma formunda dava değeri gösterilmiş ve bu miktarın harcı yatırılmıştır. Harçlandırılan değer takip talebindeki asıl alacağa karşılık gelmektedir. Bu durumda takip talebindeki işlemiş faiz alacağı yönünden usulen açılmış bir davanın varlığından sözedilemez. HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup fazlasına karar veremez. Mahkemece kurulan hüküm takip öncesi işlemiş faizi de kapsadığından HMK’nın 26. maddesine aykırıdır.”

(Yargıtay 15. HD., 2014/3480 E., 2015/2000 K.)
“HMK’nın 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi gereği mahkemece davanın kabulü ile icra takip dosyasındaki asıl alacağa yönelik itirazın iptaline karar vermek gerekirken, talep konusu olmadığı halde işlemiş faiz alacağını da kapsar şekilde icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmayıp, resen gözetilen davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir.”

(Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 2018/247 Esas, 2018/1611 Karar )
“Ancak dava dilekçesinde dava değeri, icra dosyasındaki asıl alacak miktarı olan 41.256,35 TL gösterilmiştir. Davacı taraf, takip konusu asıl alacak yanında faiz ve ferileri yönünden itirazın iptali isteminde bulunmamaktadır. Bu durumda HMK’nın 26. maddesi gereği taleple bağlılık kuralı nazara alınarak sadece icra takibindeki asıl alacak miktarı olan 41.256,35 TL üzerindendavalının itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus gözden kaçırılarak tüm takibe itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmayıp davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. “
(Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 2018/136 Esas, 2018/1558 Karar )
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıda belirtilen kanuni şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu İTİRAZININ İPTALİ İLE takibin 23.915,51 TL üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile, hükmoluna miktarın %20’si üzerinden hesaplanan 4.783,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 278,22 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.355,44 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplam 337,52 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.843,60 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ile e- duruşma talep eden davalı vekili …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸