Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/399
KARAR NO : 2023/712
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 11/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı seyir halindeki minibüsün davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete ön kısmından çarptığını, davacının davalının ani ve kontrolsüz şerit değiştirmesine karşılık kazanın gerçekleşmesini önlemek amacıyla frene bassa da anlık şerit değişikliği sebebiyle kazanın oluşumunu engelleyemediği ve davalının sürdüğü minibüsün sağ tarafındaki ön ve arka tekerlekler arasına girerek ağır bir şekilde yaralandığını, kaskı olmasına rağmen ağır yaralandığını, bu süreçte davalı araç sürücüsünün davacıya herhangi bir yardımda bulunmadığını, kazaya ilişkin olarak tutulan kaza tespit tutanağından da; davalı …’ın 2918 sayılı KTK’nun 46/2-b maddesi ihlali yaptığından asli kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, kaza sebebiyle başlatılan soruşturma sonucu Antalya …Asliye Ceza Mahkemesinin… Karar sayılı dosyasında dava açılarak davalı … hakkında “Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Sebebiyet Verme” sebebiyle suçlu bulunduğunu, ceza davasının yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda da davalının 2918 sayılı KTK’nun 46/2-b, 67., 56., 137. Maddeleri riayet etmemesi sebebiyle söz konusu kazaya asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği davacının ise kusursuz olduğu sonucuna varıldığını, davacının kaza sebebiyle ağır yaralandığı, vücudunda kalıcı hasar ve kalıcı izler bulunduğunu, yaralanma sebebiyle istirahat etmek zorunda olduğundan çalışamadığını, ciddi gelir kaybına uğradığını, davacının kaza nedeniyle uzun süre tedavi gördüğünü ve hali hazırda yukarıda bahsi geçen çene tedavisinin devam ettiğini, devam eden tedavi süreci ile birlikte giderlerinin devamlı olarak artacağını, kaza nedeniyle sadece fiziksel değil psikolojik olarak da hasar gördüğünü, bu nedenle sadece maddi zararların karşılanmasının da hakkaniyet sağlamaya yetmeyeceğini, davacının uğradığı manevi zararların da giderilmesi gerektiğini ileri sürerek, öncelikle ihtiyati haciz – tedbir taleplerinin kabulü ile dava sonuna kadar davalıların taşınır taşınmaz mal varlığı ile 3. Kişilerdeki hak ve alacağı için ihtiyati haciz – tedbir kararı verilmesine, maddi tazminat taleplerinin kabulü ile HMK’nın 107/2. Maddesine göre daha sonra arttırılmak üzere şimdilik … TL maddi tazminatı kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacının kaza nedeniyle uğradığı manevi zararın karşılanabilmesi amacıyla … TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sürücüden tahsiline; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiası olan çok büyük bir maluliyet durumunun söz konusu olmadığını, bu durumun kanıtının ise … tarihinde kazanın meydana geldiği saat olan …’ten yaklaşık üç saat sonra … Polis Merkezine ayakta bir vaziyette gidip …’de ifade vermesi olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir kaza meydana gelmiş olsaydı davacının 3 saat içerisinde karakola gelip ifade verebilmesinin beklenemeyeceğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, gerek Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında alınan raporlar gerekse de kaza tespit tutanakları incelendiğinde oluşan kazada iki tarafında kusuru bulunduğunu, davacı sevk idaresinde bulunan motosikletin takip mesafesini korumaması ve araca çarpmamak adına zamanında etkin fren ve uygun direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmediğinden davaya konu kazanın gerçekleştiğini, kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsünün ağır kusurunun bulunması, kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminat hesaplanmasında dikkate alınması gerektiğini, davacı, kaza sebebiyle bundan sonraki hayatında da mesleğinde de sağlık sorunları nedeniyle eskisi gibi çalışamayacağını iddia ederek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat talebinde bulunulmuş ise de; bu tazminat kalemlerinin hukuki temeli bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının hak edilebilmesi için; iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta priminin bildirilmesi ve sürekli iş göremezlik tazminatının hak edilebilmesi için ise iş göremezliğin meslek hastalığından yahut iş kazasından kaynaklanması gerektiğini, nitekim mahkememizce Antalya SGK İl Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından açıkça, davacının maluliyetini bildirir herhangi bir rapor veya sürekli işgöremezlik talebi mevcut olmadığını, kaza tarihinde davacının sigortalı olarak bir işte çalışmadığını ve dava konusu kazanın iş kazası olmadığını, dolayısıyla davacının talep ettiği sürekli iş göremezlik tazminatının hukuki şartlarının oluşmadığını, davalı şirkete ait … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile de sigortalandığını, bu doğrultuda ilgili sigorta şirketine … no’lu Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi yönünden davanın ihbarını talep ettiklerini, davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olursa; şirketin hukuki ve mali sorumluluğu poliçeler ile teminat altına alındığından, hem mevcut davada taraf olarak bulunan … Sigorta A.Ş. hem de kasko sigorta poliçesi doğrultusuna ihbar edilecek olan … Sigorta A.Ş. sigorta şirketinin davacıların zararından sorumlu olduğu göz önüne alınması gerektiğini, hatta davacının tedavisinin, SGK kayıtlarında ayakta tedavi olarak tanımlanmış ve söz konusu kayıtlarda davacının rapor durumunun çalışır olarak göründüğünü, davacının …- TL fahiş boyutta manevi tazminat istenilmesinin davacının kötü niyetini gözler önüne serdiğini, görüleceği üzere davacı kötü niyetli davranmakta, tüm taleplerini fahiş boyutta tutarak davalı şirketten haksız kazanç elde etme gayesinde olduğunu beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin davacı tarafından başvuru şartı yerine getirilmemiş olduğundan, davalı şirketin temerrüde düşmesi de söz konusu bulunmadığını, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının, borcu muaccel hale getirmesinin imkansız olduğunu, bu doğrultuda, davacı taraf gerekli belgeleri davalı şirkete ibraz etmemek ve ödeme süresinin dolmasını beklememekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğundan dava ikame etme hakkı bulunmadığını, her ne kadar davacı dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin … TL olarak belirtmişse de; hangi maddi tazminat kalemi için ne kadar talep ettiğinin açıklattırılmasını; esasa ilişkin ise: Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olup, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılacağını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da yüklenemeyeceğini, mahkeme aksi yönde kanaat getirirse dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığını ve varsa oranının belirlenmesi, bu amaçla davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerine sevkine karar verilmesini, hazırlanacak bilirkişi raporunda maluliyet tespit edilmesi halinde; maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesini, ayrıca, maluliyetin tazminat gerektirip gerektirmediği konusunun da açıklığa kavuşturulması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, 01.06.2015 yürürlük ve 04.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları kapsamında; geçici iş görmezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığının açıkça belirtildiğini, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kask takmamasının göz önünde bulundurulması ve müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini beyanla, davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış, cevap vermeyerek davanın reddini istemiştir.
Taraflara usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı ve davalı gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
SGK’ya müzekkere yazılarak meydana gelen kaza sonrasında davacıya toptan ödeme veya maaş bağlama şeklinde gelir bağlanıp bağlanmadığı ve varsa ödemelere ilişkin kayıt ve belgeler istenmiş, gelen yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Karar sayılı dosyası Uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak sigorta poliçeleri ile hasar dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından Ankara Adli Tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, Ankara Adli Tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda özetle; “…A)Sürücü …’ın %80(yüzde seksen ) oranında kusurlu olduğu,
B)Davacı sürücü …’ın %20(yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “… oğlu, … doğumlu …’ın … tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanmasının; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği,
3. Kişinin dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı,
4. SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri hususunun adli tıbbi bir konu olmadığı ve Kurumumuz görev kapsamına girmediği oy birliği ile mütalaa olunur…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı hususunda rapor tanzimi için aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan … tarihli raporda özetle; “…Dosyadaki maluliyet raporlarına göre davacının sürekli maluliyeti ve bakıcı ihtiyacı olmadığı tespit edildiğinden, davacının hesaplanabilir sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri zararının bulunmadığı;
Yukarıdaki başlıkta izah edilen gerekçe ve alıntılanan içtihat kapsamında, davacının tedavi giderleri yönünden hesaplama yapmak uzmanlık alanım dışında kaldığından, davacının bu talebi yönünden tarafımca görüş bildirilemediği;
Davacının iyileşme süresinin 2 ay olduğu kabul edildiğinde, %20 kusur indirimi sonrası geçici iş göremezlik zararının 2.081,58 TL olduğunun hesaplandığı;
Tarafların diğer tüm iddia ve savunmalarının hukuki takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya davacının belgelendirilmeyen tedavi giderlerine ilişkin rapor tanzimi için Dr. bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…… tarihinde trafik kazası sonucu yaralanan davacı …’ın;
-SGK dışı belgesiz Tedaviye ilişki zorunlu yol, ilaç katkı payları, hijyen, pansuman malzemeleri,refakat vb.) giderlerinden kaynaklanan zararı kaza tarihi itibari ile 1.000,00 TL olarak hesaplanmış olup, davalı %80 kusuruna isabet eden kısım … TL dır.” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dosya değişen asgari ücret tutarı dikkate alınarak güncel rapor alınması hususunda aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan … tarihli ek raporda özetle; “…Dosyada yer alan ATK raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, bakıcı ihtiyacı olmadığı, iyileşme süresinin 2 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Tarafımca hazırlanan … tarihli kök raporda davacının 2 ay süre ile geçici iş göremezlik zararı hesaplanmıştır. Geçici iş göremezlik zararı, kaza tarihinden itibaren davacının iyileşme süresi sonuna kadar yürürlükte olan asgari ücretler üzerinden hesaplanmaktadır. Geçici iş göremezlik döneminin sonundan sonra yürürlüğe girmiş ve girecek yeni asgari ücretler, hesaplamaya etki etmemektedir.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili yargılama sırasındaki beyanında Biz … TL talep ettiğimiz maddi tazminatın bilirkişi raporunda hesaplanan 2.081,58 TL’lik kısmının geçici iş göremezlik, 800 TL ‘lik kısmının tedavi gideri olarak dikkate alınmasını talep ediyoruz dedi.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 54. maddesine göre, “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1.Tedavi giderleri. 2.Kazanç kaybı. 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
6098 s. TBK’nun 56/1. maddesine göre de, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Davacının maluliyet oranının hesaplanmasında kaza tarihi itibariyle hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği hususu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/03/2021 tarih 2020/7120 Esas 2021/2627 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi … tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” şeklinde açıkça belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, uygulanması gereken yönetmelik hükmünün Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümleri olduğu anlaşılmıştır.
Davacı kaza tarihinde kazaya karışan motosiklette sürücü konumundadır. Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Müterafik kusura ilişkin yapılan değerlendirmede:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/03/2017 gün, 2014/17034 Esas, 2017/3040 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda davaya konu kaza tespit tutanağından davacı motorsiklet sürücüsünün kask takıp takmadığı belli olmayıp, sürücü belgesinin olmadığı ve mahkemece hükme esas alınan ATK raporundan maluliyetinin kalça kırığından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça cevap dilekçesinde davacının ehliyeti, temyiz dilekçesinde de kaskı olmadığından kusur indirimi yapılması talep edilmiş, mahkemece bu husus tartışılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince sürücü davacının kask durumu ve sürücü belgesi olmamasından dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi…” belirtilmiştir.
Davacı yönünden müterafik kusura ilişkin kask takmadığı, neticenin ağırlaşmasına ilişkin dosya kapsamında bir delile rastlanmamış, mahkememizce müterafik kusur yönünden herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Mahkememizce davacının talep edilen … geçici işgöremezlik tazminatı, 800TL tedavi giderinin davalı sürücü … ve İşleten … Limited Şirketi’nden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … Sigorta A.Ş.’den başvuru tarihinden 8 gün sonrası olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davalı sürücünün kusuru, manevi tazminatın amacı, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile … TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Karar yazım aşamasında davacının manevi tazminat talebinin sadece sürücüye yönelttiği, işletenden talep etmediği görülmüş ise de; gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olamayacağından mahkememizce kısa karar doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Buna göre; 2.081,58 TL geçici iş göremezlik zararı, … TL tedavi gideri olmak üzere toplam 2.881,58 TL maddi tazminatın davalılar … ve … A.Ş.’den kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … Sigorta A.Ş.’den başvuru tarihinden 8 gün sonrası olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; … TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafın daimi iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davacı tarafın fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
Maddi Tazminat Davası Yönünden;
5-Alınması Gereken 142,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 10,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 131,94 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince kabul miktarı dikkate alınarak 2.881,58 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar … Sigorta A.Ş ve … A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğinc reddedilen miktar dikkate alınarak 118,42 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan posta, davetiye, bilirkişi giderinden ibaret toplam 4.439,15 TL yargılama giderinden davanın kabul oranınca hesaplana 4.264,31 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere 1.320 TL.’nin Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.268,01 TL’sinin davalılar müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere 1.320 TL’nin Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 51,99 TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Davacı tarafından yapılan 44,16 TL ilk dava masrafının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminat davası yönünden;
12-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,88 TL harcın davalı … ve … A.Ş.den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
13-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince kabul miktarı dikkate alınarak … TL vekalet ücretinin davalılar … ve … A.Ş’den müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
14-Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
15-Davacı tarafından yapılan 204,67 TL ilk dava masrafının davalılar … ve … A.Ş’den müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
16- Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın yatırana İADESİNE,
Dair; Davacı vekili Av. … ve davalı … vekili Av. … ile e duruşma yoluyla duruşmaya katılan ihbar olunan … Sigorta vekili Av. …’nın yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır