Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/421 E. 2022/349 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/421 Esas
KARAR NO : 2022/349
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ: 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, uzun süre önce yurt dışına yerleşmiş olup halen Almanya’da ikamet ettiğini, davacının Almanya’da yaşaması sebebiyle davalı kooperatif ve üyeliği hakkındaki bilgileri seneden seneye ülkemize geldiğinde alabildiğini, davacıya herhangi bir tebligat / ihtar yapılmamasına ve bu konuda öncesinde hiçbir bilgi verilmemesine karşın kooperatif ile ilgili bilgi almak için davalı kooperatife başvuran davacıya, kendisinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin ve artık davalı kooperatifin üyesi olmadığının davalı kooperatif tarafından söylenmesi üzerine davacının, kooperatiften ihraç edildiğini haricen öğrendiğini, ihraç edildiğini haricen öğrenen davacı hakkında alınan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla davalı Kooperatife karşı tamamen aynı konuda ve aynı gerekçelerle başka bir kooperatif üyesi hakkında açılan ihraç kararının iptaline ilişkin davaların olduğunu, söz konusu dava dosyalarında alınan bilirkişi raporları ve mahkeme kararlarının işbu dava yönünden emsal teşkil ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için davalı Kooperatif tarafından …Bankası’ndan kullanılan 40.000.000 TL limitli kredi nedeniyle “mahrum kalınan kar payı” ödenmesi söz konusu olsa bile, bunun kooperatif üyesine ek ödeme yükümlülüğü getirmek anlamına gelmediğini, davalı Kooperatifin ana sözleşmede yer almayan ek ödeme yükümlülüğünü yapmadığı gerekçesiyle üyesini kooperatiften ihraç etme hak ve yetkisi bulunmadığını, öte yandan talep edilen tutarın mali yükümlülük kabul edilmesi halinde de kooperatif tarafından talep edilmesinin mümkün bulunmadığını, eğer davalı hakkındaki ihraç kararı eski kayyım tarafından alındıysa, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas numaralı dosyasından davalı kooperatife tedbiren atanan kayyımın, davanın 28/05/2019 tarihinde kesin olarak reddedilmesiyle ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmasından dolayı görevi sonlanmasına rağmen, görevi hala devam ediyormuş gibi ihraçlar hakkında karar almasının usulsüz olduğunu, öte yandan, mahkeme tarafından tedbiren atanan kayyımın görevi sadece genel kurulu toplayarak yönetim ve denetim kurulunun seçimini yaptırması ve bu sırada yapılacak acil işlerin yapılması olduğunu, oysa kooperatif üyeliğinden ihraç, mahiyeti itibariyle ağır bir yaptırım olup, geçici bir tedbir olarak (yalnızca genel kurulu toplamak ve yönetim ile denetim kurulunu seçtirmek göreviyle) atanan kayyımın üyelikten ihraç prosedürü kapsamında ihtar göndermesi ve ihraç kararı almasının kabul edilemeyeceğini, ihraç konusunda yetkisi olmayan kayyım tarafından alınan ihraç kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, bu yönüyle de ihracın iptali gerektiğini, davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına dair davalı kooperatifin kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatif adına, …Bankasından kredi kullanılmak suretiyle, 2016 yılında …ili …ilçesi … Mah. … ada …parselde kaim taşınmaz edinildiğini, banka kredisi kullanmak suretiyle edinilen taşınmaz üzerine; 109 Adet Villa +AVM yapılması projelendirilip, proje üzerinden üyelere isabet eden bağımsız bölümlerin noter kura çekilişi ile belirlendiğini, yapılan projeye göre, yüklenici firmalar yapılan sözleşmeler ile inşaatın belirli aşamaya geldiğini ancak; davalı kooperatif adına arsa edinilmesini ve inşaatın yapımı için kullanılan kredi geri ödemesi kooperatifin bankaya olan borcu, kooperatif üyelerinin mali yükümlülüğü olarak her bir hisse bedeli olarak ferdileştirilip, tüm üyelerin mali yükümlülüğünün karşılığı olan 645.000,00 TL’nın kredinin son ödeme tarihi olan 15 Şubat 2017 tarihinde ödemesi gerektiğini, kooperatifin her üyesinin, bir hisse karşılığı 15 Şubat 2017 tarihinde 645.000,00 TL ödeme yapması gerekirken; davacı …’ün119.000.00 TL haricinde ödeme yapmadığından, kooperatife karşı mali yükümlülüklerini süresi ve zamanında eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davacı gibi kimi üyelerinde mali yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden, kooperatifin bankaya olan borcunun kapatılamadığını ve davalı kooperatifin mali sıkıntıya düştüğünü, bu nedenle; arsa alımı için kredi kullanılan banka, kooperatif üyelerine kullanılan ve kapatılmayan kredi borcu nedeniyle şahsi sorumluluklarına gidip alacağını tahsil edeceği yönünde ihtarların düzenlendiğini, davalı kooperatif adına banka kredisi ile edinilen arsanın kredi geri ödemesinin her hisse başına ferdileştirilmişken; mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen bu şekilde kooperatifin bankaya olan borcu kapatılamadığı gibi mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler nedeniyle kredi kullanılan banka tarafından ödenmeyen kredi borcuna “mahrum kalınan kar payı” işletilip, kooperatifin banka borcunun artmasına neden olunduğunu, 06.01.2019 tarihinde yapılan davalı kooperatif genel kurulunda, mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler hakkında, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu uyarınca işlem yapılması kararı alınmış ve davacıya Antalya 9. Noterliği’nin 20 Aralık 2019 Tarih ve …Yevmiyesine kayıtlı ihtarname ile mali yükümlülüklerini yerine getirmesi aksi halde kooperatif üyeliğinden çıkarılacağının ihtaren bildirildiğini, davacıya kooperatifler kanununda öngörülen 1. Noter İhtarnamesi gönderile mali yükümlülüklerini yerine getirilmesi ihtar edildiği halde süresi içinde herhangi bir ödeme yapılmadığından, davacıya Antalya 10. Noterliği’nin 19 Haziran 2019 Tarih ve …Yevmiyesine kayıtlı 2. Noter İhtarnamesi ile 1. Noter İhtarnamesinde belirtilen meblağı ödemeleri ihtar edilmesine rağmen yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme yapmadığını, dava dilekçesinde davacıya, kanunda öngörülen şekilde bir bildirim yapılmadığı ileri sürülmekte ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira; davacının Almanya Federal Cumhuriyetinde ikamet edip, noter ihtarnameleri, Adalet Bakanlığı aracılığıyla konsolosluk marifetiyle davacıya tebliğ edildiğini, davalı kooperatifin kredi kullandığı bankaya nakden veya kredi kullanmak suretiyle yerine getirmekle yükümlü olduklarını, nitekim, davalı kooperatif üyelerinin, mali yükümlülüklerinin karşılığı olan 645.000,00 TL’yi, 15 Şubat 2017 tarihine kadar kredi kullanılan bankaya defaten ya da kredi kullanmak suretiyle ödediklerini, davacı …’ün davalı kooperatif üyeliğine 01.03.2016 tarih ve …sayılı kararı ile kabul edilmiş olup; davacıya bildirilen ana para borcu ve faiz yükü ödemesini tebliğ edilen ihtarnamelere rağmen yasal sürede ödememesi nedeniyle davacının ihraç kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini, öncelikle huzurdaki davanın hak düşürücü süre yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ve …Konut Yapı Kooperatif Başkanlığı’na kooperatife ait sicil dosyasının gönderilmesi için müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Hannover Başkonsolosluğu’na yazılan müzekkeremize verilen cevap dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya 9.Noterliği’ne yazılan müzekkeremize verilen cevap dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya 10.Noterliği’ne yazılan müzekkeremize verilen cevap dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında; 01/02/2022 tarihli 1 nolu ara karar gereği davacı vekili tarafından sunulan Antalya 10.Noterliği’nin 16.03.2020 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarının yurt dışı tebligatının Almanca tercüme bilirkişisine tevdiine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 18/03/2022 tarihli üst yazısı ekindeki tercüme evrakı dosyamız arasına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkin yapılan değerlendirmede:
Davacı tarafça ihraç kararına dayanak ihtarnameler ile ihraç kararının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle açılan davanın süresinde olduğu iddia edilmiştir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 27. maddesinde: “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını ana sözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymıyan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesi mevcuttur.
Kooperatifler Kanunu 16. Maddesinde; “…Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır.
Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.” şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 18.11.2019 tarih 2018/ 869 E 2019/4788 K sayılı emsal içtihadında “..1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu tebliğin noter kanalıyla da yapılması şart değildir. Ortağın haricen öğrenmesi, hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Süre her halükarda tebliğden başlamaktadır. Bu durumda mahkemece, ihraç kararının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin tespiti ile tebliğ edilmediği veya tebliğ edildiği tarih göz önünde bulundurularak üç aylık hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu tespit edildiğinde, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi…” gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih, 2013/23-1522 Esas, 2015/1196 Karar sayılı emsal içtihadında; “Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ihraç kararının tebliğinin geçerli olup olmadığı konusunda yerel mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olup olmadığı, varılacak sonuca göre ihraç kararının, davacının kooperatif ortaklar defterinde yazılı adresi dışında farklı bir adrese tebliğe çıkartılma nedeninin araştırılması gerekip gerekmediği ve kooperatif genel kurulu tarafından ihracın kabulüne karar verilmesinin davaya etkisi noktalarında toplanmaktadır. ….
Davacının davalı kooperatife bildirdiği adresten farklı bir adrese çıkartılan tebligatın davacı ortağa tebliğ edilmemiş olması nedeniyle yönetim kurulu ihraç kararı davacıya tebliğ edilerek kesinleşmiş değildir.”
Antalya 9. Noterliği tarafından 20/12/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile davacının …Antalya adresine birinci ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamenin tebliğ edilememesi üzerine bu kez davacının yurt dışı tebligat adresine 21/02/2019 tarihinde tebligat yapıldığı, ikinci ihtarnamenin ise davacının yurt dışı adresine 12/11/2019 tarihinde yapıldığı, üyelikten ihracına ilişkin kararın ise yine yurt dışı adresine 06/08/2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunun 25. Maddesinde; “Yabancı memlekette tebligat usulü düzenlenmiş olup, madde de; “Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasiyle yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister.
Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasiyle Dışişleri Bakanlığıne, oradan damemuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir.
Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir.”
25/a maddesinde de; “Siyasî temsilcilik aracılığıyla yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına tebligat Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir.
Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.
Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.
Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.
Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Dava konusu somut olayda yukarıda belirtilen kanun maddeleri kapsamında yapılan değerlendirmede: davacı tarafça tebligatın yurt içi tebligat esaslarına göre usulüne uygun olmadığı belirtilmiş ise de; davacının yurt dışı ikametgah adresinin bulunduğu ve tebligatın bu adrese yapıldığı, ihtarname ekinde gelen tebliğ evraklarından anlaşılmış olup yurt dışı tebligat usulüne göre yapılan tebligatın usulüne uygun olup tebligatın yapıldığı tarihten itibaren yasal üç aylık süre geçtikten sonra açılan ihraç kararının iptali istemli davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan artan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davcıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye…
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı