Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/439 E. 2022/238 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/439 Esas
KARAR NO : 2022/238
DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ: 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; …’de mukim davacı şirketin komisyonculuk faaliyeti yürüttüğünü, Antalya Merkez İl Hakem Heyeti raportörlüğünün 02/08/2021 tarihli, …sayılı kararında ”Hal Kayıt Sistemi üzerinden yapılan incelemede şikayet edilen firma …Sebze Meyve Komisyonculuğu Ticaret Ltd. Şti. ‘nin ise …vergi numarası ile ”komisyoncu” olarak kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.” diyerek bu durumu doğruladığını, 5957 sayılı kanunun 5. Maddesi gereği komisyoncular, alıcı ve satıcı arasında aracılık etmek, meslekî bilgi ve deneyimlerine dayanarak piyasanın durumu hakkında bilgi aktarmak ve piyasanın oluşumuna katkı sağlamakla görevli olduklarını, davacı, yasal mevzuata uygun olarak yalnızca satıcı ve alıcı arasında aracılık etmekte, satıcıya ait malların toptan şekilde kolaylıkla satımını sağladığını, davalı …Seracılık Tarım Gıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. ise ihracatçılık faaliyetleri yapmakta olup yine bu durum Antalya Merkez İl Hakem Heyeti 02/08/2021 tarihli, …sayılı kararında ” Hal Kayıt Sistemi üzerinden yapılan incelemede şikayet eden firma …Seracılık Tarım Gıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti’nin …vergi numarası ile ”ihracatçı” sıfatıyla kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.” denmek suretiyle ortaya konulduğunu, davacının komisyonculuk faaliyetleri yapmakta olduğunu bilen şirketin; …adlı üreticiden satın aldığı … Hal Kayıt Sistemi künye numaralı ”Domates” ürününün satışına komisyon bedeli karşılığında aracılık etmesi için davacıya başvurduğunu, akabinde ürünün satış bedelinin %8’i komisyon ücreti kabul edilerek taraflar arasında komisyonculuk anlaşması kurulduğunu, anlaşmaya konu ürünün, 07/05/2021 tarih saat 19:32:15 ‘de …plakalı araçla sevk edilerek 08/05/2021 tarihinde davacıya ulaştığını, davacı, anlaşmaya uygun olarak 08/05/2021-17/05/2021 tarihleri arasında ürünü satışa çıkardığını ve 17/05/2021 tarihinde satışı tamamlayarak 35.050,80-TL toplam satış bedeli elde ettiğini, komisyonculuk faaliyeti yürütenlerin, 5957 sayılı kanun 5. madde gereği satışını üstlendikleri malın komisyon masraflarını ve zorunlu kanunî kesintileri toplam satış bedelinden düştükten sonra ortaya çıkan bakiye mal bedelini üreticiye ödemek zorunda olduklarını, komisyoncu sıfatıyla ürünün satışını gerçekleştiren davacı, ürünün tamamını sattıktan sonra yasal mevzuata uygun olarak toplam 35.050,80-TL satış bedelinden komisyon masraflarını ve zorunlu kanuni kesintileri düşerek 26.792,52-TL net satış bedeline ulaştığını, davacı tarafından yapılan kesintilerin 26.792,52-TL bedelli 17/05/2021 tarihli … numaralı Komisyon Faturasında (EK-4) açık ve şeffaf şekilde yer aldığını, bu 26.792,52-TL bedel, … künye numaralı ürünün toplam satış bedelinden gerekli yasal kesintiler yapıldıktan sonra ortaya çıkan, davalının hak etmiş olduğu, davacının davalıya ödemesi gereken bakiye / net satış bedeli bulunduğunu, davacı, malın kendisine ulaştığı tarih olan 08/05/2021’de fatura girişini yaptığını, malın tamamının satıldığı 17/05/2021 tarihinde davalı şirket adına 26.792,52-TL bedelli 17/05/2021 tarihli …numaralı Komisyon Faturası tanzim ettiğini, ancak davalı, adına tanzim edilen 26.792,52-TL bedelli 17/05/2021 tarihli …numaralı komisyon faturasını kabul etmediğini, Kaş 2. Noterliği 21/05/2021 tarihli …yevmiye numaralı ihtarına konu ederek davacıya bildirdiğini, davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 07/05/2020 tarih, 41.662,50-TL bedelli …numaralı temel fatura usule aykırı olup iptali gerektiğini, davalı, davacının düzenlemiş olduğu 26.792,52-TL bedelli komisyon faturasını kabul etmemekte; kendisinin usulsüzce tanzim ettiği 07/05/2020 tarihli 41.662,50-TL bedelli … numaralı temel faturada …künye numaralı malın alıcısını “davacı” göstererek, 41.662,50-TL fatura bedelinin davacıdan tahsilini talep ettiğini, ancak, davalının tanzim ettiği usulsüz faturanın 5957 sayılı Kanun ve Sebze Ve Meyve Ticareti Ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelik başta olmak üzere usul ve yasaya açıkça aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, davacı, hukuka ve taraflar arasındaki komisyonculuk anlaşmasına aykırı şekilde tanzim edilen faturaya usulüne uygun olarak noter aracılığıyla itiraz ettiğini, davacının, davalı şirkete 24.880,50-TL ödemesine ilişkin verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira davacı firmanın davalı şirkete komisyonculuk faaliyetinden kaynaklanan hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenle 5957 sayılı Kanun madde 10/5 ”(5)Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğunu, bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararların ilam hükmünde olduğunu, taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebileceğini, itiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmayacağını, ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabileceğini, amir hükmü gereği tanınan yasal 15 günlük süre dahilinde itirazlarını sunarak huzurdaki davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu ileri sürerek, Antalya Ticaret İl Müdürlüğü Hal Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 02/08/2021 tarih, …karar sayılı kararının icrasının tedbiren durdurulmasına, yapılacak yargılama neticesinde kararın iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
Dava dilekçesi ekindeki belgelerden, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekili, aşamalarda sunduğu beyan dilekçesinde özetle; Davalı-müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti ile davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti.’nin aralarında düzenlenen akit neticesi ile ; Davalı-müvekkil tarafından birim fiyatı 2,5 TL’den 16.500 kg …künye numaralı domates …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti. ‘ye teslim edileceğini, bu malın teslimi karşılığında davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti., 41.662,50 TL bedel davalı-müvekkil …Seracılık Gıda ve Tarım Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davacı şirket tarafından davalı-müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye 10.05.2021tarihinde 10.000TL ve 17.05.2021 tarihinde 6.782,00 TL olmak üzere toplam 16.782,00 TL ödeme yapıldığını, Davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti.; davalı- müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 07.05.2021 tarihinde düzenlemiş olduğu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz etmeyerek 41.661,50 TL borcu ikrar ve kabul ettiğini, bununla birlikte davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti., davalı- müvekkilin bahse konu 41.661,50 TL değerindeki faturanın tarihini izleyen 2 gün içerisinde (10.05.2021 tarihinde ) davalı-müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti hesabına yapmış olduğu 10.000 TL ödeme ile de ticari ilişkiden kaynaklanan borcu bir kez daha kabul ve ikrar ettiğini, davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti., 08.05.2021 tarihinde uyuşmazlığa konu malları teslim aldığını, 17/05/2021 tarihinde uyuşmazlığa konu domateslerin satımı neticesi ile vergiler dahil toplam 26.792,50 TL değerinde fatura tanzim ettiğini, Davalı-müvekkil 8 günlük yasal süresi içerisinde (21.05.2021 tarihli Kaş 2. Noterliği İhtarname ile ) bu faturaya itiraz ettiğini, davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti., davalı-müvekkil ile aralarında bulunan akit neticesi ile ifa yükümlülüğünden kurtulmak amacı ile 17/05/2021 tarihinde 26.792,50 TL değerinde fatura tanzim ettiğini, aynı gün faturayı teslim alan davalı- müvekkil, yasal süreye tekabül eden 21.05.2021 tarihi Kaş 2. Noterliği …yevmiye numarası ile itiraz ettiğini, 21.05.2021 tarihli Kaş 2. Noterliği …yevmiye numaralı itirazlarını takiben davacı-şirket 17 gün sonra 07.05.2021 tanzim tarihli faturaya itiraz ettiğini, 24.05.2021 tarihinde Gürsu 1. Noterliği …yevmiye numarası ile 07.05.2021 tarihli …numaralı 41.662,50 TL değerindeki faturaya itiraz etmesi ifa yükümlülüğünden kurtulmak amacı için tamamen kötü niyeti ile başvurmuş olduğu yol olduğunu, davacının ifa yükümlülüğü borçtan kurtulmak için girdiği yol çok bariz olup davacının bu davranışı kötü niyetini ispatlar nitelik olduğunu, davacı-… Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti.’ ile girmiş olduğu ticari ilişki neticesinde davalı müvekkile borçlandığını, 07.05.2021 tarihli sözleşme ifa bedelinin vaktinde tamamının ödenmemesi nedeni ile , davalı müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti, Antalya Merkez İl Hal Hakem Heyeti’ne 07.06.2021 tarihinde başvurduğunu, başvuru üzerine Hal Hakem Heyetinin ”Uyuşmazlık kousunun 5957 Sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Mallların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanunun 5. Maddesinin 6 ncı ve 12nci fıkraları ile 10 uncu maddesinin 5 inci fıkrası kapsamında olması nedeniyle borçlu …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti.”nin , alacaklı …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye bakiye kalan 24.880,50 TL ‘lik mal bedelinin karşılığının ödenmesine ” şeklinde karar verdiğini, davacı- …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti dava dilekçesinde müvekkilin basiretli bir tacir gibi davranıp 07.05.2021 tarihli faturayı tanzim etmemesi gerektiğini beyan ettiğini, davalı müvekkil 07.05.2021 tanzim tarihli faturayı davacı taraf ile yapmış oldukları akit neticesi ile düzenlediklerini, ancak unutulmamalıdır ki davacı-…Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti de basiretli bir tacir olduğunu, davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti’nin ‘nin davalı-müvekkil …Seracılık Gıda Tarım Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından 07.05.2021 tarihinde tanzim edilen faturaya 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmemesi , fatura içeriğini kabul anlamına geldiğini, Davacı; 07.05.2021 tanzim tarihli faturaya itiraz etmemesinin sonucu TTK 21/2 ‘ye göre” kabul ” anlamında kanuni bir karine olduğunu bildiğini, davalı-müvekkil , bu ticari ilişkiden kaynaklı akite binaen, malın davacı şirkete teslimi amacı ile sevk tarihi 07.05.2021’de , vergiler dahil ödenecek tutar 41.661,50 TL’lik faturayı tanzim ettiğini, davacı …Sebze Meyve Komisyonculuğu Tic. Ltd. Şti. Davalı-müvekkilin tanzim ettiği faturaya 8 günlük yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmayarak faturayı ve içeriğini kabul ettiğini beyan ederek; itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Merkez İl Hal Hakem Heyeti’ne müzekkere yazılarak 02/08/2021 Tarih, …sayılı karar evrakı/dosyasını istenmiştir.
Mahkememizce tensip ara kararı ile; 5957 Sayılı Kanunun 10.Maddesinin 5. Fıkrasındaki “Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir.” düzenlemesi gereği kabulü ile dava değeri olan 24.880,50 TL’nin %25’i oranında 6.220,12 TL teminatın mahkeme veznesine yatırılması ya da teminat mektubu sunulması halinde Antalya Ticaret İl Müdürlüğü Hal Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 02/08/2021 tarih, …karar sayılı kararının icrasının 5957 sayılı yasanın 10.maddesinin 5 fıkrası uyarınca durdurulmasına karar verilmiştir.
Dosyaya, hal hakem heyeti kararına bakıldığında, itiraz edenin komisyonculuk işi ile iştigal ettiği anlaşılmakla, bu hususta bir uyuşmazlık, bir itiraz mevcut değildir.
6098 sayılı TBK’nın 532 vd maddelerindeki düzenlemeye göre komisyon sözleşmesi “ücret karşılığında kendi adına ve vekalet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım satımını üstlendiği sözleşmedir. Komisyoncu, yaptığı iş hakkında vekâlet vereni bilgilendirmek ve özellikle talimatının yerine getirildiğini kendisine hemen bildirmekle yükümlüdür. Vekâlet verenin talimatı olmadıkça komisyoncu, sözleşmenin konusunu oluşturan şeyleri sigorta ettirmekle yükümlü değildir. Satılmak üzere kendisine gönderilen eşya açıkça ayıplı ise komisyoncu, vekâlet verenin taşıyıcıya karşı haklarının korunması için gerekeni yapmak, zararı tespit ettirmek, olabildiğince eşyayı koruma altına almak ve durumdan vekâlet vereni hemen bilgilendirmekle yükümlüdür; aksi takdirde, her türlü ihmalinden doğan zarardan sorumlu olur. Satılmak üzere gönderilen eşya kısa sürede bozulabilecek nitelikte ise komisyoncu, vekâlet vereni hemen bilgilendirmek koşuluyla eşyayı satmakla yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 538 vd maddelerinde komisyoncunun hakları yer almaktadır. Komisyoncu, vekâlet verenin yararı için yaptığı bütün giderleri ve ödediği paraları faiziyle birlikte isteyebilir. Komisyoncu, ardiye ve taşıma bedellerini vekâlet verenin hesabına geçirebilirse de, kendi çalışanlarının ücretlerini geçiremez. Komisyoncu, ücretinin ödenmesini kendisine verilen işi yapınca isteyebileceği gibi, işin yapılmaması vekâlet verene yükletilebilen bir sebepten kaynaklanması hâlinde de isteyebilir. Komisyoncu, başka sebeplerle işin yapılamaması durumunda, ancak emeğinin yerel âdete göre belirlenecek karşılığını isteyebilir. Komisyoncu, vekâlet verene karşı dürüstlük kurallarına aykırı davranır, özellikle ona satın aldığından fazla veya sattığından eksik bir bedel bildirirse, ücret alma hakkını kaybeder. Bedelin gerçekleşen bedelden farklı gösterilmesi durumunda vekâlet veren, komisyoncuyu gerçekleşen bedel üzerinden satılanın alıcısı veya satıcısı sayma hakkına sahiptir.
Somut olaya bakıldığında; itiraz edenin komisyonculuk faaliyeti ile uğraştığı anlaşılmaktadır. İtiraz eden, karşı taraf ile anlaşma yapıldığını, ürünlerinin satıldığını ve yasal kesintileri ve ücretini kestikten sonra davacının alacağı miktarın ortaya çıktığını beyan etmektedir. Karşı taraf ise ürünlerin itiraz edene verildiğini, bunun karşılığında fatura kesildiğini, daha fazla alacakları olduğunu ileri sürmektedir.
Tarafların fatura konusunda iddiaları ve kabulleri olduğu görülmekle, öncelikle faturanın hukuki niteliği üzerinde durmak gerekmektedir.
Genel olarak belirtmek gerekir ki; Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” şeklinde tanımlanmıştır. 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında ise fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmaktadır (Kumkale, R.:Hukuki ve Mali Yönleriyle Fatura, Ankara 2007, s:73).Faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın –miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur (Doğanay, İ.:Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay, İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13). Kısaca, ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.(Yargıtay HGK., 2017/19-823 esas, 2019/553 karar) Değinildiği üzere; Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir(Yücesoy Yılmaz, Yücesoy Yılmaz, Y.: Ticari Nitelikteki (Tacirler Arasındaki) Satış Sözleşmelerinde Satış Bedelinin Tahsili İçin Açılan İtirazın İptali Davaları, Ankara, 2014 s:73,74).
Faturaya itiraz edilmemesi, sadece o faturanın –miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır. Somut olayda, malın teslimi ve içeriği konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Ancak, fatura itiraz edenin süresinde itiraz etmemesi, bu miktarda borçlu olduğunun kabulü anlamını taşımaz. İtiraz eden bu hususları kabul etmekle birlikte, komisyonculuk faaliyeti nedeniyle kesintiler ve ücretinin olduğunu, bu miktarlar düştükten sonraki miktarda karşı tarafın alacaklı olduğunu ileri sürmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, itiraz edenin iştigal konusu “komisyonculuk”tur ve bu konuda karşı tarafça açık bir itiraz gelmemiştir.
Dava/talep konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. İspat yükü ise,bir olayın gerçekleşmiş olup olmadığının anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden yargıcın aleyhte bir kararıyla karşılaşmak tehlikesidir(YILMAZ,Ejder; İspat Yükü, 1980, s. 3). Kendisine ispat yükü düşen taraf için ispat yükü bir yükümlülük değil(mükellefiyet), yüktür(külfettir). Taraf kendisi tarafından ispat edilmesi gereken vakıayı ispat edemezse, karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulu, İstanbul 1990, C. 2, s. 1356 vd.) Türk Medeni Kanunu m. 6 usul hukukunda ispata ilişkin genel kuralı koymuştur. Buna göre; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Ancak iddialar karşılaştığında kimin isbat yükü altında bulunduğunun tespiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.
a) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer (Prof.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968,sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970,sh.464; Prof. Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967, sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957,sh.248-249; Prof. Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378; H.G.K.nun 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları).
b) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir (Prof.Saim Üstündağ, age.1973 sh.397).
c) İspat yükü daha kolay başarana düşer (Prof.Saim Üstündağ, Age, Federal Mahkeme Kararına atfen).
İspat konusu, 6100 sayılı kanunun ise 187 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Özetle; İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
İspat konusunda yapılan bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; Karşı taraf, malların teslim edildiğini ve bu nedenle alacaklı olduklarını beyan ederek, bir nevi iddia edilen sözleşmeyi satım sözleşmesi gibi görmektedirler ancak tarafların satım sözleşmesi yaptıklarını ispat külfeti karşı taraftadır. Çünkü, yukarıda da belirtildiği üzere, itiraz edenin iştigal konusu “komisyonculuk”tur ve bu konuda karşı tarafça açık bir itiraz gelmemiştir. Karşı taraf, itiraz edenle satım sözleşmesi yaptıklarını ve bu nedenle tüm bedeli hak ettiklerini gösterir bir delil sunmamıştır. Dosyada, buna ilişkin bir bilgi ve belge yoktur.
5957 sayılı kanunun 5 inci maddesinde de belirtildiği üzere; Komisyoncular, alıcı ve satıcı arasında aracılık etmek, onların haklarını gözetmek, meslekî bilgi ve deneyimlerine dayanarak piyasanın durumu hakkında en doğru bilgileri aktarmak ve piyasanın oluşumuna katkı sağlamakla görevlidir. Komisyoncular aracılık faaliyetleri sırasında kendi kusurlarından kaynaklanan veya kötü niyete dayanan her türlü eylemlerinden sorumludur. Komisyoncuların sorumluluklarını düzenleyen diğer mevzuat hükümleri saklıdır. Komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı, yüzde sekizi aşmamak üzere taraflarca serbestçe tespit edilir. Bakanlık bu oranı yarıya kadar indirmeye yetkilidir. Fiilen aracılık hizmeti verilmedikçe komisyon ücreti alınamaz. Komisyoncular teslim aldıkları malları cinslerine, doğal özelliklerine, standartlarına, gıda güvenilirliğine ve kalitesine ilişkin şartlara göre özenle korumak ve gerekli bilgileri vermek, kanunî kesintileri satış bedelinden düştükten sonra mal bedelini satış tarihinden itibaren on beş iş günü içinde üreticiye veya üretici örgütüne ödemek zorundadır. Vadeli satışlarda bu süre otuz iş günü olarak uygulanır. Teslim alınan malların satış bedeli ile satın alınan malların alış bedelinden kanuni kesintiler dışında başka bir kesinti yapılamaz.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ve mevzuat, dosyaya, hal hakem heyeti kararına bakıldığında, itiraz edenin komisyonculuk işi ile iştigal ettiğinin, bu hususta bir uyuşmazlık, bir itiraz olmadığının anlaşılması, aksinin karşı tarafça ispat edilememesi karşısında, hal hakem heyeti kararının yerinde olmadığı kanaatiyle, itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Antalya Merkez İl Hakem Heyeti’nin 02/08/2021 karar tarihli …sayılı Hal Hakem Heyeti Kararının İPTALİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, başvurma harcının da mahsubuna,
3-İtiraz eden tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 118,60 TL’nin davalıdan (karşı taraftan) alınarak itiraz edene verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı (itiraz eden) tarafça yapılan dava (talep) ilk masrafı 127,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı (itiraz eden) tarafça yapılan 219,01 TL tebligat ve müzekkere giderinin davalıdan (karşı taraftan) tahsili ile davacıya (itiraz eden) VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davacıya (itiraz eden) İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı