Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/446 E. 2022/724 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/446
KARAR NO : 2022/724

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ: 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından, …plakalı aracın, kasko poliçesi ile sigorta güvencisi altına alındığını, …plakalı aracın park halinde iken, davalı şirkete ait istiflenmiş mermer parçasının araç üzerine düşmesi sonucu hasarlandığını, yaptırılan ekspertiz neticesinde, sigortalı …plakalı aracın hasar sebebi ile müvekkili tarafından, hak sahibine 30.466,06 TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, mevzuat uyarınca 30.466,06 TL ana para ve ferilerinin ödenmesi için davalı hakkında Antalya Genel İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, takibin devamı için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davaya konu taleplerinin haksız fiilden kaynaklandığını, faiz için ihtara gerek olmadığını, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazandıklarını, arabuluculuk sürecinden sonuç alamadıklarını beyan ederek; itirazın iptalini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takipte dayanılmayan belgeye itirazın iptali davalarında dayanılamayacağını, sözü edilen hasarla ilgili yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, müvekkil şirkete ait mermer fabrikasına arıza tamiri için gelen elektrikçinin , fabrikanın girilmez tabelası olan ve girilmesi yasaklı üretim ve taşıma vinç sahasına şirket yetkililerinden izin almadan aracını park ederek kendi hasarlarının oluşmasına tam ve ağır kusurlu olarak sebebiyet verdiklerinin anlaşıldığını, bu durumu belgeleyen fotoğraflar olduğu gibi sigortalının çalışanı olan … ‘in kollukta verdiği ifadesi ile yine görgü tespit tutanağındaki beyanlarıyla da sabit olduğunu, muacceliyete ilişkin iddiaların yerinde olmadığını, zaman aşımı def-inde bulunduklarını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; dava konusu icra takip dosyası uyap üzerinden dosyaya alınmıştır.
Dava, rücuen tazminat hakkına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebinden ibarettir.
Davalı, zaman aşımı def-inde bulunmuştur. Türk Borçlar Kanunu m. 73 gereği; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
Ayrıca, Sigorta rücu davalarında zamanaşımı, halefiyet ilkesi açısından sigorta ettirenin zarar veren aleyhine açacağı davanın zamanaşımı süresine tabi olup, aynı tarihte başlar.(Yargıtay 17. HD., 2015/13534 E, 2015/13302 K) Ödeme tarihinin 26/07/2021 tarihi olduğu, dava tarihinin 23/08/2021 olduğu, takip tarihinin de dava tarihinden çok önce olduğu açıkça anlaşılmakla, zaman aşımı def-inin yerinde olmadığı mahkememiz kabulündedir.
Dosyaya dönüldüğünde; mahkememizce mahallinde, bir kusur bilirkişisi ve bir sigorta eksperi bilirkişi aracılığıyla keşif icra edilmiş, bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Keşif sonucu düzenlenen, 24/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; kusur yönünden; davacı nezdinde sigortalı araç sürücüsü …’in seyir halinde bulunduğu alanda kendisine yönelik “vinç hareket ve tahdit alanına girmek yasaktır” uyarıcı levhasına aldırış etmeden seyrine devam etemsinde. Kanunda belirtilen kural ve kaidelere uymadığı, 2918 sayılı kanunun 47/1,d ve yönetmeliğin 95/d bendinde açıklanan, “Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural,yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar” hükmünü ihlal ettiği; davalı şirketin her hangi bir kural ihlalinin olmadığı; eksper yönünden özetle; …plakalı aracın toplam KDVsiz hasar bedelinin 25.818,69 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce kusur yönünden, İTÜ aracılığıyla tekrar rapor aldırılmıştır.
25/07/2022 tarihli, aynı zamanda iş güvenliği uzmanı da olan inşaat mühendisi …, inşaat yüksek mühendisi … ve trafik güvenliği başmühendisi …tarafından düzenlenen heyet raporunda özetle; söz konusu maddi zararlı olayın meydana gelmesine, kamyonet sürücüsü …’in ve davalı şirketin tedbirsizliğinin ve kurallara uymayışının eşit oranda olmak üzere etken olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Sigorta eksper bilirkişi raporuna yapılan itiraz sadece sigorta ekspertiz raporundaki rakamların aynısının yazıldığına yönelik olmakla beraber, bu husus yani rakamların aynı olması raporun tek başına hükme elverişli olmadığını göstermez. Raporun hükme uygun olmadığını gösterir taraflarca öne sürülen bir itiraz yoktur. Kabule göre, hesaplama yöntem ve içeriği hükme ve denetime elverişlidir. Kusur yönünden bakıldığında ise; öncelikle söylemek gerekir ki; güncel yargı uygulaması da dikkate alınarak, söylemek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
Mahkememizce kusur raporları alınmıştır. İlk alınan 24/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda bir oran verilmemiş bazı tespitlerde bulunulmuştur. İkinci alınan 25/07/2022 tarihli raporda ise özetle; söz konusu maddi zararlı olayın meydana gelmesine, kamyonet sürücüsü …’in ve davalı şirketin tedbirsizliğinin ve kurallara uymayışının eşit oranda olmak üzere etken olduğu belirtilmiştir. 25/07/2022 tarihli heyet raporunun içeriğindeki tespitler mahkememiz kabulündedir. İş mevzuatına ilişkin kurallar yönünden de değerlendirme yapılmakla, KTK yanında bu şekilde de değerlendirme yapılması usule uygun bulunmuştur. Mevzuata her hangi bir aykırılığın söz konusu kazadaki etkisinin incelenmesi, tarafların kusurunun bulunması, usul hukukunun aradığı gerçeğe ulaşmak bakımından yerinde bir değerlendirmedir. Bilirkişi heyetinin oluşturulmasında da sadece iş güvenliği uzmanına yer verilmemesi, sadece iş güvenliği hususlarının dikkate alınmayacağını/alınmadığını da göstermektedir. 25/07/2022 tarihli heyet raporunda, ilk rapordan ayrılma sebepleri belirtilmiş, ilk raporunda eksiklikleri bildirilmiştir. Mahkememizce 25/07/2022 tarihli heyet raporundaki tespitler yerinde görülmekle, tarafların eşit kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, 24/02/2022 tarihli hesap raporu ve 25/07/2022 tarihli kusuru belirleyen rapor içeriği dikkate alınarak; Davanın kısmen kabulü ile, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin kusur oranı da (%50) dikkate alınarak 15.233,03 TL asıl alacak ve 10,64 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden aynı şartlarda devamına karar vermek gerekmiştir. Faiz, ödeme tarihi olan 26/07/2021 den, takip tarihi olan 28/07/2021’e kadar, “http://…” dan hesaplanmıştır.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ İLE, takibin 15.233,03 TL asıl alacak ve 10,64 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden aynı şartlarda devamına,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 534,61 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği 506,68 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 593,91 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 4.756,30 ₺ (TL)’nin haklılık durumu gereği; 2.378,15 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin, haklılık durumu gereği, 660,00 TL’sinin davacıdan; 660,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili … yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır